Sabah ekonomi yazarı Yavuz Semerci dün başlattığı yazı dizisinin ikinci gününde yeni iddiaları ortaya getirdi. Buna göre Doğan Grubu Sabah'ı almak için iki teklif vermiş.
Abone ol
Başkan Ertürk dobra dobra konuştu TMSF Başkanı Ertürk, Sabah ve atv'nin lisans haklarını 15 yıl süreyle kiralayan Ciner Grubu ile yeni bir satın alma anlaşması üzerinde görüştüklerini açıkladı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk, 2 yıl önce Merkez şirketiyle (Ciner Grubu'na ait bir şirket) yaptığınız lisans sözleşmesinde durum nedir? Biliyorsunuz, Ciner Grubu ile atv ve Sabah'ın lisans haklarının kiralanmasına yönelik TMSF'nin onayladığı bir sözleşme var. Sözleşmeye göre, Ciner Grubu 15 yıl boyunca her yıl, hangisi yüksek ise, net kârın yüzde 55 ya da cironun yüzde 6'sını Dinç Bilgin'in borçlarına karşılık bize ödeyecek. Yıllık ödeme 10 milyon doların altında olmayacak. Yani zarar edilmiş dahi olsa, 10 milyon dolar gelecek. Ciner Grubu bu sözleşmenin maddelerine aykırı mı davranıyor? Hürriyet'te çıkan yazılara bakınca sanki bir grilik varmış gibi görünüyor! Hayır. Sözleşmenin hükümlerine aykırı bir davranış yok. Sorun şurada. Biz yeni yönetim olarak diyoruz ki, bu 15 yıl uzun bir süre. Gelin bu sözleşme maddelerini iyileştirelim. Var olan sözleşme 15 sene boyunca bize Merkez Grubu'nun kârını veya cirosunu her yıl kontrol etme yükümlülüğü getiriyor. Böyle bir mekanizmanın varlığı bizim genel projeksiyonlarımıza uymuyor. Biz tüm alacaklarımızı üç beş sene içinde tasfiye edip, eldeki protokolleri de bir şekilde satıp bu işten çıkmak istiyoruz. Peki öneriniz nasıl karşılandı? Turgay Ciner kira sözleşmesinin yenilenmesine sıcak bakmadı. Bunun üzerine "O zaman Sabah ve atv'yi satın alın" dedik. Peki bu görüşmeler nasıl gidiyor? Epey yol aldığımızı söyleyebilirim. Ciner Grubu bazı rakamlar telaffuz etti. Biz kabul etmedik. Ama biz kimle konuşursak konuşalım, sonuçta bu işi öncelikle Turgay Ciner'le neticelendirmeyi arzuluyoruz. Kendisiyle yapılmış bir lisans sözleşmesi var. Ayrıca oraya gelmiş, yatırım yapmış bir markayı bir yerden bir yere taşımış. Elbette kamuoyunu tatmin edecek bir rakamda buluşmak kaydıyla. Evet, Doğan Grubu yeni bir teklif sundu Başka teklifler de var galiba. Örneğin Doğan Grubu'nun yeni bir teklifi var mı? Evet. Kendileri geçmişteki tekliflerini biraz değiştirerek yeni bir teklif sundular. Bilmiyorduk. Doğan Grubu halka açık. Bu teklifi borsaya bildirmek zorunda değil mi? Şimdi tam hatırlamıyorum. Teklifleri halka açık bir şirket kanalıyla yapmamış olabilirler. Teklifin tam içeriği nedir? Bilgi vermem doğru değil. Total rakamın 500 milyon dolar olduğunu söyleyebilirim. Nereden geldik, hatırlayalım Bizim genel bir hastalığımız var. Geçmişi çok çabuk unutuyoruz. O yüzden kısa bir hafıza tazelemesi yapalım. 2000 yılının ekim ayında Etibank'a el konulduktan sonra, Bilgin Grubu'na ait tüm şirketler de kredibilitesini kaybetti. Ve kendi imkanlarıyla basın yayın faaliyetini sürdüremez noktaya geldi. Bu çıkmazdan kurtulabilmek amacıyla kısa bir süre önce Sabah'a ortak olan Ciner Grubu, finansal destekte bulundu. Ancak grubun mali sorunlarının büyüklüğü nedeniyle Etibank'a el konulmasının birinci ayında yapılan anlaşmayla Dinç Bilgin kenara çekilirken, Çukurova Grubu yönetime geldi. 2 aylık Çukurova dönemi 2001 Ocak ayında bitti. Sabah'ın yönetimi üstü kapalı bir yöntemle Doğan Grubu'na geçti. Doğan, Dinç Bilgin'i nasıl ikna etmişti. Burası çok önemli. Daha önce de yazmıştım. Aydın Doğan, Dinç Bilgin'e şu soruyu soruyor: Karamehmet, senin Etibank'tan kaynaklanan tüm borçlarına kefil olmuyor. Ancak ben kefil olacağım. Tek şartım var. Grubun yönetimi bana geçecek. Sen benim profesyonel yöneticim olacaksın. Sabah yerine Yeni Sabah kuracağız. atv'yi silecek ve yeni bir kanal yaratacağız." Bu vaat üzerine çaresiz kaldığını belirten Bilgin ile Doğan yeni bir ittifak kurdu. Sabah ve atv tüm 2001 yılı boyunca Doğan'ın fiili yönetimi altında kaldı. Bu arada Dinç Bilgin hapse girdi. 2002'nin Şubat ayında TMSF ile Bilgin arasındaborç tecil protokolü yapıldı. Bu protokolde Etibank'a borçlu olsun olmasın Bilgin Grubu'nun tüm şirketleri (Örneğin Sabah Yayıncılık) Etibank'tan kaynaklandığı söylenen zarara müteselsil kefil yapıldı. Yani Etibank'a tek kuruş kredi borcu olmayan Sabah bir anda yaklaşık 700 milyon dolar olarak açıklanan borcun borçlusu oluverdi. Ne var ki, yapılan protokole göre Doğan Grubu ve şahsen Aydın Doğan da borca kefil olacaktı. Ancak bu söz yerine getirilmedi. TMSF anlaşmayı bozdu ve Bilgin Grubu'nun tüm şirketlerine borçlarını tahsil etmek için ödeme emri tebliğ edildi. Bu, Sabah için idam fermanıydı. Dağıtım şirketi de tasfiye edilmişti ve Sabah, Doğan Grubu tarafından dağıtılıyordu. Aynı dönemde yine Doğan'ın maddi teşvikiyle Vatan kuruluyor ve Sabah'ın ana omurgası oraya taşınıyordu. Sabah ve atv'nin idam fermanı verilmiş ve sehba kurulmuştu. İşte bu yok olma ve yok edilme operasyonu sırasında Merkez Grubu devreye girdi. TMSF ile masaya oturdu. İki öneri getirdi: "Ya bu grubu bana sat, ya da burayı beraber yaşatalım." Doğan Grubu'nun ısrarla kamuoyunu yanıltmaya çalışmasının ve 2001 yılının "Sabah'ı öldürelim" tavrını gösterenlerin aksine öneri, "Sabah'ı ve atv'yi yaşatalım" şeklindeydi. Bu çerçevede TMSF ile bir lisans sözleşmesi imzalandı. Bu lisans sözleşmesinin tüm koşulları da TMSF tarafından belirlendi. 2 milyon dolar kira olur mu? Bir gazeteci olarak sevmediğiniz, tepkili olduğunuz kişi ve kurumlar olabilir. Ama bu tavrınız, insanlara haksızlık yapma hakkı verir mi? Düşmanca bir yaklaşım sergilediğiniz kişi ve kurumların açıklarını yakalamak adına, gazeteciliğin evrensel kurallarını bir kenara itebilir misiniz? Maalesef insan bazen gazeteci, sıkça da patronunun ticari çıkarlarını koruyup kollama misyonuyla hareket edince bu tip sapmalar olabiliyor. Hürriyet gazetesinin yazarı Fatih Altaylı, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk ile uzun uzun konuştuğunu belirtmesine rağmen, Ertürk'ün söylediklerini, sorularıyla deşme zahmetine bile katlanmıyor. Altaylı, gazeteci kimliğini bir kenara bırakmış, bir yargıç edasıyla Doğan kaynaklı, Sabah'a yönelik 'yıkıcı kampanyanın' fitilini ateşlemeye çalışıyor. Alet edilmek istenen kişi ise TMSF Başkanı Ahmet Ertürk. SOHBETİN KONUSU! Bakar mısınız?.. Altaylı, Ahmet Ertürk ile bir araya gelince konu ister istemez TMSF'nin alacaklı olduğu kişiler oluyormuş! İyi de, Doğan Grubu'nun TMSF'ye borçları bu sohbetin konusu olmuyor mu hiç? Altaylı, Doğan Grubu'nun TMSF'ye borçlarını soramıyor. Bu borçların kaç taksit ve hangi faiz ile ertelendiğini de soramıyor. Sorduğu soru, TMSF ile Ciner Grubu arasında yapılan atv ve Sabah'ın yayın haklarını ilgilendiren lisans sözleşmesi oluyor. Üstüne üstlük, TMSF Başkanı Ertürk, "Ciner Grubu'ndan lisans sözleşmesi karşılığı 2004 yılında 2 milyon dolar aldık" diyor. Altaylı'nın sesi bile çıkmıyor. Halbuki demesi lazım ki, "Sayın Ertürk, siz yıllık kiranın 10 milyon dolar olduğunu söylemiştiniz. Hatta ben bile bunun çok düşük bir rakam olduğunu, yıllık 20 milyon dolar vermeye hazır olduğumu ilan etmiştim. Nasıl olur da 2 milyon dolar verirler." Ama diyemiyor... Dediği şu, "Peki kiralanan malın değeri ne kadar?" Çünkü Doğan Grubu'nun, perde arkasında sürdürdüğü atv ve Sabah'ı yok etme iştahının kabardığını biliyor. Görevi, bunun için kamuoyu yaratmak. SPEKÜLE EDİLMESİN Peki ben bütün bunları nereden biliyorum. Çünkü ben Altaylı'nın sormadığı soruları Ahmet Ertürk'e sordum. Şimdilik konumuzla ilgili olan kısmını yazayım: Sayın Ertürk, benim bildiğim kadarıyla Ciner Grubu size yıllık asgari 10 milyon dolar verecekti. Yanılıyor muyum? 2 milyon dolar neyin nesi? "Doğru. Sözleşmeye göre ilk iki yıl, lisans ücretiyle öncelikle Sabah ve atv'nin geçmiş dönemden kalan vergi borçları temizlenecek. Şu anda bu işlem yapılıyor. Bu nedenle 2004 lisans ücreti 2 milyon dolarda kaldı. Bu noktanın speküle edilmesi doğru değil." Aynı konuyu Ciner Grubu Başkanı Turgay Ciner'e de sordum. Şu yanıtı verdi: BORÇLAR NEREDEN? "Lisans sözleşmesini imzalamamızın ardından şu ana kadar TMSF'ye 14 trilyon lira ödedik. Geçmiş vergi, SSK ve diğer amme borçları karşılığında da 35 trilyona yakın para yatırdık." Peki Ciner Grubu'nun ödediği vergi borcu nereden kaynaklanıyor? Altaylı'nın sorunun yanıtını kimden öğreneceğim diye araştırmasına gerek yok. Aydın Doğan biliyor. Çünkü Sabah ve atv'nin SSK ve vergi dairelerine olan borçlarının tümü Dinç Bilgin hapisteyken oluştu. O gün gazeteyi kim mi idare ediyordu? Doğan Grubu tabii.
Yavuz Semerci / Sabah