BIST 8.664
DOLAR 34,34
EURO 37,41
ALTIN 3.020,28
HABER /  GÜNCEL

Diyarbakır YDG-H olayları Kürt gençleri besleyen güç...

İngiliz Independent gazetesi Diyarbakır Sur'da yaşananları bugünkü sayfalarına taşıdı. İşte Sur son durum ve YDG-H yapılanmasını analiz eden Independent'ın analizi...

Abone ol

Independent gazetesi Diyarbakır'dan izlenimleri aktardığı dizisinin ikinci bölümünde bölgedeki PKK'nın gençlik yapılanması YDG-H'yi ele aldı.

Geçen ay Sur'daki çatışmada yaşamını yitiren Mehmet Mutlu'nun öğretmeninin anlattıklarını sayfalarına taşıyan Independent, YDG-H'yi besleyen en büyük gücün 'nefret' olduğunu yazdı.

Gazete hendeklerin kazıldığı bölgelerle ilgili ise 'Özerk bölgeler ilan ettiler' ifadesini kullandı.

Laura Pitel imzalı haberde YDG-H için şu tanımlama yapılıyor:

"PKK'nın ateşkes ilan etmesinden kısa bir süre önce 2013 yılı Şubat ayında ilan edildi. Amaçlarının, uyuşturucu ve fuhuşla mücadele olduğunu, aynı zamanda halkı kendi ifadeleriyle 'polisin zulmünden' koruyacaklarını duyurdular."

"Temmuz ayında çatışmalar yeniden başlayınca üyeleri evlerin dükkânların arasına hendek kazmaya, barikatlar kurmaya başladı. 'Özerk bölgeler' ilan ettiler."

Haberde geçen ay çatışmalarda ölen 16 yaşındaki Mehmet Mutlu'nun cenazesinde çekilen bir fotoğraf kullanılmış.

Öğretmeni Mehmet'i "sınıfın parlak öğrencilerinden sayılmayan, okumaya çok merakı olmayan" bir öğrencisi olarak tanımlıyor ve geçen ay Mutlu'nun cesedini 'yüzü kanlar içinde yerde gördüğü' anı gazeteye anlatıyor.

Haberde "Mehmet Mutlu'nun hikâyesi, Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 1990lı yıllarda sokaklarda mücadele eden çocukların, akrabaların ve arkadaşlarının anlattıklarının benzeri" deniyor.

Öğretmeninin anlattığına göre Mehmet 'siyasi nedenlerden' dolayı 14 yıl hapis yatmış. Ağabeyi, Rojava'ya savaşmaya gitmiş.

İsmini vermeden Independent'a konuşan öğretmen, Mehmet Mutlu için "Babaları 13,14 yıl hapis yatan bu tip çocuklarda bunu yapana karşı çok büyük bir nefret duygusu oluyor" diyor.

ydgh nedir

GENÇ KÜRTLER YABANCILAŞTI

Haber şöyle devam ediyor:

"Öğretmen konuşurken peş peşe sigara içiyordu. Okulu, Sur'un orta yerinde. Yoksul ama siyasi öğrencilerle dolu bir sınıf tablosu çizdi."

"Güneydoğu'da işsizlik oranı yüzde 24'e kadar çıkıyor. Öğretmen, okul sonrası işe gidenlerin ders çalışmaya vakitleri olmadığını söyledi. Evde Kürtçe konuşarak büyüyenlerin çoğunun Türkçesi zayıf ya da aksanlı konuşuyorlar."

"Öğretmen, AK Parti'nin reformlarına karşın birçok öğrencinin, etnik ve kültürel kimliklerini inkâr eden eğitim sistemi tarafından yabancılaştırıldıkları duygusuna kapıldıklarını öne sürdü."

BİZ ÇALIYORUZ ONLAR SÖYLEMİYOR!

Gazeteye konuşan öğretmen şunları söyledi:

"Pazartesi ve Cuma günleri İstiklal Marşı'nı söylememiz gerekiyor… Çoğu söylemiyor. Biz çalıyoruz, ama onlar söylemiyor. Ses çok yüksek çıkmayınca da tekrar etmek zorunda kalıyorlar."

Babaları 13,14 yıl hapis yatan bu tip çocuklarda bunu yapana karşı çok büyük bir nefret duygusu oluyor.

Independent muhabiri, çoğu gencin "taş veya Molotov kokteyli atmaktan" aralıklarla hapse girdiklerini yazıyor. Aralık ayında öldürülen 25 yaşındaki Mesut Şimşek'in ablası Güler Sevikek de kardeşinin Diyarbakır'da çatışmalara girmeden önce üç yıl hapis yattığını söylüyor.

Independent'ın haberinde aileyle ilgili şu satırlar var:

"Ailesi 1990'larda Lice'den kaçıp Sur'a yerleşmiş. Mehmet gibi Mesut'un da ağabeyi Suriye'ye savaşmaya gitmiş ve o da devletin babası ve ağabeyine muamelesinin travmasını yaşamış. Ablası o dönemi şu sözlerle anlatıyor:

'Sokakta yatmaya zorlanıyorlardı ve çevrelerini köpekler sarıyordu'.

Mesut 'Bu görüntüyü nasıl unutabilirim ki' diyordu.'"

"Diyarbakır'da çatışanlar birer melek değil. Mesut'un ablası, kardeşinin silahlı olduğunu kabul ediyor fakat hükümet yanlısı medyanın kardeşini Diyarbakır'ın en tehlikeli teröristleri arasında göstermesine de karşı çıkıyor. Mehmet'in öğretmeni de onun silah taşıdığını düşünüyor fakat Kürt sitelerinde yer alan, Mehmet'in öldürüldüğünde ellerinin arkadan kelepçelenmiş olduğu haberlerini de kaygı verici buluyor."

ydg-h

"Bu gençlerin şehirlerde savaşma kararı binlerce aileyi evlerini terk etmeye zorladı, diğerlerini de kapana kıstırdı. Restoran işleten yedi çocuk babası Ahmet Yaşar, gençlere şehrin ortasına hendek kazmamaları çağrısında bulunanlar heyetin içinde yer alıyordu."

PKK'NIN KONTROLÜ VAR MI? 

Gazeteye konuşan Yaşar, hendek kazılmaması için yaptıkları görüşme için "Dükkan sahipleri, esnaf olarak o sokaklara gittik, 'Bu yanlıştır' dedik. Tabi ki bizi dinlemediler. Dediklerimizi dikkate almadılar" diyor.

Haberde, hendek kazanlara sempati duyanlar da olduğu ve onlardan birinin bazalt taşından yapılan evi çatışmalardan zarar gören Ümit adlı bir sanatçı olduğu ifade ediliyor.

Ümit gazeteye "Bu sokaklar onların elindeki tek şey. Bu onların yegâne varlığı" diyor.

MURAT KARAYILAN'IN YDG-H ÇAĞRISI

Muhabir Laura Pitel, YDG-H ile ilgili şunları yazıyor:

"PKK'nın Kürt özerkliği amacını desteklese de, YDG-H gençlik yapılanmasının, ne ölçüde büyükleri tarafından kontrol edildiği net değil. Kasım ayında PKK yöneticisi Cemil Bayık iki örgütün birbiriyle bağlantılı olduğunu inkâr etti. Fakat örgüt kurulmadan yalnızca birkaç ay önce Murat Karayılan, güneydoğuda devlet politikalarına karşı 'gençlik devrimi' çağrısı yaptı."

Independent gazetesinin görüş aldığı akademisyen Bill Park da 'Güneydoğuda PKK'dan habersiz hiçbir şeyin olmadığını' ifade edip yine de gençlik yapılanması için "en azından doğaçlama davranıyorlar gibi görünüyor" dedi. Park, "Eminin PKK'nın üzerlerinde tam kontrolü yoktur" diye ekledi.

Haber, İngiltere ve Türkiye'nin diğer müttefiklerinin Kürt soruna ilişkin kaygılı olduğunu belirtiyor. "Diyarbakır sokaklarında anlatılan hikayeler, uzun ömürlü bir barış umuduna dair kaygı verici işaretler sunuyor" denilen haber, restoran sahibi Yaşar'ın şu sözleriyle noktalanıyor:

"Bizim kuşağımız, konuşabildiğin, müzakere edebildiğin bir kuşak. Bu yeni kuşak daha radikal. Bu ülkeyle bir bağları yokmuş gibi hissediyorlar."