Doğru bu işi siyasiler çözmemeli!
Ertuğrul Özkök haklı;
türban/başörtüsü sorununu siyasiler çözemez. Bu
işi çözse çözse medya çözer.
Çok ciddiyim!
Peki medya bu işi nasıl çözecek?
Çok kolay...
İran'daki çarşaflı görüntüleri Türkiye'de olmuş gibi halkın önüne koymayacak. Milletin iradesine saygı duyacak, halka "bidon kafa" ya da "göbeğini kaşıyan" adam sıfatını yakıştırmayacak.
İktidara gıcıklık olsun diye, türban/başörtüsü sorununu sürekli kaşımayacak. Meclis'te milleti temsil eden 411 elin havaya kalkmasını "kaos" diye yutturmayacak.
Evet, türban/başörtüsü sorununu çözmek siyasilerin işi değil.
Bu işi çözse çözse medya çözecek.
Yalan haber yapmadan.
İnananların inançlarıyla dalga geçmeden.
"Avrupa endişeli" palavrasının arkasına sığınmadan...
Var mısınız Ertuğrul Bey?
Korkutucu korkaklar!
Suna Vidinli.. 1979 doğumlu... Üsküdar Amerikan Koleji mezunu. Georgetow Üniversitesi'nde siyaset bilim okuyor. Harvard Üniversitesi'nde Ortadoğu üzerine master yapan Vidinli, üç dil biliyor.
8 yıl bale yapan, lisanslı bir yelkenci olan ve gitar çalabilen bu genç kızımız, istese ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaşayabilir, hayatını bu ülkelerde sürdürebilirdi.
Vidinli bunu yapmadı... Türkiye'de yaşıyor korkusuzca... Evet "korkusuzca" diyorum, çünkü Vidinli'nin tavrı, Nilgün Cerrahoğlu veya Meral Tamer gibi korkutucu değil! Onlar gibi "gerici" düşünmüyor...
"Türban"a "başörtüsü" demekten gocunmuyor. Nilgün Cerrahoğlu, "Hayır, Türkiye müslüman bir ülke değil, laik bir ülkedir" dese de, Suna Vidinli, "Müslüman ve laik ülke"nin bir ferdi olmaktan gurur duyuyor.
Peki, neden korkmuyor Vidinli?
Akılsız mı? Gelen tehlikeyi (!) göremeyecek kadar kör mü? Siyasi bir bağlantısı mı var yoksa?
Hayır! Akıllı, her türlü tehlikeyi görebilecek kadar zeki biri. Üstelik iş başındaki iktidarla organik hiçbir bağı yok. Dahası, 22 Temmuz seçimlerinde DP'den Samsun milletvekili adayıydı.
Korkmuyor çünkü o da Canan Barlas gibi, Türkiye'de korkulacak bir şeyin olmadığını çok iyi biliyor. Korku içinde (!) bacakları titreyenlere gelince, onlar tiyatroculara taş çıkartıyor. Gerçekte onlar da kormuyor, korkuyor gibi yapıyorlar.
Uğur Dündar ve büyük yazar Yılmaz Özdil
Seçimden hemen sonraki gündü... Büyük gazeteye transfer olan büyük yazar Yılmaz Özdil, yenilgiye uğrayan muhalefet lideri edasıyla, halkı aşağılayan bir yazı kaleme aldı:
-Bidon kafalılar.
Özdil'in aşağılama, horlama, dışlama yazıları daha sonra da sürdü.
Efendim o Yılmaz Özdil, şimdi Uğur Abi (Dündar) ile birlikte, Star'a geçti. Yani dün, halka "bidon kafa" diyen Özdil, Star'ın hakettiği yere ulaşması için halka sığınacak.
Uğur Dündar ekrana çıkınca halka nasıl hitap edecek acaba?
O güler yüzü ve tatlı diliyle halka "Sayın seyirciler mi?" diyecek, yoksa "Sayın bidon kafalılar" mı?
Hangisi?
Öyle ya...
Haberin mutfağında Yılmaz Özdil olacak.
Muhabirler kamspk ve perforelerini onun önüne koyacaklar.
Özdil, gerekli editleri yaptıktan sonra, hazırladığı bülteni Uğur Dündar'ın önüne koyacak.
Uğur Dündar'ın başarılı olacağından hiç kuşkum yok.
Bugüne kadar yaptıkları çok güzel şeyler oldu.
Hala muhabirliğe yeni başlamış gibi, haber peşinde koşuyor.
Ama partneri, tescilli bir halk düşmanı.
Halka "bidon kafa" diyen Yılmaz Özdil ile, Uğur Dündar nasıl bir habercilik yapacak çok merak ediyorum!
Çok ciddiyim!
Peki medya bu işi nasıl çözecek?
Çok kolay...
İran'daki çarşaflı görüntüleri Türkiye'de olmuş gibi halkın önüne koymayacak. Milletin iradesine saygı duyacak, halka "bidon kafa" ya da "göbeğini kaşıyan" adam sıfatını yakıştırmayacak.
İktidara gıcıklık olsun diye, türban/başörtüsü sorununu sürekli kaşımayacak. Meclis'te milleti temsil eden 411 elin havaya kalkmasını "kaos" diye yutturmayacak.
Evet, türban/başörtüsü sorununu çözmek siyasilerin işi değil.
Bu işi çözse çözse medya çözecek.
Yalan haber yapmadan.
İnananların inançlarıyla dalga geçmeden.
"Avrupa endişeli" palavrasının arkasına sığınmadan...
Var mısınız Ertuğrul Bey?
Korkutucu korkaklar!
Suna Vidinli.. 1979 doğumlu... Üsküdar Amerikan Koleji mezunu. Georgetow Üniversitesi'nde siyaset bilim okuyor. Harvard Üniversitesi'nde Ortadoğu üzerine master yapan Vidinli, üç dil biliyor.
8 yıl bale yapan, lisanslı bir yelkenci olan ve gitar çalabilen bu genç kızımız, istese ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde yaşayabilir, hayatını bu ülkelerde sürdürebilirdi.
Vidinli bunu yapmadı... Türkiye'de yaşıyor korkusuzca... Evet "korkusuzca" diyorum, çünkü Vidinli'nin tavrı, Nilgün Cerrahoğlu veya Meral Tamer gibi korkutucu değil! Onlar gibi "gerici" düşünmüyor...
"Türban"a "başörtüsü" demekten gocunmuyor. Nilgün Cerrahoğlu, "Hayır, Türkiye müslüman bir ülke değil, laik bir ülkedir" dese de, Suna Vidinli, "Müslüman ve laik ülke"nin bir ferdi olmaktan gurur duyuyor.
Peki, neden korkmuyor Vidinli?
Akılsız mı? Gelen tehlikeyi (!) göremeyecek kadar kör mü? Siyasi bir bağlantısı mı var yoksa?
Hayır! Akıllı, her türlü tehlikeyi görebilecek kadar zeki biri. Üstelik iş başındaki iktidarla organik hiçbir bağı yok. Dahası, 22 Temmuz seçimlerinde DP'den Samsun milletvekili adayıydı.
Korkmuyor çünkü o da Canan Barlas gibi, Türkiye'de korkulacak bir şeyin olmadığını çok iyi biliyor. Korku içinde (!) bacakları titreyenlere gelince, onlar tiyatroculara taş çıkartıyor. Gerçekte onlar da kormuyor, korkuyor gibi yapıyorlar.
Uğur Dündar ve büyük yazar Yılmaz Özdil
Seçimden hemen sonraki gündü... Büyük gazeteye transfer olan büyük yazar Yılmaz Özdil, yenilgiye uğrayan muhalefet lideri edasıyla, halkı aşağılayan bir yazı kaleme aldı:
-Bidon kafalılar.
Özdil'in aşağılama, horlama, dışlama yazıları daha sonra da sürdü.
Efendim o Yılmaz Özdil, şimdi Uğur Abi (Dündar) ile birlikte, Star'a geçti. Yani dün, halka "bidon kafa" diyen Özdil, Star'ın hakettiği yere ulaşması için halka sığınacak.
Uğur Dündar ekrana çıkınca halka nasıl hitap edecek acaba?
O güler yüzü ve tatlı diliyle halka "Sayın seyirciler mi?" diyecek, yoksa "Sayın bidon kafalılar" mı?
Hangisi?
Öyle ya...
Haberin mutfağında Yılmaz Özdil olacak.
Muhabirler kamspk ve perforelerini onun önüne koyacaklar.
Özdil, gerekli editleri yaptıktan sonra, hazırladığı bülteni Uğur Dündar'ın önüne koyacak.
Uğur Dündar'ın başarılı olacağından hiç kuşkum yok.
Bugüne kadar yaptıkları çok güzel şeyler oldu.
Hala muhabirliğe yeni başlamış gibi, haber peşinde koşuyor.
Ama partneri, tescilli bir halk düşmanı.
Halka "bidon kafa" diyen Yılmaz Özdil ile, Uğur Dündar nasıl bir habercilik yapacak çok merak ediyorum!