Terörün etkisiyle sadece Diyarbakır'da her 100 gençten 12'sinin kekeme olduğu belirlenince açılan Konuşma Bozukluğu Tedavi Merkezi'nin kapısında kuyruk oluştu.
Abone olSavaşın yakıcı etkisi tıp diline 'Vietnam Sendromu' olarak geçti, terörle kavrulan Güneydoğu'da da benzeri bir etkinin sonucu 'kekemelik' olarak ortaya çıktı. Diyarbakır'da 'kekeme' sayısındaki artış üzerine yapılan bir araştırma, konuşma bozukluğunun, çocukluk çağında yaşanan korku, baskı ve acıdan kaynaklandığını gösterdi ve sadece bu şehirde her 100 kişiden 12'sinin kekeme olduğu belirlendi. Bu korkunç tesbit üzerine Diyarbakır'da açılan PEANUT Konuşma Bozukluğu Eğitim Merkezi'ne, bir ay içinde 400 kişi tedavi olmak için başvurdu. Merkez'de görevli uzman Cihangir Polat, bölgede kekeme sayısının fazlalığının en büyük nedeninin, yıllarca yaşanan terör ve bunun sonucu zorunlu göçle yaşanan kültürel farklılığa bağlı şok olduğunu söylüyor. 3 AYDA TEDAVİ Kekemeliğin 2-3 yaşında başladığını belirten Cihangir Polat, "Doğuştan da olabilir. Ama bu bölgede genelde yaşanan travmadan kaynaklanıyor. En büyük neden terör. Ama göç, aile içi şiddet, bir hayvandan korkma, doğal afetler ve cinsel istismar gibi birçok faktör de etkili" diyor. Yaptıkları araştırmada Diyarbakır'da her 100 kişiden 12'sinin kekeme olduğunu saptadıklarını söyleyen Cihangir Polat'ın verdiği bilgiler şöyle: "1 ay içinde 400 kişi tedavi olmak için bize başvurdu. Ancak kapasite yetersiz olduğu için hastalara ileri tarihler vermek zorunda kalıyoruz. Tedavinin ilk aşaması, 15 günlük susma dönemi. Bu süre içinde hiç kimseyle konuşturmuyoruz. Alkol, çay, kahve, kola gibi içecekler içirtmiyoruz. Çünkü söz konusu içecekleri tüketenler, daha kolay sinirlenebiliyor, sinirlenince de kekelemeye başlıyor. Ama susma dönemi başarıyla tamamlandıktan sonra tedavi, bilgisayar eşliğinde metin okuma egzersizi ile devam ediyor. Kısa ve vurgulu cümlelerden oluşan fıkra kitaplarıyla okuma yaptırıyoruz. Ayna karşısında ve telefonla konuşma egzersizleriyle sakin ve yavaş konuşmayı öğretiyoruz. Tedavi 3 ayda tamamlanıyor." DÜĞÜNDE BİLE SİLAH Diyarbakır'da özel bir hastanede görev yapan Psikiyatrist Ayhan Güler de, bölgede yıllarca süren terör gerçeği olduğunu, çocukların bundan daha da fazla etkilendiğini, küçük yaşta bu şiddeti yaşayan çocukların kekeme olduğunu anlatıyor. Güler, baskıcı ortamlarda kekemelikte büyük artış yaşandığına dikkat çekerek şöyle diyor: "Tarihte örnekleri vardır. Örneğin Hitler'in, Yahudilere yaptığı zulüm sırasında Nazi kamplarında baskı gören çocukların kekeme hastalığına yakalandığı tespit edilmişti. Bölgede de yıllarca süren bir terör gerçeği var. Bunun yanı sıra doğa ve çevre şartları... Aşiret nedeniyle baskıcı bir ortam... Sosyal ve ekonomik durum... Kan davaları... Düğünlerde bile silahla ateş etmek... Töre cinayetleri gibi birçok faktörü sayabiliriz." Haber: Ahmet Yukuş Kaynak: Sabah