BIST 9.618
DOLAR 35,25
EURO 36,79
ALTIN 2.963,90
HABER /  GÜNCEL

Doğmamış bebeğe yakın takip

Hamileliğin son zamanlarında ve doğum sırasında anne karnındaki bebeğin sağlığı büyük önem taşıyor. Uzmanlar, anne adaylarını bu konuda uyarıyor.

Abone ol

Hamileliğin son zamanlarında ve doğum sırasında anne karnındaki bebeğin sağlığı büyük önem taşıyor. Pek çok teknolojik yöntem olmasına rağmen elde edilen bulgular bazen yetersiz kalabiliyor. En son yöntem olan 'Fetal Monitorizasyon'la, anne karnındaki bebeklerin sağlık halinin değerlendirilmesi veya takip edilmesi artık daha kolay. Bu yöntemle amaç, bebeklerin rahim içinde yeterli oksijene sahip olduklarını göstermek ve "hipoksi" veya "asfiksi" olarak adlandırılan yetersiz oksijenlenmeyi erkenden tespit edip bebek üzerindeki yakın ve uzak dönem risklerini en aza indirgemek. Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Yüksek Riskli Gebelikler Klinik Sorumlusu Doç. Dr. Arda Lembet, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, 'Eksternal (dışarıdan) ve Internal (içeriden) Monitorizasyon' olarak iki türlü bebek sağlığı takip sistemi bulunduğunu belirterek, "Dışarıdan izlemle bebek kalp hareketleri ve rahmin kasılması (doğum ağrıları) ancak dolaylı olarak, yani dışarıdan annenin karnına yerleştirilen cihazlarla takip edilebilmektedir. Bu yöntemin alternatifi, bizim de Acıbadem Hastanesi Yüksek Riskli Gebelikler Servisi ve Doğum Bölümü'nde uygulamaya başladığımız, farklı aşamalardan oluşan internal izlem veya doğrudan doğum izlem ve takip yöntemidir" dedi. DOĞRUDAN DOĞUM İZLEM SİSTEMİ Doğrudan izlem yöntemlerinde, rahmin ağzı doğum sırasında belirli bir açıklığa ulaştıktan sonra, bebeğin başına çok küçük bir elektrot takılmasıyla, gelen kalp sinyallerinin bire bir, çok net ve sağlıklı olarak değerlendirildiğini ifade eden Doç. Dr. Lembet, "Direkt bebek sağlığı izlem yöntemleri arasında dünyada son yıllarda "Fetal Pulse Oksimetre" (Bebek oksijen ölçümü) yöntemi kullanılıyor" diye konuştu. Doç. Dr. Arda Lembet, bebeğin cildine yapıştırılan bir algılayıcı sayesinde, tüm doğum eylemi sırasında bebeğin aldığı oksijen miktarını tahmin etmenin mümkün hale geldiğini kaydederek, "Böylece, klasik yöntemlerle bebek kalp hareketlerinin ve sağlık halinin net olarak değerlendirilemediği durumlarda, bu ölçümle bebeğin rahim içindeki sağlık hali ve oksijenlenmesi tespit ediliyor. Böylece hızlıca doğuma geçilebiliyor. Zaten bu yöntemin en büyük yararı da bu" dedi. Klasik yöntemlerle bebeğin streste olduğu sanılarak doğuma geçilen durumların yaklaşık yüzde 40-60'ında gereksiz yere müdahale yapıldığının görüldüğüne dikkat çeken Doç. Dr. Lembet, metodun bu yanılgıyı ortadan kaldırdığını bildirdi. AĞRININ ŞİDDETİ ÖLÇÜLÜYOR Doç. Dr. Arda Lembet, direkt izlem yönteminin bir başka özelliğinin de, doğum sırasında rahim ağzı açıldıktan sonra özel bir bağlantı yardımıyla, rahimde oluşan basıncın ölçülmesine ve rahim içine sıvı verilmesine imkan tanıması olduğunu söyledi. Özellikle doğum eyleminde suni sancı verilen durumlarda, klasik yöntemlerle doğum ağrılarının gerçekte oluşan gücü konusunda yorum yapmanın imkansız olduğunu belirten Doç. Dr. Lembet, "Zira ağrılar, bu yöntemlerde hastanın karnına bağlı cihazlarla dolaylı olarak izlenmektedir. Doğrudan izlem yönteminde ise ağrı şiddeti sayısal olarak büyük netlikle ölçülebilmektedir. Alınan bu bilgiler eşliğinde, suni sancı verilmesi ve doğumun takip ve planında, en uygun ilaç dozlarının seçilmesi ve anormal doğum süreçlerinin erkenden saptanması mümkün olmaktadır" diye konuştu. Doç. Dr. Lembet, rahim içine sıvı verilmesi yönteminin gösterilmiş en büyük yararının ise bebek çevresinde amniyon sıvısının yeterli olmadığı ve göbek kordonu sıkışması göstergeleri olan bebeklerde, verilen sıvıyla bu bulguların tamamen düzeltilebilmesi olduğunu ifade ederek, "Ayrıca, anne karnına dışkısını yapan bebeklerde, verilen sıvıyla dışkısını yutmaları ve buna bağlı ortaya çıkabilecek sorunları da engellenmektedir" dedi.