BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Diyanet'ten güncel fetvalar

Türkiye Diyanet Vakfı'nca basılan iki ciltlik "İlmihal İslam ve Toplum" isimli kitapta tavladan saç ektirmeye, estetikten noel ağacına kadar birçok konuda yorum var.

Abone ol

Türkiye Diyanet Vakfı'nca basılan iki ciltlik ''İlmihal-İslam ve Toplum''da tavla oyunu için kullanılan ifadeler tartışma yaratacağa benziyor. Oruçtan hac ve kurbana, temizlikten evlilik ve boşanmaya birçok konuda açıklamaların yer aldığı İlmihal'de yer alan dikkat çekici bazı bölümler şöyle: Tavla haram değil ama mekruh İslam bilginlerinin çoğunluğu, bazı hadislerden hareketle tavlanın haram olduğunu ifade etmiştir. Tavlanın kumar olma ihtimalinden hareketle, haram sayılması pek isabetli değildir. Çoğunluk hanefi kaynaklarda ifade edildiği şekilde tavlanın, kumara vesile kılınmamak şartıyla haram olmadığı, ancak zamanı boşa geçirme gibi noktalardan hareketle mekruh (tiksindirici, iğrenç. Müslümanlıkta dince yasaklanmamış olmakla birlikte yapılmaması istenen) olduğu söylenebilir. Sonuç itibariyle, kumara bulaştırılmadığı, gerek Allah'a, gerek aile ve topluma karşı görevler aksatılmadığı, o sırada daha önemli bir şey ihmal edilmediği sürece tavla oynanması dinen haram olmamakla birlikte, mekruhtur. Estetik ameliyat insanı aldatmadır Günümüzde oldukça yaygın olan estetik cerrahi müdahalelerin önemli bir kısmı daha güzel görünüp, sahibini daha genç göstermeyi sağlama gayesine matuftur. Bu da hadislerde belli örnekler üzerinde dile getirilen hilkati değiştirme, Allah'ın yarattığı şekil ve sureti bozma ve değiştirme, insanları aldatma yasağı çerçevesine girmektedir. Saç ektirmek caiz değildir Hadis kitaplarında Resulullah'ın saça saç eklemeyi, dökülmüş saçın yerine başkasının saçını takmayı yasakladığı rivayetleri vardır, islam hukukçuları da, erkek veya kadının ister hastalık ve saç dökülmesi sebebiyle, isterse güzellik kastıyla saçına saç eklemesini, başına peruk takmasını caiz görmemişlerdir. Çünkü bunda hem tabii ve fıtri şekli değiştirme hem de karşısındaki insanlara genç ve farklı görünerek onları yanıltma vardır. Dinen necis sayılan kıl ve tüylerden yapılan peruğun kullanılmasının caiz olmadığı belirtilmiştir. Saça benzeyen bir maddeden peruk takılması Hz. Peygamber tarafından da hoş karşılanmamıştır. Ancak saçı dökülen kimsenin tedaviyle bunu önlemesi veya yeniden saç bitmesini sağlaması caizdir. Kısırlaştırma günah sayılır İslam hukukçuları gebeliği önleme yöntemlerine karşı oldukça müsamahalı baktıkları halde, çocuk düşürmeyi tasvip etmemiş, tıbbi ve dini zaruret bulunması durumu hariç, böyle bir işlemi büyük günah, cinayet saymıştır. Bu itibarla çocuk düşürme ve başlamış bulunan gebeliği sona erdirme işmelerinin doğum kontrolü olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. İslam bilginlerinin çoğunluğu, tıbbi veya dini bir zaruret yokken kadın veya erkeğin ilaçla veya tıbbi müdahaleyle kısırlaştırılmasını caiz görmemektedir. Bu sebeple eşlerin kısırlaştırılmasımn dinen sakıncalı ve günah olduğunu ifade eder, bunun ancak eşlerden birinde akli veya zührevi bulaşıcı bir hastalığın bulunması ve çocuklara geçeceğinin sabit olması halinde caiz olabileceğini belirtirler. Noel ağacı yerine geleneksel eğlence Yılbaşı eğlenceleri, ilk bakışta yeni yıla girişin kutlanmaları gibi gözükmekle birlikte, bunun hıristiyan Batı'nın Noel bayramıyla da yakın ilgisi bulunmaktadır. Toplumumuzda yılbaşı kutlaması adı altında düzenlenen eğlence toplantıları, hiçbir kültürel ve geleneksel temele sahip değildir. Hıristiyan olmayan ülkelerde yılbaşı kutlamaları, batının körü körüne taklit edilmesinin veya hıristiyan batının kültür ihracının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Yılbaşı kutlamalarının toplumumuzda kültürel tahribata, kimlik bunalımına yol açtığı, yeni yetişen kuşakları kendi öz değerlerinden, geleneklerinden koparıp, batının önce hayat tarzına alıştırdığı, sonra değer ve inanç esaslarına sıcak bakmaya ve giderek onları benimsemeye götürdüğü dikkate alınırsa, yılbaşı kutlaması, Noel ağacı süslemesi, Noel babanın hediye bırakması gibi adetlerin terkedilerek, kendi kültür ve değerlerimizden kaynaklanan alternatif program faaliyetlerin yerleşmesine çalışmanın önemi ortaya çıkar. Kaynak: VATAN