Kurbanlık satmak için büyük şehre gelen küçük çocuklar soğuk ve fırtınalı havalarda çadırda titreyerek gün sayıyorlar.
Abone olOnlar yıl boyunca besledikleri hayvanları kurbanlık olarak satmak için memleketlerinden kalkıp başta İstanbul olmak üzere büyükşehirlere geldiler. Ama geldikleri günden bu yana çok zor şartlarda, deyim yerindeyse ‘yaşam mücadelesi’ veriyorlar. Örneğin; İstanbul’a gelen hayvan satıcıları ilçe belediyelerin belirlediği çamur deryasını andıran alanlarda kurulan derme çatma çadırlarda kalıyor, su ve elektrikten yoksun, dondurucu soğuğu iliklerinde hissederek bayramın gelmesini bekliyor. ‘Değmez ama ne yapalım?’ Çalınır endişesiyle hayvanları ile birlikte uyuyan, onlarla aynı ortamda yemek yiyen yetiştiriciler dertli. Bağcılar Belediyesi’nin kurban satış yerine, torunuyla birlikte Ordu Gölköy’den gelen Salih Bayraktar (60), 10 gün kalacağı çadırın yeri için 200 milyon lira kira ödemiş. Günlerdir kuru soğan ve ekmekle karnını doyuran Bayraktar, devletin hayvancılığa destek vermemesinden yakınıyor. Hayvan ithaline dikkat çekerek, "Aslında çektiğimiz çileye değmez ama başka ne iş yapalım" diyor. En büyük korku dolandırılmak Tokat’tan gelen üç çocuk babası Durmuş Ömer’in tek hayali, iki yıl önce kurban satışında zarar ettiği için satmak zorunda kaldığı minibüsüne yeniden kavuşabilmek. Ömer, "Sadece hayvancılıkla geçinmek zor. 20 tane büyükbaş getirdim. İnşallah hepsini satıp arabamı geri alırım" diye konuşuyor. Bazı dolandırıcıların hayvan satıcılarını hedef aldığını belirten Durmuş Ömer, yaşadığı bir olayı da şöyle anlatıyor: "Bazı arkadaşlar euro karşılığı hayvan satıyor. Ben de geçen sene 500’lük Peru parasını euro diye aldım. Zaten zor şartlarda çalışıyoruz. Bir de bu sahtekârlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz." ‘Kız Kulesi’ni bir görseydim!’ Çadırını mumla aydınlatan Ahmet Cebe, Tokat’tan getirdiği 13 büyükbaş hayvanın tamamını sattığı için çok mutlu. Aynı zamanda köyünün muhtarı olan Cebe, alanda yer kapmak için belediyede bir hafta boyunca kuyrukta beklemiş. Samsun Vezirköprü’den üç akrabasıyla gelen İlhan Yıldız ise, 140 küçükbaş hayvanı ile aynı çadırda yatıp kalkıyor. Bugüne kadar sadece beş hayvan satabildiğini söyleyen Yıldız, sobasının olmamasından şikâyet etse de bayramı umutla bekliyor. Sefaköy’de kurulan kurbanlık satış yerinde de durum pek farklı değil. Hayvan satıcıları lastik yakarak ısınmaya çalışıyor. Küçük yaşlardan beri çobanlık yapıyormuş 20 yaşındaki Murat Keskin, İstanbul’a kurbanlık satışı için birçok kez gelmiş... "Eğer hayvanlarımı bırakabilseydim Kız Kulesi’ni görmek isterdim. Ama fırsat olmaz ki" diyor. Milliyet