Dövmeye ilgi, her geçen gün artıyor. Ancak bazı çalışanlar, görünen yerlerindeki dövmeleri nedeniyle işten çıkarılabiliyor veya başvuruları reddedilebiliyor.
Abone olBir işe başvurdunuz ve o iş için biçilmiş kaftansınız. Mülakata çağrılıyorsunuz ve başarıyla geçiriyorsunuz.
Ama bir sorun var.
Vücudunuzun görünen bir yerindeki dövmeniz, iş görüşmesinde patronun gözüne çarpıyor ve onu rahatsız ediyor. Olumlu giden her şey bir anda tersine dönüyor ve patron, size iş teklif etmekten vazgeçiyor.
Geçen Temmuz ayında, İngiltere'de bir danışmanlık firmasında çalışan Jo Perkins'in sözleşmesi, ayak bileğindeki kelebek dövmesi nedeniyle iptal edildi. Perkins'in dövmesinin ayağına uzanan 4 santimetresi görünüyordu.
Şirket, Perkins'in dövmeyi kapatmayarak sözleşmeyi ihlâl ettiğini söyledi.
Elbette Perkins dövmesi nedeniyle işinden olan ilk kişi değil.
İngiltere'nin Yorkshire kentinde yaşayan 39 yaşındaki bir kadın da, benzer sorunlar yaşamış. Garson olarak çalışan kadının kolunda dövmede "her şeyin bir sebebi var" yazdığı için, müşteriler şikayette bulunmuş ve kadın işinden olmuş.
Yine bir başka çalışan, müdürler kolundaki 80 dövmeden rahatsız olduğu için işten çıkmaya zorlanmış.
Hukuka uygun mu, potansiyel tehlike mi?
Tüm bu vakalarda işyeri sahipleri ve müdürler, hukuka uygun davrandıklarını iddia ediyor.
Bu yaşananlar, giderek artan dövme tutkusunun, çalışanlar için potansiyel bir tehlike haline geldiğini gösteriyor.
Geçen yıl İngiliz Sosyoloji Derneği'nin yayımladığı rapora göre, her beş İngiliz'den birinde dövme bulunuyor. Ancak yine aynı derneğin yayımladığı rapor, işverenlerin, çalışanların dövmelerinin görünmesinden rahatsız olduklarını ortaya koyuyor.
Rapora göre işverenler dövmeyi bir "kusur" olarak görüyor ve müşterilerin işyeriyle ilgili "dağınık", "nahoş", "muhalif" gibi düşüncelere kapılabileceğini düşünüyor.
Üstelik dövme seven ve yaptıran işyeri sahiplerinin bile bu konuda benzer düşüncelere sahip olduğu belirtiliyor.
Araştırmayı yürüten Saint Andrews Üniversitesi'nden Andrew Timming, bu durumu şöyle ifade ediyor:
"Vücutlarında dövme bulunan işyeri sahipleri, müdürler vardı. Ancak dövmeleri görünen yerlerinde, ellerinde, boynunda ya da yüzlerinde değildi ve dövmesi görünen birini işe almayacaklarını söylüyorlardı."
'Ayrımcılığa' karşı kampanya
"Dövmeye yönelik ayrımcılık" başlığı altında, bu uygulamara karşı internette imza kampanyaları düzenleniyor.
Birmingham'da yaşayan Mathew Whelan da, dövmeye yönelik ayrımcılıkla mücadele edenlerden biri. Adını daha sonra "Mürekkep Ülkesinin Kralı" olarak değiştiren Whelan, İngiltere'de "en fazla dövmesi bulunan kişi" olduğunu öne sürüyor.
"Mürekkep Ülkesinin Kralı", vücudunda dövme ve benzeri değişiklikleri yapanların iş hakkını savunan bir kampanya yürütüyor ve "Eğer bir kişi o işi yapabiliyorsa, aynı koşullarda özgeçmiş sunan biriyle eşit koşullarda değerlendirilmeli" diyor.
Whelan, dövmenin yalnızca bir yaşam tarzıyla açıklanamayacağını söylüyor. Ona göre dövme aynı zamanda birinin dini veya diğer inançlarını ortaya koymasına benzer bir kimlik ifadesi olarak ele alınmalı.
İngiltere'de çalışanlarda dövmenin yasaklanması sık rastlanan bir durum. Örneğin polis teşkilatı yüzde, ellerde ve boyunda dövmeyi yasaklıyor. Sebebi ise bu bölgelerde dövme bulunmasının "rahatsız edici, ayrımcı veya şiddet içeren" bir uygulama olarak görülmesi.
Yine havayollarında çalışan kabin ekibinin dövmelerine kısıtlamalar da bulunuyor.
'Ya dövme, ya iş'
Bağımsız insan kaynakları danışmanı Sandra Beale ise, şirketlerin kendilerini temsil edecek kişiyi seçme hakkı olduğunu savunuyor.
Beale'ye göre, zeki ve profesyonel bir imaja sahip olmak isteyen şirket, dövmeyi veya diğer vücut üzerindeki değişiklikleri yasaklayabilir. Böylece, diyor Beale, çalışanlar da işi mi dövmeyi mi istediğine karar verebilir.
Diğer ülkelerde de dövmeli çalışanı koruyan bir kanuna pek rastlanmıyor.
Örneğin Japonya'da kamuoyu, dövmeyi organize suç örgütleriyle bağlantılı görüyor. Bu nedenle çalışanlara yönelik genel bir yasak algısı var. ABD'de bir mahkeme, 2006'da bir karar vererek kamuda çalışanların dövmelerini kapatması zorunluluğunun ifade özgürlüğünü ihlal etmediğine karar vermişti.
Yeni Zelanda'da dövmeler, Maori kültürünün bir parçası olarak görülüyor. Bu nedenle ulusal havayollarının çalışanlarına dövme kısıtlaması getirmesi, ülkede bir tartışmayı tetiklemişti.
Ancak Avusturalya'da dövmeler "Eşit Koşullar Yasası" kapsamında kabul edilerek, korunabiliyor.
İngiliz İş Hukuku uzmanı Helen Burgess, dövmesi olan birini işe almamanın tamamen yasal olduğunu söylüyor. Ancak Burgess'e göre, Eşitlik Yasası çerçevesinde, dini inanca bağlı bir dövme söz konusu olursa, istisnai bir durum yaratabilir.