BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Diyanet'ten İslam'a çağdaş yorum

Kurul, Hz. Muhammed'in "yönetimlerini kadına teslim eden toplum iflah olmaz" sözünü şöyle yorumladı.

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, İslam'a göre kadınların, devlet başkanlığı dahil her tür yöneticilik yapabileceğine karar verdi. Kurul, Hz. Peygamber'in "yönetimlerini kadına teslim eden toplum iflah olmaz" anlamındaki sözünün ''genel hüküm içermediği'' yorumunu yaptı. Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonu'nca hazırlanan ''Kadınların İş Hayatında ve Yönetimde Yer Almaları'' konusundaki raporunu görüşen Din İşleri Yüksek Kurulu, konuyu karara bağladı. Kararda, İslam dininin, insan olmaları veya temel hak ve sorumlulukları açısından kadınla erkek arasında herhangi bir farklılık öngörmediği vurgulandı. İslam'da erkeğe tanınan temel hakkın aynı derecede kadına da tanındığı ifade edilen kararda, Kuranıkerim'de Hz. Peygamber'in kadınlardan biat almasının zikredilmesinin, İslam'da kadının iradesinin bağımsızlığını açık bir şekilde ortaya koyduğu belirtildi. Kararda, ''Bu itibarla, kadın olmak, hak ve fiil ehliyetini daraltan bir sebep değildir. Sahip olduğu hakların, kocası ya da başkası tarafından ihlal edilmesi halinde kadının hakime başvurarak haksızlığın giderilmesini isteme hakkı bulunmaktadır'' denildi. ''ÖNEMLİ OLAN HUZUR VE GÜVEN'' İslam'da kadının konumu ve hakları konusundaki tartışmaların önemli bir kısmının, kadının sosyal hayata katılması, çalışması ve kamu görevi üstlenmesi noktalarında odaklandığı belirtilen kararda, ''Kadınların ticaret ve iş hayatına girmesi'' konusunda şu değerlendirmeler yapıldı: ''İslam'a göre, kural olarak kadın, ev içinde ve dışında çalışabilir, ailesinin ihtiyaçlarını sağlamada kocasına yardımcı olabilir. Şartlara ve ihtiyaçlara göre, aile hayatında eşlerin rollerinin değişmesi de mümkündür. Önemli olan hayatın huzur ve düzen içinde geçmesi, ihtiyaçların karşılanmasında bireylerin imkan ve kabiliyetlerine uygun sorumlulukları dengeli şekilde üstlenmeleridir. Bazı kaynaklarda yer alan Hz.Peygamber'in, evin iç işlerini kızı Hz. Fatıma'ya, dış işlerini ise damadı Hz. Ali'ye yüklemiş olması, Müslümanlar için bir aile modeli oluşturma amacına yönelik bağlayıcı bir kural değil; ihtiyaç, örf ve adete dayalı tavsiye niteliğinde bir çözümdür.'' ''DEVLET BAŞKANI OLABİLİR'' Bazı kaynaklarda kadının kamu görevi üstlenmesini sınırlandıran görüş ve hükümlerin yer aldığı, ancak Hz. Peygamber devrinden itibaren kadınların; öğretmenlik, memurluk, doktorluk, hemşirelik, zabıta memurluğu gibi çeşitli özel ve kamu işlerinde çalıştıkları belirtilen kararda, kadınların yöneticiliği konusunda ise şu görüşlere yer verildi: ''Kadınların sahip oldukları hak ve yetkilerin uygulamaya geçirilmesi ve kadınların sosyal hayatta aktif rol üstlenmeleri, tamamen sosyoekonomik ve kültürel şart ve ihtiyaçlarla ilgilidir. İslam bu konuda temel hak ve ilkeleri belirtmekle yetinmiş, geri kalan kısmı Müslüman toplumların kendi gelişim seyrine terk edilmiştir. Her kamu görevinde olduğu gibi, devlet başkanlığı için de liyakat şart olduğundan, devlet başkanlığına getirilecek kişinin cinsiyetine değil, bu göreve layık olup olmadığına bakılır. Diğer taraftan, devlet başkanının ordunun başında sefere çıkması, cuma hutbesini okuması ve namazını bizzat kıldırması gerekmez. Bunların, görevlendireceği kişiler tarafından yaptırılması mümkündür. 'Yönetimlerini kadına teslim eden bir toplum iflah olmaz' anlamındaki hadise gelince; Hz. Peygamber bu sözüyle, başkanı bir kadın olan Sasani Devleti'nin kısa süre sonra yıkılacağını haber vermektedir. Nitekim bu devlet, kısa bir süre sonra yıkılmıştır. Diğer taraftan Kuranıkerim'de, Saba Melikesi Belkıs'tan bahsedilirken herhangi bir olumsuz ifadeye yer verilmemiş olması, tarihte ve günümüzde, başında kadın olduğu halde güçlü bir şekilde varlığını devam ettiren ülkelerin bulunması, Hz. Peygamber'in bu sözünün genel hüküm içermediğini göstermektedir.'' İslam'da kadının kamu görevi yapmasını yasaklayan açık, kesin ve bağlayıcı bir hüküm bulunmadığı belirtilen kararda, ''Bu itibarla, gerekli fıtri donanımı haiz, liyakatli kadınların devlet başkanlığı da dahil her türlü yönetimde görev almasında dini açıdan bir sakınca yoktur'' denildi.