BIST 10.682
DOLAR 32,54
EURO 35,14
ALTIN 2.464,05
HABER /  GÜNCEL

Diyanet'te 'butto' depremi derinleşiyor!

Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Merkezi Başkanı Ayşe Sucu'nun görevden alınması sonrası yönetim kurulunun da istifa edeceği öne sürüldü.

Abone ol

Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Merkezi Başkanı Ayşe Sucu'nun görevden alınması sonrası Kadın Merkezi yönetimi isifa etti.

Sucu'nun 'Türban konusundaki görüşlerim nedeniyle görevden alındım' dediği öğrenildi.

Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti kararıyla Ayşe Sucu'nun geçtiğimiz Cuma günü Kadın Faaliyetleri Merkezi Başkanlığı görevinden alınması sonrasında sular durulmuyor.

28 KADIN İSTİFA ETTİ

Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Faaliyetleri Merkezi Müdürlüğü Yürütme Kurulu ve Komisyon üyesi 28 kadın görevlerinden istifa etti. Kadın Faaliyetleri Merkezi Müdürlüğü Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan Karabulut, Kadın Faaliyetleri Merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Karabulut toplantıda Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Kadın Faaliyetleri Merkezi Müdürü Yönetim Kurulu Başkanı Ayşe Sucu'nun 25 Aralıkta görevden alındığını hatırlatarak, merkezde çalışmaları bir ekip bilinci ile yaptıklarına inandıklarını, liderleriyle birlikte hiçbir çıkar beklemeden hatta zaman zaman maddi manevi katkılarda bulunan, gönüllü çalışan, kendisinin de aralarında bulunduğu yönetim kurulu üyesi 28 kişinin görevlerinin bittiğini düşündüklerini ve TDV Kadın Faaliyetleri Merkezi Müdürlüğüne istifalarını sunduklarını söyledi.

''SUCU'NUN HİZMETLERİNİN TEŞEKKÜRÜ BU OLMAMALIYDI''

Merkezin herhangi bir sivil toplumu kuruluşu olmadığına, öncelikli bir kadın kuruluşu olduğuna dikkati çeken Karabulut, inanan, dindar ve çağdaş kadının toplumsal fonksiyonlarını aktif yaşantısını devam ettirirken dinini yaşayabilmesine, dini hayatın içine taşıyabilmesine yardımcı olmayı kendilerine misyon edindiklerini belirtti.

''Türkiye Diyanet Teşkilatı'nın, ''çağdaş ve dindar kadının, sosyal yaşamdan kopmadan dindar ve sosyal olma arzusunu ve toplumdaki yerini ele almak'' gibi bir yükümlülüğü olduğuna inandıklarını belirten Karabulut, ''İşte bu merkez bu çok özel görevi yerine getirmek zorunluluğunu taşıyordu'' dedi.

Merkezin dini ve kültürel değerlere sahip, nitelikli ve donanımlı bir gençlik yetiştirilmesi konusuna verdiği öneme de değinen Karabulut, din, felsefe, tarih, Osmanlıca, tefsire giriş gibi konularda alanında adeta duayen olan isimlerin dersler ve seminerler verdiklerini söyledi.

''YENİ BİR OLUŞUM İÇİNDE OLACAĞIZ''

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Karabulut, bir gazetecinin ''Ayşe Sucu ile yeni bir merkez oluşturulacak mı'' sorusunu şöyle yanıtladı:

''Ayşe Hanım başkanlığında bir oluşum içinde olacağız. Bu oluşum bir dernek mi olur, bir platform mu olur başka bir yapılanma mı olur, onun şaşkınlığı ve belirsizliği içindeyiz. Hiç tahmin etmediğimiz kadar çok kısa sürede gelişti olay. Perşembe günü bir sözlü açıklama, Cuma günü de yazılı tebligat yapıldı. 3 günlük bir sürede bunu planlamamız söz konusu değildi. Çünkü burada devam eden projeler içindeydik. O nedenle yeni bir yapılanmanın nasıl olacağını biz de bilmiyoruz'' diye konuştu.

Karabulut, ''Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile görüşüp görüşmedikleri'' sorusuna ''Tebligat yapılamadan önce 17 kişilik bir arkadaş grubumuz kendisiyle görüşmeye gitti. Sayın Başkanımız, 'bunun bir yapı değişikliği olduğunu, buradaki var olan hizmetlerin aynen devam edeceğini' söyledi. Umuyoruz burada yaptığımız hizmetler aynen korunur ve üzerine yenileri ilave edilir'' cevabını verdi.

ÇALIŞMALARIMI SÜRDÜRECEĞİM


Sucu'nun yakın çevresine "türban konusundaki görüşleri ve başörtüsü takma biçimi nedeniyle görevden alındığını" söylediği, "Bu yapılana çok kırıldım. Bunu haketmedim" dediği öğrenildi. Sucu'nun, Kadın Faaliyetleri Merkezi için ise "Bu hareketi ben doğurdum. Bu hareket sürecek. Aynı faaliyetleri başka çatı altında da sürdürebilirim" dediği belirtildi.

Ayşe Sucu'nun "Merkeze başka din ve mezhep mensupları ile ateistlerin üye olduğu" yönündeki eleştiriler konusunda ise "Bizim hareketimiz farklı inançlara ideolojilere sahip insanların biraraya gelerek tartışmasını fikir alışverişinde bulunmasını ve birbirleri hakkında önyargıların kırılmasını sağlamıştır. Bu demokrasi adına da bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın giderilmesine kimse mani olamaz" dediği de öğrenildi.