Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Milli Eğitim Bakanına sordu:”Okuma yazma bilmediği için Doğuhan Y.’yi sınıfa almayan öğretmenle ilgili nasıl bir tasarrufta bulunacaksınız?”
Abone olTanrıkulu’nun soru önergesi şöyle:
Antalya’nın Manavgat İlçesi, 75. Yıl Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda okuma yazma bilmediği için öğretmeni tarafından sınıfa alınmayan ve öğrenim hakkı fiilen engellenen Doğuhan Y., araya İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün girmesiyle tekrar sınıfına geri dönmüştür. Ne var ki, Aşık Veysel’in torununun üvey oğlu olduğu belirtilen Doğuhan Y.’nin sınıfına dönmesi üzerine bazı öğrenci velilerinin tepki gösterdiği ve küçücük çocuğun okula alınmamasını istediği basına yansımıştır. İddiaya göre Doğuhan Y.’nin okuma yazma bilmediği için sınıfın düzenini bozacağını ileri süren veliler, Doğuhan Y.’nin ailesiyle de tartışmış ve okul yönetimiyle görüşme gerçekleşmiştir. Ürkütücü bir dışlama örneği olan söz konusu hadisenin başlatıcısı olan öğretmenin, DoğuhanY.’ye okuma yazmayı öğretmeye çabalamak yerine, çocuğu eğitim hayatından mahrum bırakması, dahası, velilerin de benzer bir talepte bulunması hiçbir vicdana sığmadığı gibi gayrihukuki bir taleptir.
Bu bağlamda;
1- Doğuhan Y.’nin tekrar girmeye başladığı sınıftaki akranlarının, velilerinin de tesiriyle Doğuhan Y.’yi dışlaması tehlikesi söz konusudur. Doğuhan Y.’nin daha sağlıklı koşullarda eğitim alması için ne yapılacaktır?
2- Okuma yazma bilmediği için Doğuhan Y.’yi sınıfa almayan öğretmenle ilgili nasıl bir tasarrufta bulunacaksınız?
3- Bir öğrencinin okuma yazma bilmemesi veya geç öğrenmesi, eğitim hakkının engellenmesini meşrulaştırır mı?
4- Sınıf arkadaşlarıyla kaynaşması ve öğrenim sorunlarını aşması için Doğuhan Y. ve onun durumundaki çocuklar için özel bir kurs düzenlenmesi söz konusu olacak mıdır?”