Dolapdere'de neler oluyor? Silahlar çekildi satırlar ellerde gezdi. Savaş Ay semte gitti ve kavganın nedenlerini araştırdı.
Abone olTürkiye Taksim Dolapdere'deki Romanlar ile DTP'lilerin kavgasını konuştu. Savaş Ay bu kapışmanın perde arkasını araştırdı. Ortaya ilginç sonuçlar çıktı.. Kavganın ucunda rant kavgası da var.. İşte usta muhabirin Takvim gazetesindeki haberi.
Mahalleye girdiğimde oldukça yüksek bir tansiyon gözledim. Genç meslektaşlarımızın çalışmaları engelleniyor, gazetecilere oldukça ağır sözler edilip, görüntü almalarının önüne geçiliyordu.
Daha önce pek çok çalışma yaptığım için semtin ileri gelenlerinden bazılarını yakından tanıyordum. Beni görünce biraz duraklar gibi oldular ama, "birbirlerini gaza getirerek" yeniden yükselttiler gerilimi. Dertlerini küfür sözcüklerini de araya katarak şöyle anlatıyorlardı:
"Bizim Kürtlerle filan bir işimiz yok. Bak şu yakılmak istenen kahvenin yanındaki bakkal Kürt bir kardeşimizin. Gayet dostça, ahbapça yaşıyoruz. Bizim derdimiz PKK'lılarla. Gelip evimizi, işyerimizi yakıp yıkmanın, çoluk çocuk gezen sokaklarda molotof atmanın insanlıkla alakası var mı? Elimize ne geçtiyse alıp kendimizi savunduk. Resimlerimiz gazetelerde boy boy. Bizi hedef gösterdiniz. Onların yüzleri atkılarla kapalı, gidin onların kim olduğunu bulun. Bizi çekmeyin."
SEMTİN AĞIR ROMANLARI
Oradan ayrılıp iki üst sokaktaki bir başka kahveye gidiyorum. Romanların kanaat önderi sayılacak birkaç "abi"yle konuşuyoruz. İlginç şeyler anlatıyorlar: "Bu mesele sadece Dolapdere meselesi değil. Esas Hacıhüsrev ve Hacıahmet mahallelerinden gelen eski bir hesaplaşma var.
93'TE KÖYLERDEN SÜRÜLENLER GELDİ
Sen biliyorsun Savaş Bey, eskiden oralarda sadece bizim ahali otururdu. 1993 yıllarında Güneydoğu'dan köyleri filan yananlar geldi. Bunlar Hacıahmet ve aşağı Tarlabaşı, Dolapdere kısımlarına yerleştiler. Bizim buralarda bulunuşumuz 300 seneden fazla. Kendimize göre bir yaşantımız, kültürümüz var. Gece gündüz demeden sokaklarda oturur, icabında saz söz muhabbeti yaparız. Bu kardeşler içlerine kapanık. 'Gürültü ediyorsunuz' diye diye ufaktan başladı çelişki. O, Kurtuluş Deresi dediğimiz bir vadi vardır ya, zamanla orası oldu bir sınır. Aradaki top sahasında çocukların, gençlerin tartışmaları bazen ailelerin kavgasına yol açtı, karakollarda sabahlandı. Bir defasında asker uğurlayanlar Türk bayraklarıyla oradan konvoy geçirirken büyük dalaşma çıktı. Kadınlar, kızanlar hep birlikte meydan savaşı yapıldı. Çevik kuvvetler, çelik kaplı arabalar geldi de zor müdahale etti."
RANT KAVGASI
İşin aslına bakarsan yeni gelenler içinde kapkaççı gaspçı çetelere dâhil olanlar var. E, bizim mahallerde de o vakitlerde yankesicisi, hap satıcısı filan vardı. Bazen aynı mıntıkada karşılaşırlardı. Ya da bir taraf icraat yapınca, polis bilmeden gelip öbür tarafın evini, mekânını basınca kıyamet koptu. Kurban Bayramı'nda birbirimize et götürdük. Camide aynı safta namaza durduk. Militanlar işin içine giriyor, dengeler bozuluyor. Çocuklarımızı da tebelleş olan siyasi guruplar var. 'Vatanı milleti böldürmeyin. Siz de direnin' diye diye çocuklarımızı keskin sirkeye döndürdüler. 'Ne malzeme gerekirse veririz' diyen bazı kışkırtıcılar çıkıyormuş. Gençlerle konuştuk: 'Terbiyesizlik yapmayın, kaplamaya gelmeyin' dedik ama genç bunlar. Önlem alınmazsa daha fena şeyler olur bizden söylemesi.
POLİS MÜDÜRÜ ANLATIYOR
Geçmiş olsun müdür bey. Polisin anında müdahalesi kan akmasını önlemiş şükür ki...
- Dağılan grupları takipteydik. Orada pazar kurulduğu için bir ara dağılıp yeniden toplanmalar oldu ve saldırı başlattılar. Masum insanların malına, evine, dükkânına yoğunlaştıklarında reaksiyon doğdu. Hemen araya girip saldırgan grubu dağıttık. Bazılarını da aldık.
Mahalleliden tabanca çekenlerin fotoğrafları var gazetelerde...
- Onlardan 3'ünü aldık, sorguladık. Kuru sıkı tabancaydı diyorlar. Adli işlemleri bitti, serbest kaldılar ama ikmal soruşturma için terörle mücadele ekiplerindeler. Önlemleri aldık. Zaten DTP binası kapandı, bölgede eskisi gibi toplanma olmaz. Dolapderelilerle görüşdük. Hepsi durumun bilincinde, sakin durumdalar.