BIST 9.777
DOLAR 35,10
EURO 36,62
ALTIN 2.934,33
HABER /  GÜNCEL

Diyarbakır’ın yoksul ve zengin semtlerinde seçim

BBC Türkçe’den Mahmut Hamsici, Diyarbakır’ın en yoksul mahallelerinden Benusen ile içinde lüks konutları barındıran Diclekent’te Cumhurbaşkanlığı seçimlerine nasıl yaklaşıldığını araştırdı.

Abone ol

Mahallede evlerin dış cephelerinin birçoğu sıvasız, boyasız.

Duvarlar PKK, YDG-H (PKK’nın gençlik yapılanması) yazılamalarıyla dolu.

Çoğu beyaz başörtüleri ve uzun etekleriyle kadınlar evlerinin önlerinde yere serdikleri örtülere oturmuş sohbet ediyor.

Onların önünde çocuklar, gruplar halinde oradan oraya koşturuyor.

Kahvede ve köşe başlarındaki erkeklerin çoğu ya ağır işlerde çalışan işçi ya da işsiz.

Üniversite eğitimi şansı elde etmiş insan sayısı çok az.

Yoksul mahallede Demirtaş’a ilgi daha yoğun

Diyarbakır Surları’nın hemen yanı başındaki bu mahalle, kentin en yoksul mekanlarından Benusen.

Onlarca kişiyle yaptığımız sohbetlerde en fazla destek HDP adayı Selahattin Demirtaş’a çıkıyor.

İkinci sırada ise AKP adayı Recep Tayyip Erdoğan var.

Birçok işyerinin camında ve duvarlarda Demirtaş’ın afişlerinin bulunduğu Benusen’de girdiğimiz kahvelerde sohbete ilgi büyük oluyor.

Bir kahvede konuştuğumuz, temizlik işçisi söyleyen Hasan Orak Demirtaş’a oy vereceğini, bunun nedenininse Demirtaş’ın bütün halkları kucaklaması olduğunu belirtiyor.

Olası bir ikinci turdaysa boykot edeceğini söylüyor ve ekliyor: “Çünkü diğer ikisinin de bir farkı yok. Ayrıca Başbakan barış süreci diyor ama Diyarbakır’a Barzani’yi getiriyor. Sen zaten onunla her türlü işini yapıyorsun. Senin muhatap alacağın kişi Öcalandır.”

Yine temizlik işçisi olan İbrahim Usul sohbete giriyor: “Değil ki biz Kürdüz diye ona oy veriyoruz. Demirtaş Türkiye’de yaşayan herkesi temsil eden bir şahıstır.”

Olası bir ikinci tur durumundaysa sandığa gitmeyeceğini söyleyen Usul, “Erdoğan’da konuşmadan başka bir şey yoktur. Bu süreci başlatan da Erdoğan değil sayın Öcalan’dır. Erdoğan’da samimiyet yoktur” diyor.

Oturduğumuz başka bir kahvedeyse sadece gençler var. Kağıt masasında birbirinden farklı görüşler havada uçuşuyor.

Serbest meslekte çalıştığını söyleyen Mehmet Sıddık Yayman, Demirtaş’a, olası bir ikinci turdaysa Erdoğan’a vereceğini söylüyor: “Çünkü kötünün iyisi. Çünkü çözüm sürecinin yaparsa bir tek Erdoğan yapar. Ayrıca kendini kanıtlamış biri, ‘one minute’le’ kendini kanıtladı”.

Üniversiteye hazırlandığını söyleyen Orhan Güneş’in oyu doğrudan Erdoğan’a: “Dobra dobra biri. Seviyorum Erdoğan’ı ondan.”

‘Erdoğan Kürtleri dinle kandırıyor’

Bu kahvenin genç işletmecisi Serdar Öner ise Erdoğan’a tepkili: “Erdoğan Batıya yaptığını Doğuya yapmıyor. Bizim Kürtleri dinle kandırıyor. Benim adayım Demirtaş. 98’de Lice’de bizim köyü yaktılar. Perişan olduk. Ben ufakken fındıklara, soğanlara gidiyorduk. Çok ezildik. Ben Kürtsem niye ezileyim. Bu yüzden BDP’yi destekliyorum.”

Kahvenin yanındaki bakkalın yanında oturan Vedat Balkaş, felsefe öğretmenliğinden yeni mezun olmuş, atanması gerçekleşmemiş.

Demirtaş’a oy vereceğini söyleyen Balkaş olası bir ikinci tur durumu içinse “Bizim genel taban nasıl karar verir onu bekliyorum. Benim partim neyi temsil ederse ona göre karar veririm” diyor.

Balkaş boykot dışında bir seçeneğin gündeme gelmesi durumunda ne yapacağını sordumuzda şu cevabı veriyor: “Ben şahsen yine de vermem. Verene saygı duyarım ama ben vermem. Erdoğan diktatörlüğe doğru gidiyor.”

Gün içinde birçok kadından da görüş almak istiyoruz ama konuşmak istediklerimiz genelde oylarını açıklamak istemiyor.

Diclekent’te özel güvenlikli siteler

Ertesi gün Benusen’den birkaç ötedeki bir mahallede, Diclekent’teyiz.

Burada hayat, kent ortalamasına göre yüksek kiralı, çoğu yeni, önleri bahçeli apartman dairelerinde sürüyor.

Mahallede bazı siteler, duvarlarla çevrilmiş, girişlerinde özel güvenlik görevlileri var.

Diclekent’in duvarlarında slogan neredeyse hiç yok.

Kadınlarda renki başörtülere kot pantalonlar, güneş gözlükleri ve topuklu ayakabılar da eşlik edebiliyor.

Erkeklerde ise şık gömlekler göze çarpıyor.

Eğitim ortalaması yüksek, çalışılan işler beden emeğine dayanan işler değil. Bazı kişiler kendi işinin sahibi.

Mahalledeki Ceylan Park bölgenin en büyük AVM’si.

Buranın birçok sakini Hunger’da yemek yiyip, sinemaya gidip, marka ürünlerden satın alabiliyor.

Mahallede Benusen’den farklı olarak çok sayıda Erdoğan afişi ve pankartı var.

Mahalle sakinleriyle hem sokakta hem de AVM içinde sohbet ediyoruz.

Burada konuştuklarımız arasında Erdoğan’a oy vereceğini söyleyenler Benusen’e oranla daha fazla.

İkisi de ilaç firması mümessili olan Ali Seyfullah Uslu ve Seyithan Zirek’in oy tercihleri farklı.

Uslu Erdoğan’a vereceğini söylüyor ve çözüm sürecinin bu kararında önemli payı olduğunu sbelirtiyor: “Şu anda bölge halkı olarak daha rahatız. Iki çocuğum var, çocuğum geleceği açısından tedirgin değilim.”

‘Erdoğan’a oy verirsem vicdanen rahat hissetmem’

Zirek ise oy kullanmayacağını belirtiyor ve şu yorumu yapıyor: “Daha önce verdiklerini hiç biri haketmedi. Şu an en mantıklı AKP gözüküyor, ona da ben oy kullanmak istemiyorum açıkçası. Kötünün iyisidir ama ona oy verirsem vicdanen rahat hissetmeyeceğimi biliyorum. Oy verirsem kendi memleketime ihanet ettiğimi düşünücem.”

‘Krizli geçmişe dönmemek için Erdoğan’

Lise öğretmeni Ayşegül Keçe Erdoğan’a oy vereceğini şöyle açıklıyor: “Nedeni alternatifin olmayışı. Krizlerle dolu geçmiş dönemlere geri dönmemek adına en iyi alternatif olduğunu düşünüyorum.”

Keçe’nin yanında bulunan, ismini açıklamak istemeyen arkadışıysa Erdoğan tercihini şöyle açıklıyor:

“Bizler örtü mağduru olan insanlardık. Sebeplerinden biri bu. Ben iletişimciyim, üniversiteyi okurken örtülü okumayamadım. Sadece örtü açısından değil demokratik açıdan 12 yılda gelinen noktanın farkında olduğumuz için Erdoğan’a vermeyi düşünüyoruz.”

Hizmet sektöründe çalıştığını söyleyen Nebahat Uluman ise “Kendi halkım için Demirtaş’a oy vermeyi düşünüyorum. Yoksa bir şey yapacağından değil. En azından bizim olduğumuzu bilsinler diye. İkinci tura kalırsa gitmem.”

Diclekent’te kimseye güvendiğini belirterek seçimlere gitmeyecek olanlara da rastlıyoruz.

Örneğin, üniversiteyi bitirdiğini ve KPSS’ye hazırlandığını söyleyen Ahmet Ayhan sandığa gideceğini ama kimseye oy vermeyeceğini söylüyor.

Ziraat mühendisi Fırat Mercan oy vermeyi düşünmeyenlerden: “Çünkü hiçbirinin dört dörtlük anlamda isteklerimizi yerine getirdiğini düşünmüyorum.”

Diyarbakır’da adaylara çıkacak oylar Türkiye çapında büyük merak konusu.

Diyarbakır içindeyse ekonomik durumlarına göre mahallelerdeki oy oranlarının değişebileceğini tahmin etmekse zor değil.