Fransa'nın eski başbakanlarından Dominique de Villepin, savcılık tarafından temyize götürülen Clearstream davasıyla ilgili olarak bugün mahkemeye çıktı.
Abone olFransa'da 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında, başlıca siyasi rakibi Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'ye yönelik karalama kampanyasına karıştığı suçlamalarından beraat etmiş olan eski başbakan Dominique de Villepin, savcılık tarafından temyize götürülen dava için, bugün yeniden mahkemeye çıktı.
De Villepin, 2004 yılına uzanan Clearstream yolsuzluk davasında Sarkozy hakkında yapılan soruşturmayı durdurmamakla suçlanmıştı.
BBC'nin Paris muhabiri Hugh Schofield, temyiz davasının sonucunun gelecek yılki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde önemli bir etkisi olabileceğini belirtiyor.
2004 yılında, her iki siyasetçinin cumhurbaşkanlığı için rekabet ettiği sırada, Nicolas Sarkozy'nin adı, Lüksemburg'daki bir yasa dışı banka hesabıyla ilişkilendirilen üst düzey siyasetçi ve iş adamları listesinde yer almıştı.
Söz konusu listede adları geçen şahısların uluslararası silah satışlarından rüşvet aldıkları öne sürülmüştü.
Liste, aralarında Dominique de Villepin'in de bulunduğu çeşitli kişilere gönderilmiş ve de Villepin, yaratılan komployu durdurmamakla suçlanmıştı.
Geçen yıl yapılan mahkemede, Dominique de Villepin, iftira ve sahtekârlığa suç ortaklığı da dahil olmak üzere, hakkındaki dört suçlamadan beraat etmişti.
Mahkemeye çıkarılan diğer bazı zanlılar ise, çeşitli suçlardan hüküm giyerek hapis ve para cezalarına çarptırılmıştı.
Bundan sonraki cumhurbaşkanlığı seçimi bir yıldan kısa bir süre içinde yapılacağı için, de Villepin ile Sarkozy arasındaki rekabetin, şimdi daha farklı bir boyutta olduğu kaydediliyor.
2010 yazında kendi siyasi grubu Birleşik Cumhuriyet Partisi'ni kurmuş olan Dominique de Villepin'in cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylığını koyması bekleniyor.
Kamuoyu yoklamalarına göre, seçimin ilk turunda oyların yüzde 5'ini alabilecek gibi görünen Dominique de Villepin, Sarkozy cephesine ciddi bir zarar verebilir.
BBC Paris muhabiri, iki siyasetçinin son haftalarda bir tür uzlaşmaya varmış olduklarına dair işaretler alındığını, bu haberlerin tabloyu daha da karmaşıklaştırdığını kaydediyor; Sarkozy ile de Villepin arasındaki karşılıklı nefretin, çok uzun bir geçmişi olduğu hatırlatılarak, uzlaşma haberlerinin kuşkuyla karşılandığını belirtiyor.