BIST 9.916
DOLAR 35,21
EURO 36,67
ALTIN 2.975,27
HABER /  GÜNCEL

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: Osmanlı'yı da böyle yıktılar

Bingöl’de STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Anadolu dediğimiz bu sınırları da bize çok görerek parça parça etmeye çalışan dahili ve harici hainlere fırsat vermeyeceğiz inşallah.” dedi

Abone ol

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Bingöl’de sivil toplum kuruluşlarının (STK) temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

Bingöl Üniversitesinin Konuk Evi’nde gerçekleştirilen programda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, il buluşmaları kapsamında gittiği her ilde STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldiğini ifade ederek, “Bundan amacımız tanışmak, buluşmak. Dertlerimizi paylaşmak, milletimize daha iyi nasıl hizmet edebiliriz? Diyanet hizmetlerini milletimizin farklı sivil toplum kuruluşları ile birlik, beraberlik içerisinde nasıl yapabiliriz? Şehrimizin çocuğundan gencine, kadınından erkeğine, öğrencisinden memuruna kadar her kesimine nasıl destek olabiliriz? Bunları konuşuyoruz, müzakere ediyoruz” dedi.

Başkan Erbaş, STK’ların önemine işaret ederek, “Ülkemizde yüzlerce vakıf var. Bu bizim medeniyetimizin en büyük kazanımlarından birisidir. Medine döneminden Abbasiler’e, Abbasiler’den Selçuklulara, Selçuklular’dan Osmanlı'ya… Endülüs medeniyeti de önemli bir vakıf medeniyetidir. Bugüne, yaşadığımız 21. asra geldiğimizde vakıfların her zaman birliğimize, beraberliğimize, milletimizin yardımlaşmasına çok büyük katkıları olmuştur.” diye konuştu.

“Üniversitelerde, liselerde orta okullarda, her yerde iyilik tohumu saçacağız”

Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlara iyilikte ve takvada yardımlaşmalarının, günahta ve düşmanlıkta ise yardımlaşmamalarının emredildiğini hatırlatan Başkan Erbaş, “Kötüler, kötülükte yardımlaşıyorlar. Kötüler, dünyayı yaşanmaz hale getiriyorlar, görüyorsunuz. Neden? Biz meydanda olmadığımız için. İyiler meydanda olmadığı için. Müslümanlar meydandan uzaklaştırıldığı için kötülere kalıyor ortalık. Bütün Peygamberler yeryüzünde kötülüğü yok etmek için, kötülüğü ortadan kaldırmak için ne yapmışlar? O zaman bizim de bunları yapmamız lazım. Yeniden Peygamber gelmeyeceğine göre Peygamber varislerinin omuzlarında bu emanet. Yeryüzüne iyilik egemen oluncaya kadar bizim gayret etmemiz, çalışmamız lazım. Biz tohumu saçalım. Üniversitelerimizde hocalarımız iyilik tohumunu saçsın. Liselerimizde, orta dereceli okullarımızda öğretmenlerimiz, camilerimizde imamlarımız, vaizlerimiz, müezzinlerimiz, vakıflarımızda sizler kanaat önderlerimiz iyilik tohumunu saçsın.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, bölgedeki devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşları arasındaki fikir birliğinin eylem birliğiyle desteklenmesinin sonuç getireceğini belirterek, “Eylem Birliği çok önemli. Hep birlikte güçlerimizi birleştireceğiz. Burada şimdi hepimiz aynı şeyleri düşünüyoruz. O zaman hepimiz benzer şeyleri yapmamız lazım. O zaman neticeyi alacağız. Gençlerimiz, çocuklarımız yoldan çıkmayacak. Ailelerimiz Müslümanca yaşayacak. Bu bizim elimizde yeter ki niyet edelim. Niyetimiz samimi olursa ki öyle olması gerekiyor. ‘Din nasihattir’ O zaman Rabbimiz bizim niyetimize göre ameller yaratacak, bizi muvaffak kılacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Osmanlı'yı böyle yıktılar

Türkiye’nin en büyük dertlerinden birisinin de terör örgütleri olduğuna vurgu yapan Başkan Erbaş, sözlerini şöyle tamamladı.

“Osmanlı'yı da böyle yıktılar. Bizi de böyle yıkmaya kalkıştılar ama elhamdülillah milletimizin birliği, beraberliği, dayanışması fikir ve eylem birliği ile bu problemin üstesinden geliyoruz. Askerimizle, polisimizle, devlet, millet dayanışması ile bu uru yok ediyoruz. İnşallah bundan sonra birliğimiz, beraberliğimiz daha da arttıkça bizi birbirimize düşürmeye çalışan, Osmanlı’yı nasıl 40 parçaya böldülerse, Anadolu dediğimiz bu sınırları da bize çok görerek parça parça etmeye çalışan dahili ve harici hainlere fırsat vermeyeceğiz inşallah. Rabbimiz bir, Peygamberimiz bir, kıblemiz bir, bayrağımız bir, ezanımız bir, vatanımız bir. Bu birler o kadar çok ki, bu birler bizi daha da çok birleştirecek. Bu birleri gençlerimize, çocuklarımıza intikal ettirmek, geleceğimizin, istikbalimizin daha da parlak olacağını gösteriyor.”