DİYARBAKIR Sur İlçesi’ne bağlı Sarıkamış Köyü’nün Dürümlü Mezrası’nda meydana gelen patlamayı bugünkü köşesine taşıyan Habertürk gazetesi yazarı Muhsin Kızılkaya, patlamada ölen köylülerin bedeninin tamamen yok olduğunu yazdı.
Abone olDİYARBAKIR Dürümlü Mezrası'ndaki 13 köylünün ölümüne neden olan patlama Türkiye'nin gündeminde.
Bugün PKK'lıları durdurmayı başaran 13 köylünün cenazeleri toprağa verildi. Patlamayı bugünkü köşesine taşıyan Habertürk gazetesi yazarı Muhsin Kızılkaya ise patlama sonrası oluşan 35 metrelik dev çukuru "Devasa 'özyönetim' çukuru" olarak nitelendirdi.
Kızılkaya, patlamada ölen köylülerle ilgili ise " Onlardan geriye ne bir damla kan, ne bir parça kemik, ne bir tutam saç, ne bir diş, ne de bir et parçası kalmıştı. O mahşeri patlamada hava olmuşlardı. Erimişlerdi. Un ufak olmuşlardı" diye yazdı.
Kızılkaya'nın yazısının detayları şöyle:
"Birkaç gün önce Diyarbakır’da bir patlama oldu.
Ardı ardına çelişkili haberler gelmeye başladı önce.
Öylesine korkunç, öylesine mahşeri bir patlamaydı ki, sesi neredeyse bütün bölgede duyuldu.
Patlama sanki her yerde olmuş, yer gök sarsılmış ama asıl patladığı noktayı kimse bilmiyordu.
***
Saatler sonra gerçek anlaşıldı.
Patlama, anında olmuştu.
Dehşetin boyutları ertesi gün çıktı ortaya.
Patlamayla birlikte 35 metre çapında dev bir çukur açılmıştı.
Sanki gök yarılmış, gökten bir meteor düşmüş, Dürümlü Mezrası’nın yoluna isabet etmiş, devasa bir çukur açarak metrelerce derinlikten su çıkarmıştı.
Bu görülmemiş patlamanın zayiatı ise o kadar büyük değildi ilk başlarda.
4 ölüden bahsediliyordu.
***
Orta yerde 4 ölü vardı evet, ama o sırada o civarda bulunan 12 köylü ise ortalıkta yoktu. Sanki gökten düşen meteorun açtığı o devasa çukur, içine 12 köylüyü de almış, yutmuş, arzın içine çekerek yok etmişti.
Sonra herkes kayıplarını aramaya çıktı.
3 günün sonunda hiçbirinden hiçbir haber alınamadı.
Ve belki de insanlık tarihinin en vahşi, en korkunç olaylarından biri olarak tarihe geçecek hadisenin dehşet verici sonucu önceki gün anlaşıldı.
Kaybolan, 3-4 günden beri hiçbir yerde hiçbir izine rastlanmayan o 12 köylü var ya, onları arz falan yutmamıştı. O 12 köylünün 12’si de o patlama sırasında yok olmuştu.
Evet yok olmuşlardı.
Onlardan geriye ne bir damla kan, ne bir parça kemik, ne bir tutam saç, ne bir diş, ne de bir et parçası kalmıştı.
O mahşeri patlamada hava olmuşlardı.
Erimişlerdi.
Un ufak olmuşlardı.
Cesetleri bulunan 4 kişi ise patlamanın çok uzağında, patlamanın şiddetiyle can vermişlerdi.
***
Önceki gün örgüt açıklama yaptı.
Hepsini öldürdüğünü resmen kabul etti.
Ama suçu onlara attı.
Çünkü o sırada onlar “halkı özgürleştirmek” üzere 15 ton patlayıcıyı bir yerden bir yere “sevk ediyorlardı”, ama özgürleştirmek istedikleri “halk” yollarına çıkarak “o sevkıyatı” engellemişti.
Onlar “işbirlikçiydi”.
***
Oysa son seçimde o köyün bütün oyları HDP’ye gitmişti.
HDP’ye oy veren “işbirlikçiler”den şimdi geriye hiçbir şey kalmadı.
Ne bir kemik, ne bir diş, ne de bir tutam saç...
12 köylüden geriye şu anda Dürümlü’de 35 metre çapında devasa bir“özyönetim” çukuru kaldı.
***
Ey vicdan sahibi insanlar!
Ey kendine “Demokrasi güçleri” diyenler!
Ey her olay karşısında durmadan bildiri yayınlayıp bize “vicdanımızı” hatırlattıklarını söyleyen aydınlar!
Ey bizi “bildiri manyağı” yapanlar!
Dürümlü’de, hiçbir cesetten hiçbir parça yok.
Ne bir damla kan, ne bir diş, ne bir kemik, ne de bir deri parçası.
Bir bildiriyle eylemi üstlenenlere de bir çift sözünüz olacak mı?
Onlara da “vicdanı” hatırlatacak mısınız?
Yoksa “Biz onları değil, devleti tanırız” deyip işin kolayına mı kaçacaksınız?
***
Böyle bir ölüm şekli var mı Allah aşkına?
Yakılan bir insandan bile geriye bir kavanoz dolusu kül kalır.
Dürümlü’de, 12 köylüden geriye hiçbir şey kalmadı.
Ne bir parça kemik, ne bir diş, ne bir parça deri, ne de bir damla kan...
Geriye 35 metre çapında devasa bir toplu mezar kaldı.