Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Hrant Dink'in kaybının ülkede derin yaralar açtığını belirtti.
Abone olDışişleri Bakanlığı sözcüsü, cinayete kurban giden Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in kaybının ülkede derin yaralar açtığını belirterek, ''Türk adaleti, cinayeti tüm yönleriyle kararlı şekilde soruşturmaya devam etmektedir'' dedi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuyla ilgili bir soruya verdiği yanıtta, son iki gündür bazı gazetelerde hükümetin, Hrant Dink davasıyla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) 19 Kasım 2009 tarihinde sunduğu savunma hakkındaki bazı hususlara atıfla, saptırılmış ve asılsız ithamlarda bulunulduğunu söyledi.
Sözcü, hükümet adına AİHM'ye sunulan görüşte, Hrant Dink cinayetinden sorumlu olanlar için hafifletici gerekçeler bulunmaya çalışıldığı ya da cinayetten maktulün sorumlu tutulduğu anlamına gelen ifadelerin kullanıldığının iddia edilmesinin en hafif tanımlama ile yakışıksız olduğunu belirtti.
Ülkenin yetiştirdiği en kıymetli aydınlardan biri olan Dink'in ölümüne yol açan alçakça suikastın herhangi bir şekilde mazur gösterilmesinin düşünülmesinin dahi söz konusu olamayacağını ifade eden sözcü, hükümetin, hangi hukuki süreçle bağlantılı olursa olsun bu cinayeti meşru veya mazur gösterme çabası içinde olduğunun ima edilmesinin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini vurguladı.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, AİHM'e sunulan görüşün, salt hukuki ve teknik unsurlar temelinde hazırlandığını dile getirerek, görüşte, o dönemde yürürlükte olan kanunlar çerçevesinde karar alan yargı makamlarının hükümlerinde yer verdikleri gerekçelere değinildiğini, bunların o dönemde geçerli hukuki tespitler ışığında izah edildiğini açıkladı.
Sözcü, bu savunma temel alınarak, Hrant Dink'in katli bağlamında siyasi maksatlı sonuçlar çıkarılmasının hem yanlış hem de haksızlık olduğunu belirterek, cinayetin, ülkede derin yaralar açtığını, o dönemde hükümet tarafından en şiddetli biçimde kınandığını hatırlattı.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Tek tesellimiz, zanlının cinayetten kısa bir süre sonra yakalanarak, adalete teslim edilmesi olmuştur. Türk adaleti, cinayeti tüm yönleriyle kararlı şekilde soruşturmaya devam etmektedir" dedi.
-İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ-
Sözcü ayrıca, ifade özgürlüğünün geliştirilmesinin ve uygulanmasının pekiştirilmesinin, Türkiye dahil bütün Avrupa için hedef teşkil eden evrimsel bir süreç olduğuna değindi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Avrupa Konseyinin kurucu üyeleri arasında yer alan ve Avrupa Birliğine katılım sürecinde kararlılıkla ilerleyen Türkiye'nin, bu hedef ve anlayış doğrultusunda ifade özgürlüğünün ülkede en geniş şekilde yerleştirilmesinin ve kullanılmasının önündeki tüm engelleri kaldırmaya dönük reform çabalarını sürdürmekte olduğunu kaydetti.
Sözcü, hükümetin, ifade özgürlüğüne ilişkin mevcut kısıtlamaların kaldırılmasını ve temel hak ve özgürlüklerin kapsamının genişletilmesini hedefleyen demokratik reform sürecine öncülük etmeye kararlılıkla devam edeceğini sözlerine ekledi.