BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,27
ALTIN 2.848,54
HABER /  POLİTİKA

Diyarbakırda arsenik işlemez!

Diyarbakır iki parti için sembol şehir. Yerel seçimlerde bu şehri almak isteyen AK Parti'nin işi neden zor?

Abone ol

Yerel seçimlerde Diyarkabakır'ı isteyen AK Parti ile DTP arasındaki savaşa farklı bir yorum geldi. Kürt yazar Bajan Matur, Zaman okurları için bölgenin nabzını tuttu.

Matur'a göre AKP'nin Kürt ajandası samimi olmalı.. Diyarbakır'ı isteyen Erdoğan'ın işinin zor olduğunu arsenik örneği ile açıklıyor:

"(...)Evet başbakan isim vererek 'İzmir, Çankaya ve Diyarbakır'ı istiyorum' demiş olabilir. İşi pek çok konuda olduğu gibi rast giderek İzmir'in suyunda arsenik de çıkabilir ama Diyarbakır'da işinin o kadar kolay olmayacağını söylemek için kahin olmak gerekmiyor. Diyarbakır'ın suyuna arsenik de koysanız yerel seçimleri belirleyecek olan başka dinamikler var ve bu dinamiklerin yönünü belirleyen bir ajandaya sahip olmak zorundasınız."

Diyarbakır'ı almanın neden zor olduğunu da yazar, bölgenin bir türlü giderilemeyen siyasi ve sosyal sorunlarını gösteriyor:

(...)Mesela o üzeri çok kolay örtülen eve dönüş yasası konusunda AKP'nin ne yaptığı kimse tarafından sorgulanmıyor? AKP'nin bir eve dönüş planı var mı gerçekten? sormak gerekiyor. Genelkurmay başkanının dahi 'dağa gidişlerin önü alınmazsa bu mesele çözülemez' dediği bir konuda, gençlerin dağa çıkışının önü alınmak bir yana dağdakilerin indirilmesi konusunda dahi bir irade gösteremezse AKP sorunu nasıl aşmayı düşünüyor? Bugün Kürtlerin beklentileri kristalleşmiş ve farklı uçlara kaymış durumda. Tam bağımsızlık hayalinden federasyona, demokratik, özerk cumhuriyetten üniter sisteme onlarca talep ve beklentiyle hareket eden farklı kesimler var. Bunca birikmiş ve çözümsüz görünen sorunlara bakış açısını değiştirmek, belki de bir yöntem değişikliğine gitmek şart. Tam da bu nedenle bölgede siyaset yapan partilerin Kürt seçmenin beklentilerini realize etmesi zorunlu. Nedir o?

Atılacak ilk adım Kürtlerin büyük çoğunluğunun muhatap olduğu sorunların neler olduğu konusunda samimi bir envanterin çıkarılmasıdır. Çünkü çözüm ancak bu sorunların realizasyonundan doğar. Realizasyon derken söylemeye çalıştığım şu: Bugün gerçekleşmesi imkansız olan büyük önermelerin gölgesinde kan akıtılmaya devam ediyor. Kanı durdurmanın ve insani çözümler yaratmanın tek şartı talepleri gerçekçi zemine çekmektir. Kürtlerin yaşadığı bölgenin ve Ortadoğu'nun dengeleri bu birikmiş sorunların gerçeklik sınırını da gösteriyor aslında. Yapılması gereken en azından Türkiye şartlarında var olan sorunların hangi araçlarla çözülebileceğinin arayışına girmek olmalı. Somut örnekler üzerinden gitmek gerekiyor belki de; Kürtlerin kimlik talepleri, dil haklarından doğan talepleri, eğitim talepleri var. Ayrıca sayıları azımsanmayacak bir grubun, dağdakilerin indirilmesi talebi var.