Yaşam Boyu Karşılaşılabilecek Hastalıklar Ve Kişilik Özellikleri İçin Bilim Adamları Adres Verdi….
Abone ol"Doğum zamanı, kişiliğimizi büyük oranda etkiliyor." Bu bilim adamlarından duymaya pek alışkın olmadığımız bir cümle. Fakat dünyanın dört bir yanında yapılan bilimsel araştırmalar hem anne rahminde geçirdiğimiz mevsimlerin hem de doğulan mevsimin ve güneşin kişilik özellikleri yanında sağlık üzerinde de büyük etkisi olduğunu kanıtladı. Yani bilim adamları alınyazısının adresi olarak "güneş"i gösteriyor.
Hipokrat M.Ö. 400'lerde, tıp biliminin izinden gitmek isteyenlere öncelikle mevsimleri ve hangi mevsimde neler olup bittiğini incelemelerini şart koşmuştu. Günlük yaşantımızda mevsimlerden etkilendiğimiz kesin. Bazı mevsimlerde ruh sağlığımızdan endişe ederken bazı mevsimlerde de grip gibi hastalıklar yakamızı bırakmaz. Peki, hem rahme düşüp geliştiğimiz ayların hem de doğduğumuz mevsimin kaderimizi çizdiğini söylesek?..
Baharda doğanlarda intihar oranı yüksek
Doğum mevsiminin kişiler üzerindeki etkileri ilk kez 1929'da İsviçreli psikolog Moritz Tramer tarafından fark edildi. Tramer'e göre kış sonlarında doğanların şizofreni hastası olma riski yaz aylarında doğanlara göre daha yüksekti. Günümüzdeyse, Alzheimer, MS, epilepsi, anoreksiya, manik-depresyon, okuma-yazma bozukluğu (disleksiya) ve intihar eğiliminden menopoz yaşına kadar birçok hastalık ve kişilik bozukluğunun doğum mevsimiyle ilişkili olduğu saptanmış durumda. Konu ile ilgili araştırma yapan uzmanlar doğulan mevsimin ya da ayın insanlar üzerindeki etkisinde birleşirken, nedenleri konusunda ayrı görüşlere sahip.
Mevsimlerin hamileler ve yeni doğan bebekler üzerinde doğrudan etkileri olduğu konusunda bugün açıklayıcı bilgiler elde edilmiş durumda. Güneş ışığı ve sıcaklığın da önemli faktörler olduğu hiç olmadığı kadar kabul görüyor artık. Özellikle gün ışığıyla bağlantılı melatonin ve serotonin sistemlerindeki değişimlerin ve D vitamini eksikliğinin depresyon, kişilik bozuklukları ve intihar eğilimiyle bağlantılı olduğunun altı çiziliyor.
Tabii bu arada enfeksiyon gibi faktörlerin doğumda ve sonrasında insan üzerinde etkileri olduğunu da unutmamak gerekiyor
Şizofrenlerin çoğu ilkbahar çocuğu
Diğer bir bulgu da şizofreni hastalığıyla ilgili. Kuzey yarıkürede şubat, mart ve nisan aylarında doğanlarda, diğer aylarda doğanlara göre yüzde 5-10 oranında daha fazla şizofreni riski olduğu biliniyor. Türkiye'de de 2004 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde yatan 200 hasta üzerinde yapılan araştırmaya göre şizofreni hastalarının doğum mevsimi oranları şöyle: Kış yüzde 22, ilkbahar yüzde 40, yaz yüzde 22, sonbahar yüzde 16.
Mayland Psikiyatrik Araştırma Merkezi'nden Erick de Messias'ın araştırma sonuçlarına göre de, ilkbaharda doğanlarda şizofreni görülme sıklığı yüksek.
Şizofreni üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Avustralya Queensland Üniversitesi'nden nörobilimci Darryl Eyles'in Yeni Aktüel'e yaptığı açıklamaysa şöyle: "Hayvanlar üzerinde yaptığımız deneylerde, düşük D vitamini düzeyinin beyin gelişiminde sorun yarattığını saptadık. Meydana gelen değişimler, beyin anatomisi, hücresel bağlantılar ve sonuçta da davranış üzerinde etkili. Son beş yılda bu konuda birçok makale yayımladık ve meslektaşlarımla bu değişimlerin bazı nöropsikiyatrik durumlarla ilişkisi olduğunu saptadık. Şizofreni de bu durumlardan biri. Konuyla ilgili ilk araştırmalarımız D vitamini düzeyinin düşük olduğu annelerin bu tarz hastalıklar taşıyan çocuklar doğurduğu konusunda önemli ipuçları verse de, çok kesin sonuçlar henüz yok. Şu anda yaptığımız araştırma için geniş kapsamlı olarak annelerin kanlarını depoladık ve on sekiz ay içinde D vitamininin şizofreni için bir risk faktörü olup olmadığını kesin olarak saptayacağız."
Kaynak: Aktüel