BIST 9.407
DOLAR 34,42
EURO 36,29
ALTIN 2.844,90
HABER /  GÜNCEL

Doğum anneyi depresyona itiyor

Annelerin, büyük bir bölümünün, doğumdan sonraki 4-6 haftada depresyon yaşıyor. Bu durum anne sağlığının yanında bebeğin gelişimini de olumsuz etkiliyor.

Abone ol

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanlığı ile İl Sağlık Müdürlüğü'nce ortaklaşa yürütülen, ''Doğum Sonu Depresyon Sıklığı Saha Araştırması'' sonuçlandı. AA muhabirinin Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı yetkililerinden edindiği bilgiye göre, doğumdan sonraki 4-6 haftada ortaya çıkan Doğum Sonrası Depresyon (DSD) sıklığını belirlemek amacıyla yapılan araştırma, il merkezinden rasgele seçilen 7 sağlık ocağı bölgesinde gerçekleştirildi. Yüzde 51.1'i ilköğretim okulu mezunu, yüzde 15.5'i düzenli bir işte çalışan ve yaşları 15-44 arasıda değişen toplam 1447 kadının dahil edildiği araştırmada, kadınların yüzde 29'unun doğumdan sonraki ilk 2 ayda, yüzde 36'sının ise 3-12 ay arasında depresyon yaşadığı belirlendi. Doğumdan sonra geçen süre arttıkça depresyon görülme oranında da artış olduğu gözlendi. Doğum nedeniyle artan sosyal ve fiziksel desteklerin azalmaya başlaması, günlük yaşamın zorlukları ile karşı karşıya kalma, bebeğin geleceğine ilişkin endişelerin, depresyonu tetikleyen en önemli unsurlar olduğu anlaşıldı. TÜRKİYE'DE DOĞUM Araştırmanın sonuç raporunda, Türkiye'de doğumun çok önemli sosyal ve biyolojik bir olay olduğu, bu dönemde doğum yapan kadına fiziksel ve sosyal desteğin yoğunlaştığı belirtilerek, şunlar kaydedildi: ''Anneye ve bebeğe verilen hediyeler, annenin ruhsal durumunun destekleyen gelenek ve görenekler depresyon gelişmesini azaltacak nedenler olarak düşünülmektedir. Ancak, hamililiğin sona ermesiyle kadına gösterilen ilgi ve yardım kesilince, kadın kendini bir kenara itilmiş hissedebiliyor. Kadının, özellikle eşinin fiziksel ve sosyal desteğini kesmesi, aile içi şiddetin olması, yalnız yaşama, ilk defa anne olacakların bebeğine bakamayacağı korkusu ve bakımı zor bebekler depresyon olasılığını artırıyor.'' TOPLUMLARA GÖRE DEĞİŞİYOR Raporda, değişik ülkelerde yapılan çalışmalarda, DSD sıklığının yüzde 12-21 arasında değişmekle birlikte, bu dönemde depresyonun artmadığı, hatta azaldığını bildiren çalışmaların da bulunduğuna işaret edilerek, şu görüşlere yer verildi: ''DSD sıklığı, toplumlar arasında ve aynı toplumda bölgeler arasında farklılıklar gösterebiliyor. Gelenek ve göreneklerin etkisinin sürdüğü toplumlarda, doğum yapan kadınlara fiziksel ve sosyal desteğin arttığı ve bu desteğin de anneleri DSD'dan koruduğu bildirilmektedir. Sanayileşmiş ülkelerde gelenek ve göreneklerin etkisinin azalması DSD için önemli bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. Doğum sonrası dönemlerde, annelerde depresyon olması bebeğin gelişimini ve annenin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği gibi aile içindeki ilişkilerin de bozulmasına neden oluyor.'' Raporda, doğum sonu depresyonu olan annelerin saptanması ve tedavi edilmesinin, sağlıklı bir anne ve sağlıklı bir nesil açısından büyük önem taşıdığı kaydedildi.