Diyarbakır'da, Osmanlılar döneminde kenti yönetenlerle varlıklı ailelerin yaşadığı 400 yıllık konaklar, aslına uygun yapılan restorasyonla turizmin gözde mekanlarından oldu.
Abone olSur ilçesinde, tarihi ve kültürel geçmişlerine uygun şekilde restore edilen dört asırlık konak, 40'a yakın odası, geniş avluları, haremlik ve selamlık bölümleri, büyüklükleri ve ihtişamıyla hayranlık uyandırıyor.
Kentteki 446 tescilli ev arasında bulunan konaklar, günümüzde restoran, kafe, müze ve kültür evi olarak turizme hizmet ediyor.
Tarihi Sur ilçesinde 1606 yılında inşa edilen ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince yürütülen çalışma ile kent müzesi olarak hizmet veren Cemilpaşa Konağı, kentin tarihine ışık tutuyor.
1550'de yapılan İskenderpaşa Konağı, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılan restorasyonun ardından kafe ve restoran olarak turizme kazandırılırken, 1565 yılında inşa edilen Behrampaşa Konağı ise kadınlar için kültür evi olarak hizmet sunuyor.
"Zenginleşen mimariyi yansıtıyor"
Dicle Üniversitesi (DÜ) Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Gülin Payaslı Oğuz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, konakların Diyarbakır'ın geleneksel ev mimarisinden farklı olarak büyük ve gösterişli olduğunu söyledi.
Oğuz, haremlik ve selamlık bölümleri ile ikişer avlunun bulunduğu konaklarda, geçmişte genellikle yerel yönetimin başında olan vali ve paşa gibi idarecilerin ya da kentteki varlıklı ailelerin yaşamını sürdürdüğünü belirtti.
Osmanlılar döneminde konaklarda yaşayan insanların yönetim kademesinde görev yapmaları nedeniyle selamlık bölümünde misafirlerini ağırladığını dile getiren Oğuz, o dönemlerde hükümet konakları olmadığı için selamlık bölümlerinin, aynı zamanda resmi kurum olarak da kullanıldığını aktardı.
Harem bölümünün ise yaşam alanı olduğunu ifade eden Oğuz, şöyle konuştu:
"Konaklar sosyal, kültürel ve mimari açıdan kültürümüzü yansıtıyor. Osmanlılar döneminde yaşayan insanların ismi ile adlandırılıyor. O insanların oluşturduğu bir yaşamla şekillenip, gelişen ve zenginleşen bir mimariyi yansıtıyor. Bu nedenle hem mimari hem de sosyal açıdan önemli. En eskisi, 16. yüzyılda yapılan İskenderpaşa Konağı. İsmini bilmediğimiz bazı konaklar da ya yok olmuş ya da harabeye dönüşmüş. Konaklar artık kentte turizme katkı sunuyor. Bu yapılar sayesinde, gelecek nesiller kültürlerini tanıma fırsatı buluyor, bir döneme, Diyarbakır'ın aile yaşantısına ve mimarisine tanık oluyorlar. Kenti tanıtmak anlamında önemli etkileri söz konusu. Kenti ziyaret edenler, bu yapıları gördüğünde hayranlık duyuyor."
Oğuz, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun verilerine göre kentte aralarında konakların da yer aldığı 446 tescilli ev bulunduğunu belirtti.
"Konakta ziyaretçilerimize hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyoruz"
İskenderpaşa Konağı'ndaki işletmeci Vedat İşikli, Türkiye'nin farklı illerinden müşterileri ağırladıklarını belirterek, ziyaretçilerin konağa hayran kaldığını söyledi.
Tarihi mekana gelen müşterilere en iyi şekilde hizmet sunmaya çalıştıklarını ifade eden İşikli, "Tarihi konakta müşterilerimiz sevdikleriyle sohbet ediyor, keyifli vakit geçiriyor. Biz de 400 yıllık konakta ziyaretçilerimize hizmet etmenin mutluluğunu yaşıyoruz." diye konuştu.
Tarihi konakta çocuklarına doğum günü kutlaması yapan Çağla Dürücü, kendileri için anlamlı bu günde kutlama yapmak için tarihi mekanı tercih ettiklerini dile getirdi.
"Çok otantik bir havası var, eskiyi hatırlatıyor. Çocuklarım da burayı çok sevdi. Ailece güzel bir doğum günü kutlaması yaptık." ifadelerini kullanan Dürücü, bu mekanı çok sevdiğini kaydetti.