BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Diyanet'ten İslam'ın güncellenmesi açıklaması

34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nın ardından 14 maddelik sonuç bildirgesini açıklayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dinin değişmez sabiteleri dışında kalan ve ictihadın mümkün olduğu konularda güncelleme yapmak, dinde reform anlamına gelmemektedir" dedi.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan bazı din adamlarının tartışmaya yol açan açıklamalarına tepki göstermiş, İslam'ın içtihadlarının güncellenebileceğini ifade etmişti. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş bu konuda açıklamalarda bulundu. 

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Ankara'nın Haymana ilçesinde bir otelde gerçekleştirilen '34. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nın sonuç bildirgesini açıkladı. Erbaş, 4 gün boyunca yapmış oldukları toplantıda önemli konuları masaya yatırdıklarını ve tartıştıklarını ifade etti.

Erbaş, şunları kaydetti: 

'BAZI FIKHİ HÜKÜMLERİ GÜNCELLEMEK REFORM ANLAMINA GELMEZ'
- İslam, bütün insanlığın huzur ve mutluluğu için gönderilmiş, kıyamete kadar baki kalacak hak dindir.

- İslam'ın zaman ve mekana göre değişmeyen, başta tevhid olmak üzere inanç ve ibadet esaslarına dair sabiteleri; varoluşa, insana, hayata, çevreye dair evrensel ilkeleri ve ahlaki değerleri vardır. Bununla birlikte İslam alimleri bireysel ve toplumsal hayatın değişen ve gelişen ihtiyaçlarına yönelik yine Kitap ve Sünnete dayanan bir Fıkıh Usulü geliştirmişlerdir. Böylece İslam'ın temel ilkelerinin, dünya görüşünün ve adaleti esas alan toplumsal hayat idealinin dinamikliğini sağlamayı hedeflemişlerdir. Dinin değişmez sabiteleri dışında kalan ve ictihadın mümkün olduğu alana dahil olan bazı fıkhi hükümleri, değişen şartlara göre güncellemek, dinde reform yapmak anlamına gelmemektedir.

'KESİN VE AÇIK BİR NASSIN OLMADIĞI KONULARDA...'
- Aslında bu davranış, İslam'ın evrensel hakikatlerini, onların özüne dokunmadan her çağa ve topluma aktarmak ve vahyin ışığında hayata rehberlik etmek demektir. Kesin ve açık bir nassın olduğu yerde ictihad edilemeyeceği gibi, böyle bir nassın olmadığı konularda zamanın değişmesine bağlı olarak hükümlerin de değişebileceği malumdur. Bu anlayış çerçevesinde Din İşleri Yüksek Kurulumuz, İslam'ın sabiteleri ile birlikte hayatın gerçeklikleri ve değişkenlerini de dikkate alarak dini bilgi üretmektedir." 

"YETKİN OLMAYAN KİŞİ VE GRUPLARIN DİNİ SÖYLEM VE UYGULAMALARINA İTİBAR EDİLMEMELİDİR"
"İlk emri 'Oku' olan Yüce Kitabımız, tefekküre ve akletmeye sürekli vurgu yaparak, doğru bilginin talibi olmayı ve hakikati araştırmayı öne çıkarmıştır" diyen Erbaş, "Bilhassa din alanında sahih bilginin göz ardı edilmesi, samimi duyguların sömürülmesine uygun bir zemin oluşturmaktadır. İlmi disiplinden yoksun, gerçeklikten uzak,özensiz söylemler, dini alanda bilgi karmaşasına, yanlış dini algı ve tasavvurlara, bireysel ve sosyal sorunlara, hatta krizlere neden olmaktadır.

Hayati bir ilke olarak hakikati söylemek kadar, hakikati doğru bir yöntemle, açık ve anlaşılır bir üslupla, zamana, mekana ve muhataba uygun tarzda konuşmak da aynı şekilde önemlidir ve asla ihmal edilmemelidir. Dolayısıyla hem dine dair görüş beyan edilirken hem de dini öğrenme ve anlama çabası güdülürken hassas ve ilkeli davranılmalı; toplumun genelini ilgilendirmeyen ve ilmi ortamlarda müzakere edilmesi gereken hususlar kamuoyu önünde tartışılmamalı; yetkin olmayan kişi ve grupların dini söylem ve uygulamalarına itibar edilmemelidir.

DİN İSTİSMARI SORUN HALİNE GELDİ
Birlik ve beraberliğimizi zedeleyen, barış ve huzurumuzu bozan, fitne ve tefrikaya sebep olan söz, anlayış ve davranışlar İslami olamaz. Ayrıştırıcı ve ifsat edici söylemleri İslami referanslarla meşrulaştırmaya çalışmak dinin istismar edilmesidir. Din istismarı, iletişim imkanlarının hayatın her alanında yaygınlaştığı günümüzde, farklı isim, görüntü ve yöntemlerle tezahür eden, çok boyutlu ve girift bir sorun haline gelmiştir. Dinin temel kaynaklarına, akla ve ilmi gerçeklere aykırı söylemler, hikayeler, rüyalar ve hurafeler üzerinden bir istismar alanı açılmaktadır. Menfaat beklentisi ve popülist yaklaşımlarla hakikatin örtbas edilmesi, İslam'ın kişisel çıkarlar uğruna kullanılması, dinimize ve milletimize karşı en büyük kötülüktür. Diyanet İşleri Başkanlığı, her türlü vaaz, irşat, yayın ve iletişim imkanını etkili bir şekilde kullanmak suretiyle din istismarıyla mücadeleye devam edecek, bilhassa itibarı zedelenen ve anlam kaymasına uğratılan dini kavramlarımızı ihya etme ve hakikati bütün yönleriyle ortaya koyma konusunda çalışmalarını kararlılıkla sürdürecektir" ifadelerini kullandı.