BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,77
ALTIN 2.967,22
HABER /  GÜNCEL

DİSK'ten Baykal'ın çağrısına destek

CHP Genel Başkanı Baykal'ın "Türkiye'ye sahip çıkın" çağrısına ilk destek DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'den geldi. Çelebi, her kesimden destek çağrısı yaptı.

Abone ol

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TÜBİTAK’ın, Adli Tıp’ın devletin, cumhuriyetin kurumları olduğunu belirterek, "Bir insan TÜBİTAK’la, Adli Tıp’la niye uğraşır? TÜBİTAK’ın siyasallaştırılmasının, belli bir siyaset anlayışının emrine sokulmak istenmesinin, demokratik bir hukuk devletinde ne anlamı olabilir?" dedi. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve Başkanlar Kurulu üyeleri, Baykal’ı parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyarette konuşan Baykal, son günlerde yaşanan tartışmaların herkesi ilgilendirdiğini söyledi. Türkiye’nin geleceği ile yakından ilgilenen bütün sivil toplum kuruluşları ve bilinçli örgütlerin, "Türkiye nereye gidiyor?" dediğini ve "götürülmek istenen yerin istenilen Türkiye olup olmadığını" sorguladıklarını ifade eden Baykal, bu ziyaretle, DİSK ile birlikte Türkiye’ye sahip çıkma kararlılıklarını bir kez daha ortaya koyacaklarını kaydetti. Baykal, iktidarın, DİSK’e karşı bir etkisizleştirme politikası güttüğünü, DİSK’i içeriden kuşatma, yönetimini değiştirme çabası içinde olduğunu öne sürdü. DİSK üyelerinin sendikalarından ayrılmaya ve diğer sendikalara geçmeye zorlandığını, anti demokratik, sosyal, insani her türlü baskıya maruz kaldıklarını dile getiren Baykal, DİSK’in yapılan bu baskılara karşı tepkisini büyük bir feryat ile kamuoyuna duyurduğunu söyledi. "SENİN YAPTIĞIN O DEĞİL" DİSK’i sadece kendilerine yapılan haksızlık değil, "Türkiye nereye gidiyor?" sorusunun ilgilendirdiğini dile getiren Baykal, şöyle konuştu: "Size yapılan baskıların altında, Türkiye’yi bir yere götürme planı, senaryosu yatıyor. O senaryonun parçası olarak DİSK de etkisizleştirilmek isteniyor. Bir insan TÜBİTAK’la niye uğraşır, Adli Tıp’la niye uğraşır? TÜBİTAK’ın siyasallaştırılmasının, belli bir siyaset anlayışının emrine sokulmak istenmesinin demokratik bir hukuk devletinde ne anlamı olabilir? Bu kadar iktidarlar geldi geçti, hiçbirisinin aklına TÜBİTAK, Adli Tıp bizim kontrolümüzde olsun, böyle bir şey gelmedi. Siz kimsiniz, ne adına kontrol etmek istiyorsunuz? Bunlar devletin, cumhuriyetin kurumları. Daha iyisini yap, daha başarılı olacak insanları getir. Elbette bu olabilir. Ama senin yaptığın o değil. Sen burayı denetim altına almaya çalışıyorsun. Talim Terbiye Dairesi’nin tümü, bir gece darbe yapar gibi değiştirildi. Boşuna mı oluyor bunlar?" Deniz Baykal, diğer kurumların da etkisizleştirilmek istendiğini, Odalar Birliği’nin, yargının, üniversitenin kontrol altına alınmak istendiğini iddia etti. Yargının kontrol altına alınmak istenmesine yanıt verildiğinde de Adalet Bakanı Cemil Çicek’in, "Ne olur, rica ederim, bırakın, bize biraz izin verin" dediğini, özel ricalarla yargı kurumlarını, haklı tepkilerini ifade etmelerini engellemeye çalışarak bu dönemi geçiştirmeye çalıştığını öne sürdü. "TÜRKİYE’YE SAHİP ÇIKMAK İSTİYORUZ" "Niyetlerinde bir değişme var mı? Bakarız, uyutabilirsek uyuturuz, yatıştırabilirsek yatıştırırız. Uygun bir ortamda yeniden deneriz. Böyle bir şey olur mu? Bu oluyor Türkiye’de" diyen Baykal, Türkiye’ye sahip çıkmak istediklerini ve Türkiye’yi değiştirmek isteyenlere göz yummak istemediklerini kaydetti. Deniz Baykal, "Bütün canlılığı, dinamizmi, çalışanı, gücü, üreteni, gençleri, kızları, oğlanları, öğrencileri, öğretmenleri ile üniversiteleri ve Mustafa Kemal Atatürk’ü ile tarihi ile Türkiyemiz’i korumak, sahiplenmek istiyoruz. Buna karşı saman altından su yürütme anlayışı ile götürülen kaydırma, saptırma politikalarına milletçe direneceğiz" diye konuştu. ÇELEBİ’NİN SÖZLERİ Süleyman Çelebi de bu sürecin sadece kendilerinin sorunu olmadığını, Türkiye’nin sorunu olduğunu söyledi. Türkiye’nin abluka altına alınmak istendiğini, tek tip bir siyasal yaklaşımın Türkiye’ye empoze edilmeye çalışıldığını öne süren Çelebi, farklı düşünce ve yaklaşımda olanlara karşı baskılar yapıldığını savundu. Çelebi, sendikalarını, Baykal’ın yaptığı çağrının bir muhatabı olarak gördüklerini belirterek, birçok sivil toplum kuruluşuna karşı baskı politikaları güdüldüğünü ve "Onları nasıl susturabiliriz, oraları nasıl ele geçirebiliriz?" yaklaşımı içinde olunduğunu iddia etti. "Solda duruşumuz, sosyal demokrat anlayışımız nedeniyle infaz edileceksek, buna izin vermeyeceğiz" diyen Çelebi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası’na üye işçilerinin, istifa ederek, HAK-İş’e bağlı Hizmet-İş Sendikası’na üye olmaları yönünde telkin ve baskılara maruz kaldıklarını söyledi. "RAHATSIZLIĞA SÖZCÜLÜK, TERCÜMANLIK YAPTIK" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bir gazetecinin, "Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in, özel ricalarla kişi ve kurumları etki altına almak istediğini söylediniz" sözleri üzerine, kendisinin ifade ettiği tedirginliğin, bir siyasi partinin değil, yaygın olan bir tedirginlik ve rahatsızlık olduğunu söyledi. Baykal, şöyle konuştu: "Toplumun pek çok alanında kendisini gösteren rahatsızlığa, sözcülük, tercümanlık yaptık. Bunu bizim rahatsızlığımız gibi takdim etmek istediler. Ama görüldü ki toplumun bütün kurumları tedirginlik içerisindedir. Özel kişisel dostluklar, arkadaşlıklar, sempatiler, ricalarla bir yanlışın toplumsal olarak ortaya konulması engellenemez. Geciktirilebilir, ertelenebilir. Bunlar da doğaldır. Bu gidişe Türkiye halkı, milletimiz izin vermez. Çünkü toplumumuz Türkiye’nin temelindeki o hassas altın dengeyi korumak istiyor. Bunu çarpıtmak isteyenlerin Türkiye’nin başına ne dertler açacağını biliyor, Irak’a, İran’a, Lübnan’a bakıyor, biliyor. (Oynamayın bunlarla) diyor. Oynanırsa oraya gideceğini biliyor." Baykal, bir AK Parti Grup Başkanvekili’nin 1999-2001 yılları arasında CHP’nin TBMM’de içtüzük değişikliğine destek verdiğini söylediğini, ancak o tarihlerde CHP’nin parlamento dışında olduğunu da söyledi.