BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Dolar alacaklar aman dikkat!

Dolar fırladı halk paniğe kapıldı. Peki gözü korkan vatandaş ne yapmalı? Çıkış yolunu Prof. Asaf Savaş Akat gösterdi.

Abone ol

Bilgi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, "Kur hareketinde kritik olan yabancının değil yerlinin hareketidir. Biz döviz almadığımız sürece hiç bir şey olmaz" dedi.

Yerli dolara mesafeli

Tam aksine vatandaşın 2001 sonrasında da zaman zaman yaşanan ataklarda yüksek seviyelerden döviz aldığını hatırlatan Prof. Dr. Akat, "Şimdilik yerli uzakta hatta satsam mı diye düşünüyor" ifadelerini kullandı.

Garanti Bankası ve DÜNYA Gazetesi tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 55. toplantısı Şanlıurfa'da yapıldı.

Türkiye'nin en büyük sulanabilir tarım arazisine sahip Şanlıurfa'ya yeni bir kimlik kazandırmak için yapılması gerekenler, şanlıurfa'nın nasıl gözde bir marka olacağı, bölgesel kalkınma ve GAP Eylem Planı, tarımın geleceği, komşu ülkelerle ekonomik ilişkiler ile kültür turizminin şehre yapabileceği katkılar tartışıldı.

Krizlerin ağa babası

Toplantıda güncel ekonomik gelişmeleri değerlendiren Bilgi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat, global ekonomiyi sarsan krizi tanımlarken "İçinde yaşadığımız kriz ciddi bir krizdir. Bütün krizlerin ağa babasıdır" saptamasında bulundu.

Çin ekonomisi krizden çıkışa yön verecek

Akat, kredi krizinin 1929 yılında yaşanan Büyük Buhran ile mukayese edildiğini hatırlatarak bu krizin o dönemde yaşanan krizden daha büyük olduğunu savundu. Akat, "1929 buhranı çoluk çocuk oyuncağıdır. Çünkü sistem bu kadar gelişmiş değildi" diye konuştu. Türkiye için çok karamsar bir tablo çizmediğini bu krize geç girip erken çıkabileceğimizi anlatan Akat, dünya ekonomilerinin bu krizden çıkış sürecini biraz da Çin ekonomisinin yön vereceğini aktardı.

Yaşanan krizin kredi genişlemesi ile hızlı büyüyen ekonomilere bir düzeltme getirdiğini ve bu sürecin sancılı geçeceğini ifade eden Akat, mali krizin dibini görüp görmediğini söylemenin henüz zor olduğunu belirterek şöyle konuştu:

Türkiye mesafe aldı

"2009 gitti. 2010'da da büyümeler kötü olacak. Güzel günlere 2011'de geri döneceğiz. Yılbaşından beri Türkiye bu yıl yüzde 3 büyürse başarı diyorum. 2009'da da ya yüzde 2 büyürüz veya yüzde 2 küçülürüz. Muhtemelen sıfır olur." Türkiye'nin bu krizde daha önceki dönemlerden çok farklı bir performans çizdiğine dikkat çeken Akat, "Türkiye bir şekilde bunun dışında kaldı. Bunun gerisinde 2001 krizinden sonra alınan mesafeler var" dedi.

Bütçe performansının iyi olduğunu ve enflasyonun geçmiş yıllara göre büyük düşüş kaydettiğini ve tek haneli rakamlara gerilediğini hatırlatan Akat, krizin etkisi ile ithalatın ihracattan daha hızlı düşme potansiyeli olduğunu kaydederek bunun da dış açığa yapacağı iyileştirmeye vurgu yaptı.

Yerli almazsa korkma

Konuşmasında kur ile ilgili değerlendirmelerde yapan Prof. Dr. Akat, kuurn tamamen küresle gelişmeler nedeniyle tırmandığını ifade ederek Türkiye'de kur hareketinde kritik olanın yabancının değil yerlinin tavrı olduğunu belirtti.

Yerli yatırımcı döviz alımına yönelmediği sürece korkulacak bir şey olmadığını aktaran Akat, "Şimdilik yerli uzakta, hatta satsam mı diye düşünüyor. Orada rahatız. Rezerv konusunda ise hem bankalar hem de TCMB rahat. Kurda büyük bir şey beklememek lazım. Eski ortalamalar biter daha yukarıda yeni dengelere oturur" şeklinde konuştu.

AB süreci kesilmemeli Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Demirkol'da toplantıda yaptığı konuşmada KOBİ'lerin sadece dünya ve Türkiye pazarında değil bir metre ötesindeki firmalarla bile rekabet içinde olduğunu belirterek işletmelerin daha desteklenmesini istedi.

Küçülen dünyada güçlü bir şekilde var olabilmenin üretimle mümkün olduğunu kaydeden Demirkol, Türiye'nin AB sürecinin kesintisiz sürdürülmesinin önemine dikkat çekti. Şanlıurfa'da AB hibe fonlarından yararlanarak şehrin kalkınması için çeşitli projeler yürüttükleri bilgisini veren demirkol son olarak kız çocuklarının eğitimi ile ilgili bir projeyi yürüttüklerini bildirdi. Şanlıurfa'nın yılda 3 bin satten fazla güneşli gün sayısı olduğunu sulanabilir en büyük tarım arazilerine sahip olduğunu kaydeden Demirkol, şehrin potansiyelini değerlendirmesi gerektiğini ve bu ihtimalin çok yüksekolduğunu aktardı.

İlimizi kendimiz kalkındıralım Şanlıurfa Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba ise şimdiye kadar Urfa'yı Urfalıya anlatmaya çalıştıklarını halkın taleplerini yerine getirmeye çalıştıklarını kaydetti. Fakıbaba, şehre yatırımcı çekmek için Avrupa Parlamentosunda görevli Türk milletvekilleri, Avrupa ülkelerinde belediye başkanı ve senatör olarak görev yapan Türkleri illerine davet ederek bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını bildirdi.

Nitekim 12 kişilik parlamenterler grubu Garanti Anadolu Sohbetleri toplantısına katılarak yetkililerden bilgi aldı. Kendilerine düşen görevin inanç turizmi ile gerekli çalışmaları yapmak olduğunu aktaran Fakıbaba, "Biz herşeyi devletten bekliyoruz. Özel sektörü teşvik ederek inanç turizmini ayağa kaldırmak zorundayız" dedi.

GAP hayata geçerken yörenin turizm potansiyelini harekete geçirecek adımların da atılması gerektiği üzerinde duran Fakıbaba, yörenin turizm haritası çıkartılarak özel sektör işbirliği ile kalkınma hamlesinin yapılması gerektiğini ifade etti. Yönetimler el ele vermeli Turizm Geliştirme Eğitim Vakfı Genel Sekreteri Dr. Özen Dallı, her ilin çekiciliğini artırmaya çalıştığını ve marka olmak için çabaladığına dikkat çekerek "Markalaşma uzun soluklu bir olaydır. Bir fark edilebilirlik yaratılmak zorundadır" dedi.

İlin markalaşmasına sadece mahalli idarelerin değil üniversite ve ilin sivil toplum örgütlerinin de katılması gerektiğini kaydeden Dallı, uluslararası platformda artık ülkelerin tanıtımından ziyade bir bölgenin veya bir şehrin tanıtımının öne çıktığını aktararak Şanlıurfa'nın da öne çıkartacağı özelliğini iyi belirlemesi gerektiğini vurguladı. Dallı, farkedilebilirlik yaratılması gerektiğinin altını çizdi. Bu noktada İstanbul'un son dönemde dünya kongre turizminden pay alabilmek için yaptığı çalışmaları da örnek gösteren Dallı, Urfa'nın da bu noktada şansı olabileceğini kaydetti.

Dallı, dünyada 900 milyon insanın seyahat ettiğini bunun 100 milyonunun kongre turizmi nedeniyle seyahat ettiğini ve 850 milyar dolarlık turizm geliri içinde paylarının 250 milyar dolar olduğu bilgisini de sundu. Dallı kongre turizmi için seyahat eden kişilerin normal turistten 3 kat fazla harcadığına da dikkat çekti. Dallı ayrıca kurun yükselişinin Türk turizmcisi için iyi haber olmasına karşılık krizin ABD ve Avrupa'daki kişilerin gelirini de düşüreceğini hatırlatarak turizmde bu yılki hedeflere yaklaşılsa bile 2009 için dikkatli olunması gerektiğini ifade etti.

Kriz GAP yatırımını etkilemez GAP idaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil ise krizin GAP Eylem Planı'nı etkilemeyeceğini belirtti. Küresel kriz nedeniyle devlet yatırımları kısılsa bile GAP'ın bu sürecin dışında kalacağını anlatan Karahocagil, eylem planı ile bölgede ekonomik büyümeyi sosyal gelişmeyi ve istihdam artışını sağlamayı hedeflediklerini ifade etti.

Buğüne kadar GAP için 41.2 milyar YTL harcandığını belirten Karahocagil proje tamamlandığında kişi başına milli gelirde yüzde 209'luk artış olmasının beklendiğini kaydetti. 3.8 milyon kişiye iş imkanı sunacak olan GAP'ta master plana göre proje tamamlandığında 1.8 milyon hektarlık alan sulamaya açılacak ve yılda 27 milyar kwh elektrik üretimi yapılacak. 2.1 milyar dolarlık dulama 2.2 milyar dolarlık ise enerji girdisi sağlanacak. Ulusal ekonomiye yılda 17.1 milyar dolarlık katkısı olacak.

Çiftçiye kırsal kalkınma desteği Teşkilatlandırma ve Desteleme Genel Müdürü Mehmet Taşan ise AB aday ülkelere katılım öncesi yardım aracı IPA programına dikkat çekerek Türkiye için 2007-2013 döneminde kırsal kalkınma için AB tarafından yaklaşık 750 milyon Euro hibe desteği sağlanacağını kaydetti. IPARD Programının AB Komisyonu tarafından kabul edildiğini, programı uygulayacak tarım ve kırsal kalkınmayı destekleme kurumu kurulduğunu hatta Şanlıurfa il koordinatörlüğü'nün de kurulduğunu belirten Taşan ilin IPARD programının uygulanacağı öncelikli illerden olduğunu anlattı. Taşan, Haziran 2009'dan itibaren başvuruların alınacağını belirterek Ab standardında üretim yapan işletme sayısını artırmak istediklerini aktardı.

TABLO1

Tarımsal üretimde Şanlıurfa'nın Türkiye'nin içindeki payı

Antepfıstığı        %38
KırmızıMercimek        %36
Pamuk        %30
susam        %24
Arpa        %7
Karpuz        %7
Buğday        %5
Kaynak: Teşkilatlandırma ve Destekleme Genel Müdürlüğü


TABLO2

Şanlıurfa'nın son 5 yılda aldığı destekler

Prim desteği        1 milyar 126 milyon YTL
Hayvancılık desteği        26 milyon YTL
Mazot desteği        105 milyon YTL
Gübre desteği        52 milyon YTL
Diğer destekler        554 milyon YTL
Toplam destek        1 milyar 863 milyon YTL
Kaynak: Teşkilatlandırma ve Destekleme Genel Müdürlüğü