BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Doğan, Uzanlar'a ve Ciner'e yüklendi

Medya patronu Aydın Doğan, TMSF'nin el koyduğu basın kuruluşlarının satılmasını istedi. Doğan, üstü örtülü olarak Sabah Grubu'nu kiralayan Turgay Ciner'i de eleştirdi.

Abone ol

Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) el koyduğu basın yayın kuruluşlarının biran önce satılmasını istedi. Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ise bu kuruluşların satılacağını söyledi. Aydın Doğan Vakfı ve Gazeteciler Cemiyeti'nin ortaklaşa yaptığı Sanat Galerisi'nin açılış töreni gerçekleştirildi. Gazeteciler Cemiyeti'ndeki törende 'Ölümsüz Ustaların Objektifiden' isimli fotoğraf sergisinin de açılışı yapıldı. Törene, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan'ın yanısıra birçok medya mensubu katıldı. Açılışta bir konuşma yapan Aydın Doğan, gazetecilik mesleğinin son zamanlarda yıpratıldığını söyledi. Bunun en önemli nedeninin, bazı kişilerin gazetecilik mesleğini kendi çıkarı için kullanması olduğunu savunan Doğan, "Bir yayın sahibi olanlar zamanı geldiğinde bunu bir silah gibi kullanmaktan çekinmediler. İçleri boşaltılarak batırılan bankaların sahiplerinin neredeyse tümünü elinde 'zamanı gelir de kullanırız' diye küçüklü büyüklü gazete ve televizyonlar bulunmaktaydı" dedi. Özgür basın faaliyetinin olmadığı yerde demokrasiden bahsedilemeyeceğini kaydeden Doğan, bugün basında yaşanan en büyük sorunun mülkiyet yapısındaki bulanıklık olduğunu ileri sürdü. Bu bulanıklığın çok yönlü olduğunu anlatan Doğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Bunun birinci yönü çok sayıda gazete ve televizyonun sahiplerinin bankacılık faaliyetlerindeki usulsüzlük ve yolsuzlukları nedeni ile TMSF'nin yani kamu otoritesinin elinde olasında kaynaklanıyor. İkinci yönü ise TMSF ile yapılan kira sözleşmeleridir. Ve nihayet pek çok gazetenin ve televizyonun künyelerinin gerçek sahiplerini yansıtmamasıdır. Aslında mülkiyete bu ölçüde bir bulanıklığın sahip olması o ülkede büyük bir gölgedir. Demokrasinin buna tahammülü yoktur. Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği yolunda bu kabul edilemez, buna son verilmesi zorunludur. Kamu otoritesi, hükümet basın sektöründe çekilmelidir. TMSF'nin elindeki basın ve yayın kuruşları biran önce şeffaf bir şekilde satılmalıdır." Bundan bir yanlış bir anlam çıkartılmaması gerektiğini söyleyen Doğan, kesinlikle tekel olmak gibi bir niyeti olmadığını ifade ederek, "230 televizyon ve bir o kadar da gazete varken bir ülkede tekelcilikten bahsetmek safsatadır" dedi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ise konuşmasında, Türkiye'de din ve Atatürk'ün kullanıldığı gibi basının da kullanıldığını söyledi. Basın Yasası Tasarısı'nın gelecek hafta Meclis'in gündemine geleceğini bildiren Şahin, Doğan'ın TMSF'nin el koyduğu basın kuruluşlarının satılması gerektiği yönündeki görüşüne ilişkin de değerlendirme yaptı. Hükümet olarak basın kuruluşlarına ilişkin yasal düzenlemeler yaptıklarına dikkat çeken Şahin, "Ancak devletin tüccar olmaması önemli olduğu gibi, tabi ki devletin bir takım istismarlar sonucu el koymak zorunda kaldığı basın yayın organlarını da elinde tutarak bu alanda sektöre girmiş olması asla düşünülemez. Bu konuda aynı düşüncedeyiz. Önümüzdeki dönemde bu sıkıntıyı çözeceğiz" şeklinde konuştu.