Dişli'den İsviçre'ye büyük tepki

Milli Takımlar Sorumlusu Davut Dişli, A Milli Futbol Takım'ın Play-Off ilk maçında 2-0 mağlup olduğu İsviçre deplasmanında yaşanan olaylara tepki gösterdi.

Milli Takımlar Sorumlusu Davut Dişli, A Milli Futbol Takım'ın 18. Dünya Kupası Play-Off ilk maçında 2-0 mağlup olduğu İsviçre deplasmanında yaşanan olaylara tepki gösterdi. Ay-yıldızlı ekibin, Ali Sami Yen Stadı'nda yaptığı antrenman öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Davut Dişli, İsviçre'ye Türkiye'de gereken cevabın verileceğini söyledi. Mağlubiyetin arkasına sığınmadıklarını belirten Dişli, ''İyi oynamadık ama 2-0'lık skoru da hak etmedik. Çünkü maç içinde yaşanmış olaylar var. Verilmeyen penaltı var. Orada maç 1-1 olup daha başka şeyler de olabilirdi. Yapılan tacizler var. Maçın başında Magnin ile başlayan Frei ile devam eden, hocamıza sataşmalar var'' dedi. İsviçre'nin, yaşananlara çok iyi hazırlandığını öne süren Davut Dişli, "Yaşananların başka planların ürünü olduğunu savunuyorum. Çünkü o futbolcuların saha içinde yaptıkları da bir halka gibi devam ediyordu. En son Frei'ın hocaya hareketleri oldu. Senderas, balon topunu bizim üzerimize vurdu. Dışarıda İsviçrelilerin otobüslerini, Türklerin arasına sokup hareket çekmeleri başka bir şeydi'' diye konuştu. Almanya'ya giden ülkenin Türkiye olacağını ifade eden Dişli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Seyircilerimizin de itidalli olacaklarını düşünüyorum. İstediğimiz, sahayı doldurmaları, ıslıklayarak gerekli tepkilerini ortaya koymaları. Takımımıza destek vermeleri. Buna çok ihtiyacımız var. Seyircinin çok önemli bir faktör olduğunu bir kez daha orada gördük. Bakalım bu tarafta neler olacak. Bizim ülkemize sıkıntı verecek hiçbir şeyin arkasında olmayız. Ceza almamızı sağlayacak uygulamaları istemeyiz. Biliyorsunuz dünya futbolunun merkezi İsviçre ve başkanları da İsviçreli. Dünkü maçı yöneten hakem başka ülke kimliğindeydi ama İsviçreli idi. Onlar bu kadar güçlüyken bizim yapmamız gereken dikkatli olmak. İsviçre'de yaşananlar, Türkiye'de olsaydı dünya ayağa kalkardı. Bir celseyi kabul edelim. Türkiye'nin Avrupa'da ne kadar sıkıntılı olduğunu hepimiz biliyoruz. Siyasi, ekonomik veya spor fark etmiyor. AB'ye giriş sürecinde yaşadıklarımızın da bundan farkı yok. Galatasaray'ın geçmişte başına gelenlerin, bana göre bir yerlere taşınması gerekiyordu, taşınmadı. Daha dün yaşananlar bakalım nasıl yansıyacak.'' Karşılaşma sırasında sahaya yüzlerce bayrak sopası ve metallerin atıldığını anlatan Dişli, bu konuda İsviçre'ye verilecek cezayı merak ettiklerini belirterek, "Bu bizde olsaydı zaten dünya ayağa kalkmıştı. Biz dünyayı ayağa başka türlü kaldırırız. Kazanırız ve Almanya'da oluruz. Biz en iyi yerde olmak için mücadele edeceğiz. Başkalarına göre biraz daha fazla iyi olacağız. Daha fazla koşacağız ama muhakkak en iyi yerde biz olacağız'' diye konuştu. Milli oyuncularının İsviçre'de yaşanan olaylar sonrasında hırslandığını bildiren Davut Dişli, "Türkiye, Almanya'yı hak ediyor. Orada olmak zorundalar. Her tarafı var bunun. Türkiye'nin, yaşananlardan sonra Almanya'da çok daha fazla olması gerektiğine sporcular da inanıyor. Bunu yapabilecek arkadaşlarımız ve çok iyi yeteneklerimiz var. Emre ve Hamit de katılacak. Maç 90 dakika. Sporcularımız geçmişe çok şey sığdırdılar. Yaşananlar çok daha fazla hırslandırdı. Bunları yok sayamayız ve oyuncularımız da yok saymıyor" dedi. İsviçre dönüşü yönetim kurulu olarak istişare toplantısı yaptıklarını ifade eden Davut Dişli, "Özellikle UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, elinden gelen mücadeleyi verdi. 2012 Avrupa Şampiyonası ev sahipliği adaylığı, eksiklerden dolayı değil, Türkiye olunduğu için kabul edilmedi'' şeklinde konuştu. İsviçre maçının kaybedilmesi halinde dünyanın sonu olmayacağını söyleyen Dişli, "Fakat, İsviçre'nin burada bir şekilde cezalandırılması lazım. Verilmesi gereken cezayı, adaletin uygulanması gereken yerde adalet vermiyorsa, Türkiye bu cezayı vermeli. Nasıl vermeli, kazanarak, taraftarıyla onları sahada her türlü yok ederek vermeli. Türkiye'nin ne olduğunu onlara göstermeliyiz. Biz yapacaklarımızı yapalım, olmazsa da olmaz'' diye konuştu.