15 Temmuz darbe girişiminde Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlerle ilgili dava başladı. FETÖ'den tutuklu eski astsubay Karataş'ın ifadesi günün olayı oldu. Karataş 'Kafamı kaldırdığımda komutanımız Sezayi Özgür Öztürk'ün 'Seni öldürmeyeceğim be adam' diye bağırdığını gördüm..
Abone olFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu, tutuksuz sanıklar ile avukatları ve yakınları katıldı.
Darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Savaş Gemisi'nde elektronik astsubayı olarak görev yapan tutuklu sanık Rifat Karataş savunma yaptı. Sanık Karataş, olay gecesi Deniz Lisesi Mezuniyet Töreni'nden Gölcük'e döndükleri sırada Osmangazi Köprüsü yakınlarında gemiye eğitim icra emri geldiğini ve bu emir üzerine İstanbul'a dönüşe geçildiğini söyledi.
HERŞEYE HAZIR OL EMRİ VERİLDİ
Bir süre sonra terör saldırısı tehlikesine karşı teyakkuzda olmaları emri geldiğini belirten Karataş, "Silah sistemlerini devreye alıp köprüüstüne çıktım. O ortamda normal bir emirdi. 1. sicil amirim Gürcan Gürsoy, silah ve sistemlerin bana emanet olduğunu söyledi. Bunun üzerine Gürsoy'a brifing verdim. Emir geldiğinde her şeye hazır olmam emri verdi. Gece 12.00'den sonra gemide darbe söylentileri başladı." ifadelerini kullandı.
SENİ ÖLDÜRMEYECEĞİM BE ADAM DİYE BAĞIRIYORDU
Sanık Karataş, "Donanma Komutanı sivil bir şekilde ve yanında sakallı 2 kişiyle gemiye geldi." şeklinde söylentilerin dolaşmaya başladığını belirttikten sonra şunları anlattı:
- "Kafamı kaldırdığımda Harekat Subayı Deniz Kurmay Binbaşı Fatih Dalkara'nın bacaklarını gördüm. Arkamdan gelen diğer personele sıkıntılı bir olayın olduğunu anlayarak yukarı gelmemelerini söyledim. O sırada komutanımız Sezayi Özgür Öztürk'ün 'Seni öldürmeyeceğim be adam, komutanımızı da öldürmeyeceğim, silahını teslim almam lazım.' diye birçok defa bağırdığını gördüm."
"Kelime-i şehadet getirdim, 4 aylık çocuğum var"
-"O sırada Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin yakın koruması olduğunu sonradan öğrendiğim astsubay Ebubekir Öztürk'ü ve Donanma Komutanının emir astsubayı Yalçın'ı gördüm. Bu ikisi, gemi komutanı kamarasının kapısının önünde bekliyordu. Sezayi Öztürk bu kişilere silah doğrultmuştu. Yanında 2. Komutan Meftun Metin vardı. Ben onları gördüğümde koruma astsubayının silahı teslim alınmıştı, aralarında bir arbede yaşandığını görmedim.
-Sezayi Öztürk, Ebubekir ve Yalçın'a 'Sizi emniyetli bir şekilde subay salonuna veya istediğiniz başka bir yere almam lazım, burada duramazsınız, Donanma Komutanı'na bir şey yapmayacağım.' dedi. Koruma astsubayı Ebubekir'in de 'Bu kapının önünden ayrılmayacağım, kelime-i şehadet getirdim, 4 aylık çocuğum var.' dediğini duydum.
-Emir astsubayı Yalçın aşağı ineceğini söyleyerek aşağı indi. Öztürk, personele kelepçe getirmeleri talimatını verdi. Gemide sarkan kabloları tutturmak için kullandığımız plastik bir kelepçe getirdiler. Kimin getirdiğini hatırlamıyorum, kelepçeyi bana verdiler. Öztürk, 2 eli ile silahı havada tutar şekilde bana dönerek, silahla Ebubekir' i işaret etti ve 'Bağla şef' dedi. Dondum kaldım. Tekrar bağırınca, Ebubekir de 'Bağla abi' dedi. Ben de hayatımda ilk kez birisinin bana silah doğrultması nedeniyle korkarak koruma astsubayı Ebubekir'i kendi istediği şekilde plastik kelepçeyle komutan kamarasının yanındaki demirlere rahat hareket edebileceği şekilde bağladım."
- "Öztürk, Ömer Faruk Avcı'ya dönerek 'Hareket ederse direk vur.' dedi. Komutan bana 'Şef burada dur, ihtiyacı olursa karşıla.' dedi ve oradan ayrıldı. Herkes ayrıldıktan sonra Ebubekir bana dönerek, 'Yanlış yapıyorsunuz. Cumhurbaşkanı ve Genelkurmay Başkanı tutuklandı. Biz canımızı kurtaralım diye gemiye geldik ama yaptığınıza bakın.' dedi. Haberim olmadığını söyledim. Hala burada Ebubekir'in Donanma Komutanı'nın koruma astsubayı olduğunu bilmiyordum."
-"Bana ailesini, eşini anlattı. Ben de ona anlattım. Yanında bulunduğum 2,5-3 saat boyunca her şeyden konuştuk. O gece Fenerbahçe Orduevi'nden başlayan yolculuklarını anlattı. 1. Ordu Komutanı Ümit Dündar, Donanma Komutanı ile görüşüp 'Gel, ben senin güvenliğini sağlarım.' demiş. 'Abi komutan güvenmedi.' dedi. Kadıköy Moda'da bir bankta oturup, durum değerlendirmesi yapmışlar, orada söylemiş. Böyle deyince şaşırdım, neden güvenmediğini anlatmadı. Sonra Kadıköy Moda'da otururken Komodor Metin Uça'yla konuşup, öyle gelmişler. 2 kişiyle beraber botla gemiye intikal etmişler."
"Silah sistemini kendi inisiyatifimle kapattım"
-"O gece silah sistemini kendi inisiyatifimle kapattım. Bu şekilde her şeyi emniyet altına aldım. Ebubekir'in elini bağlamak zorunda bırakıldım. Kendisine darp, küfür ve benzeri harekette bulunmadım. Donanma Komutanına bir emri, ihtiyacı olup olmadığını sordurdum. 1. amirim Gürcan Gürsoy da beni hiç ikaz etmedi. Gece boyunca bir şey olmaması için tırmaladım. Yaptıklarım bu girişimin karşısında kahramanca durduğumun somut delilidir."
İddianameden
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "1" numaralı sanık olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 51'i tutuklu, 11'i firari 92 sanık bulunuyor.
İddianamede, ağırlaştırılmış müebbet ile 19'ar yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Polislere yönelik Bylock davasında karar çıktı