Dört önemli isim, dört skandal açıklama!..
Ortaya çıkan tablo gösterdi ki İç Güvenlik Yasa Paketi en önce Meclis'teki zorba milletvekilleri için çıkarılmalıymış.
Türkiye günlerdir Meclis'e getirilen ve dün
itibariyle yasalaşan İç Güvenlik Paketi'ni tartışıyor. Sokaktaki
her vatandaş paketle ilgili endişesini de desteğini de medeni birer
insan gibi tartışıyor.
Ortaya çıkan tablo gösterdi ki İç Güvenlik Yasa Paketi en önce
Meclis'teki zorba milletvekilleri için çıkarılmalıymış.
Vekiller, bizim güvenliğimizi birbirilerini döve döve savunuyor!
Hepsi, "Bu yasa ile özgürlüklerimiz daha da
kısıtlanacak" endişesiyle hareket ettiğini söylüyor.
Özgürlüklerin elden gideceğini savunanlardan biri de CHP'li Gürsel
Tekin. Ama gelin görün ki Gürsel Tekin, Kılıçdaroğlu aleyhinde
haber yapan bazı gazetelere tepki göstermek için düzenlediği basın
açıklamasında, "8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli
gazetelerin tamamına el koymak olacaktır.Sadece el mi koyacağım,
buna bulaşmış bütün iş adamlarından hesabını soracağız."
diyor.
Tekin'in bahsini ettiği tarihlere ve satır arasındaki ince detaya
lütfen çok ama çok dikkat edin!
"Biz iktidar olduğumuzda" demiyor.
Mazbata almayı, görev devir teslimini bile beklemeyi düşünmediğini
söylüyor, "7 Haziran günü seçim olacak. Biz sandıktan
birinci parti çıktığımız günün hemen ertesinde daha iktidara
gelmeden bu gazetelere çökeceğiz" diyor.
Bir mahkeme kararına, kişilerin kendini savunmasına gerek olmadan
bir mafya gibi çökecek ve patır patır hesap soracak CHP!
Getirilmek istenen özgürlük işte bu!
Kuşku yok ki bu özgürlükten hepimiz nasibimizi alacağız.
İşin utanç verici yönü ne biliyor musunuz? Yasanın sakıncalarından
dem vuran milletvekillerinden çoğu tasarının içeriğini dahi
bilmiyor!
Örnek mi istiyorsanız hemen söyleyeyim...
Önceki gün CNN Türk ekranlarında yayınlanan Ahmet Hakan'ın sunduğu
"Tarafsız Bölge" isimli programda mesele enine
boyuna tartışılıyor.
Programın konuklarından biri olan Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş,
İç Güvenlik Yasası'nda olmamasına rağmen yargı kararı olmadan,
polise ev arama yetkisinin verildiği gibi abuk subuk bir iddiada
bulunuyor.
Ahmet Hakan, "Yasada böyle bir şey yok" diye itiraz edince MHP'li
Sinan Oğan, "Hayır, burada var. Herşey var. Yani size ait
ev, araba ofis ne varsa hepsi izinsiz aranabilecek"
diyerek bu saçmalığı savunuyor.
Ahmet Hakan diretince MHP'li vekil yasayı gözden geçiriyor ve bu
maddenin olmadığını söyleyerek özür diliyor.
Aslı Aydıntaşbaş için söylenecek fazla bir şey yok. İzlediği
filmlerdeki replikleri avrupa ülkelerinin kanunuymuş sanan biri bu
ülkenin en saygın gazetelerinden birinde yazarlık yapıyor ve
kitleleri yönlendiriyor.
Benim dikkat çekmek istediğim isim Sinan Oğan'ın tavrı.
Meclis'te İç Güvenlik Yasa Tasrısı oylanmasın diye kıyamet kopuyor.
Vekiller birbirini öldüresiye dövüyor. Ama bu yasa geçmesin diye
ortalığı yangın yerine çeviren muhalefetin en önemli
milletvekillerinden biri, yasanın içeriğini bilmiyor.
Muhalefetın bilmeden, okumadan herşeye karşı çıktığının en güzel
kanıtı!
Muhalefet yıllardır AK Parti iktidarının PKK ile ülkeyi bölmek için
anlaştığını iddia edip duruyor. Ama aynı muhalefet, hükümetin
PKK'nın şehirlerde estirmeye çalıştığı terörü olaylarını en aza
indirmek ve masum halkı korumak için çıkartmak istediği pakete
karşı çıkıyor!
Bununla da yetinmiyor, PKK'yı temsil eden partiyle birlikte Meclis
çatısı altında işbirliği yapıyor, yasa çıkmasın diye adeta terör
estiriyor.
Allah aşkına söyler misiniz, bu durumu ekranlardan izleyenler kimin
PKK ile işbirliği yaptığını düşünür?
******
Aktarmadan geçemeyeeceğim...
Dün gece Habertürk televizyonunda Balçiçek İlter'in sunduğu Karşıt
Görüş programına denk geldim. İç Güvenlik paketinin ayrıntıları
orada da tartışılıyordu.
Programa katılan konuklardan Enver Aysever 3 dakikada en çok
saçmalayan adam olarak rekor kırdı sanırım o programda...
Uçuk kaçık fikirlerine CHP'nin bile tahammül edemeyip kapı dışarı
ettiği Aysever'e göre Gezi olayları dünyanın en masum ve en
barışçıl eylemlerinden biriymiş!
Beyefendi, Gezi'yi anlatırken börtü böcekten, yonca çiçekten
bahsedip durdu. Eylemciler ağacın dibinde oturuyormuş..
Eeeee
Polis onları gelip katletmiş!
Otobüsleri molotoflayan, esnafın işyerlerini yağmalayan, binaları
yakan, bankaları kundaklayan, ve ön önemlisi terörist
gruplarla bir olup polisleri sokaklarda kovalayan kanı bozuk şehir
iblislerini görmemiş herhalde enver Aysever!
Polisler ve o polislere emir verenler katilmiş!
Amerika'da, İngiltere'de, Almanya'da yapılan benzer eylemlerde
polisin neler yaptığını da görmemiş. Birazcık akıl, azıcık vicdanı
olan herkes şunu bilir ki Gezi olayları, dünyanın en terörist
eylemine dönüştü.
Başı belki masumdu ama sona doğru Enver Aysever ve avanelerinin de
kışkırtmalarıyla tam anarşi tam terörizme dönüştü.
Aysever programda utanmadan, sıkılmadan saldırıya uğradığı iddia
edilen başörtülü kadın meselesini de gündeme getirdi ve programın
konuklarından, Halime Kökçe'ye, "O yalancı kadını haber
yaptınız diye yargılanacaksınız" dedi.
Programın moderatörü Balçiçek İlter, "Enver aynı haberi ben
de yaptım" dediğinde ne oldu biliyor musunuz? Bizim Enver,
"Yok Balçiçek sana lafım yok! Biliyorsun o dönemde seni
destekledim" dedi.
Bir grup tarafından şiddete maruz kaldığını söyleyen bir kadın
savcılığa suç duyurusunda bulunuyor ve darp raporu alıyorsa bu
dünyanın her yerinde haber olur.
Ama gelin görün ki şiddete maruz kaldığını iddia eden kadın da, o
kadının haberini yapan gazeteci de başörtülü olunca ortaya böyle
bir tablo çıkıyor.
Başörtülü kadını haber yapan başörtüsüz Balçiçek İlter'e,
"Yok seni destekledim lafım sana değil"
diyeceksin, başörtülü gazeteciyi ise canlı yayında hedef gösterip
linç ettireceksin.
Programın 3 katılımcısı bu utanç verici tavırdan sonra stüdyoyu
terketti. Balçiçek İlter bile az kalsın hazırlayıp sunduğu programı
terkedecekti! Ben olsam utançtan yerin dibine girerdim, Enver'e
baktım şerrinden kaçanların ardından gülüyor!
Diyeceğim o ki yukarıda saydığım ikisi gazeteci, biri siyasetçi
bu üç isim savundukları bu fikirlerle AK Parti'yi devirecekleine,
kendi ideolojilerinin iktidara geleceğine inanıyor!
Boşuna demiyoruz, "Bu ülkede iktidar değil, muhalefet
sorunu var" diye...
Ah be kokuşmuş kafalar! Şunu bir türlü anlamadınız. Siz bu
ziyniyetle iktidar falan olamazsınız.
Olsanız dahi, iktidarınız ancak bir cücenin boyu kadar devam
eder!