Diyanet işleri başkanı Bardakoğlu Cumhurbaşkanı Sezer'in din ile ilgili olarak söylediklerine destek verdi
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in "din" ile ilgili olarak "Bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabilir" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılarak bu konudaki görüşünün sorulması üzerine, "Öyledir tabi. Diyanet İşleri'nin internet sitesine bakarsanız benzeri açıklamalar göreceksiniz. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve laiklik ilkesine göre faaliyet gösteren bir kuruluştur ve bu yönde çalışmalarını sürdürmektedir" dedi.
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Merkezi "Kadın Gözüyle Hz. Peygamber" konulu panel düzenlendi. Kocatepe Konferans Salonu'nda gerçekleşen ve kadınların yoğun ilgi gösterdiği Panelin açış konuşmasını Diyanet işleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu yaptı. Bardakoğlu konuşmasında, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in doğumun 1435. yıldönümünde O'nu anmaktan daha çok anlamanın önemine değindi. Özellikle toplumsal huzurun sarsıntıya uğrağı bu günlerde Hz. Muhammed'in rahmetine daha çok ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Bardakoğlu, "Keşke onun hayatını daha iyi bilseydik daha iyi anlayabilseydik" dedi.
Hz. Peygamberin rahmetine sadece İslam dünyası değil tüm insanlığın ihtiyacı olduğunu dile getiren ve Hz. Muhammed'e yönelik karikatür krizine de değinen Bardakoğlu, "Peygamberimize dil uzatanları bırakın onlar kendi insaniyetlerinden uzaklaşsınlar. Bize düşen O'nu daha iyi anlatmak ve anlamak ile O'nun öğüt ve düşüncelerini anlatmaktır" dedi. Bardakoğlu, konuşmasının ardından gazetecilerin her bölgeye göre Hutbe okutulması ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Artık Hutbelerin merkezden hazırlanması yerine o bölgede hangi konular öncelikliyse onun ele alınacağını söyleyen Bardakoğlu, "Hutbeler böylece toplumsal sorunlarımızı çözmede, yaralarımızı sarmada daha etkili olacaktır" diye konuştu. Bunun devam eden bir çalışma olduğunu, her bölgede o bölgenin özelliklerine ve beklentilerine göre Hutbe'lerin şekillendirilmesi gerektiğini anlatan Bardakoğlu, bölgelere göre hutbe çalışmasının Haziran ayından itibaren başlayacağını söyledi. Bardakoğlu, hutbelerin illerde İl Müftüsü başkanlığında kurulacak komisyon tarafından hazırlanacağını, yine devletin kontrolü altında olacağını ve rastgele olmayacağının altını çizerek, "İlin özelliklerine, dini sorunlarına göre öncelikli konulara ağırlık verilecek" diye konuştu. Hutbelerin sadece Güneydoğu'daki terör olayları ile ilgili değil kıyı bölgelerindeki orman yangınları, töre cinayetleri ve çeşitli sorunlarla ilgili hazırlanabileceğine dikkat çeken Bardakoğlu, "Buradan Hutbelerin başıboş hazırlanacağı çıkartılmamalı" şeklinde konuştu.
Gazetecilerin, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "bireyin inanç ve ibadet yaşamına, kamu düzenini, güvenini ve çıkarlarını korumak amacıyla sınırlamalar konulabilir" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılarak bu konudaki görüşünün sorulması üzerine ise Bardakoğlu, "Öyledir tabii. Diyanet İşleri'nin internet sitesine bakarsanız benzeri açıklamalar göreceksiniz. Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetin temel ilkeleri ve laiklik ilkesine göre faaliyet gösteren bir kuruluştur. Bu yönde çalışmalarını sürdürmektedir" açıklamasında bulundu. Aynı sorunun ısrarla tekrarlanması üzerine ise Bardakoğlu, devlet adamlarının, siyasilerin açıklamaları üzerine görüş bildirmenin kendilerine düşmediğini belirterek şöyle konuştu:
"Diyanet İşleri Başkanlığı, laik ilkeler konusunda öteden beri hassasiyetle durmaktadır ve Cumhuriyetin temel bir kuruluşu olarak laiklik prensibine bağlı, toplumsal birleşmeyi ve bütünleşmeyi sağlamaya çalışmaktadır. Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla Diyarbakır ve Elazığ'a gittim. Tüm insanların hiçbir ayrım olmaksızın peygamber efendimize saygı etrafında birleştiklerini gördüm. Bu nedenle toplumun dirliği, birliği ve huzuru için dinin birleştirici gücünden azami ölçüde yararlanmalıyız. Peygamber sevgisi etrafında birleşmeliyiz. Aramızdaki kin, nefret tohumlarını gidermeliyiz. Aynı toprakları, aynı düşünceleri, aynı tarihi, aynı dini değerleri paylaşan insanlar olarak omuz omuza el ele olmalıyız, bunlardan da ötesi gönül gönüle olmalıyız."