Dokunmadan film çekmek
Iraklı yönetmen :Kadınla adamın arasına çanta koyuyorum, kavgada onu çekiştiriyorlar
Abone ol9. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'ne ev sahipliği yapan Ankara, İranlı kadın yönetmen Tahmineh Milani'nin gözünden, dini bir rejimde "hayatın ve sanatın" çarpıcı yanlarıyla yüzleşiyor. Milani, sansür karşısında, kadın ve erkeği "dokundurmadan" kavga ettirmenin yollarından dini rejime kadar "yakıcı konuları" Milliyet'e değerlendirdi. Fesvivalde, "Beşinci Tepki", "İstenmeyen Kadın", "Yine mi Yaptın?" ve "Ah Masalı" filmleriyle yer alan Milani, şunları anlattı:
İran'da bir kadın yönetmen olmanın zorluğunu nasıl aşıyorsunuz?
Bir hemşire ne tür zorluklarla karşı karşıya kalıyorsa ben de benzer zorlukları yaşıyorum. Yönetmen olarak ortak sorun sansür. Yasalarla konulan sansüre uyuyoruz. İtiraz geleceğini bildiğim yerleri zaten kendim kesiyorum. Bir genel müdürün izin verdiği filmi, daha sonra başka bir genel müdür yasaklayabiliyor. Bu bizi üzüyor. Sansürle nasıl mı baş ediyorum? Kadın ile erkek için bir kavga sahnesi yazıyorum. Kavga da etseler, birbirlerine dokunmaları yasak olduğu için ortalarına bir çanta koyuyorum. Kavga sırasında onu çekiştiriyorlar.
Başka bir ülkede daha özgür sinema yapma olanağınızı niye değerlendirmiyorsunuz?
Ülkemi seviyorum. Hiçbir yere gitmek istemiyorum. Akrabalarımın yarısı ABD'de. İstesem 2 saniyede giderim. Sinemayı, sırf sinema yapmak için seçmedim. Söyleyecek sözüm olduğu için, değişim yolunda çaba harcamak için seçtim.
'Zorlama rejim değişir'
İran için değişim hayal mi?
Zorlamaya dayalı rejimler mutlaka değişir. Neresi olursa olsun, ABD için de bu böyle. İnsanları zorla dindar yapamazsınız, zorla inançlarını da alamazsınız. Başörtüsünü yasaklarsanız insanlar bağlamak ister. Yeni kuşak bizim hatalarımızı düzeltecektir.
Ahmedinecad ve Bush hakkında neler söyleyeceksiniz?
Ahmedinecad'ın özellikle yoksulluk ve adalet konusundaki söylemlerini çok beğeniyorum. Bunlar ne kadar doğru zaman gösterecek. Bush'a gelince. Bazı ülkelere atom silahları veriyorlar. Bize, 'barışcıl amaçla bile kullanamazsın' diyorlar. Bizde de tepki oluyor. Bush bizi ezmek istiyor. Biz sinek miyiz? Aklımız var, ne istediğimizi biliyoruz.
Sinemayla nasıl tanışmıştınız?
Küçükken annem bizi haftada 2-3 kez sinemaya götürürdü. Rüzgâr Gibi Geçti, Scarlett O'Hara, o muhteşem sahneler... Karun Hazineleri, De Sica, Truffo, Sydney Pollack, Bisiklet Hırsızları, Yılmaz Güney'in Yol'u. Hepsinden çok etkilendim. En çok Audrey Hepburn ile çalışmak isterdim, Tiffany'de Kahvaltı muhteşemdi.
Milliyet