Dışişleri Bakanlığı’nca, Musul Konsololosluğu’nun basılması ile ilgili, "Olay sırasında yerleşkemizde Başkonsolos dahil 49 personelimiz ve ...
Abone olDışişleri Bakanlığı’nca, Musul Konsololosluğu’nun basılması ile ilgili, "Olay sırasında yerleşkemizde Başkonsolos dahil 49 personelimiz ve bazı aile fertleri bulunmaktaydı. Söz konusu personelimizin emniyet içerisinde ülkemize dönmeleri için tüm imkanlar seferber edilmiştir" denildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, IŞİD mensuplarının son birkaç gündür Musul’a karşı başlattıkları saldırı sonucunda başta Batı yakası olmak üzere Musul’un önemli bir bölümünü ele geçirdiklerinin malum olduğu belirtilerek, "IŞİD mensupları bugün (11 Haziran) sabah saatlerinde de Musul’daki Başkonsolosluğumuz yerleşkesine bir baskın gerçekleştirerek personelimizi Konsolosluk yerleşkesinden çıkarmış şehrin başka bir bölgesine nakletmişlerdir. Olay sırasında yerleşkemizde Başkonsolos dahil 49 personelimiz ve bazı aile fertleri bulunmaktaydı.
Sözkonusu personelimizin emniyet içerisinde ülkemize dönmeleri için tüm imkanlar seferber edilmiştir. Bu bağlamda, Irak hükümeti nezdinde de girişimde bulunulmuş ve Başkonsolosluğumuzun emniyet ve güvenliğinin sağlanmasından sorumlu oldukları hatırlatılmıştır. Öte yandan, başta Birleşmiş Milletler ve NATO olmak üzere, uluslararası kuruluşlarda da gerekli girişimler yapılmaktadır. Sayın Bakanımız BM Genel Sekreteri ve ABD Dışişleri Bakanı ile görüşerek durumu ele almıştır" ifadesi kulllanıldı.
Açıklama şöyle devam etti:
"Diğer taraftan, Musul’un Geyara ilçesindeki elektrik santralinde de 31 vatandaşımız aynı grup tarafından rehin alınmış olup, vatandaşlarımızın serbest bırakılması için çalışmalar devam etmektedir.
Türkiye, dost ve kardeş Irak’taki mevcut durumdan derin kaygı duymakta, ülkede barış ve istikrarın bir an önce tesis edilmesini temenni etmektedir. Diğer taraftan, diplomatik misyonumuza ve vatandaşlarımıza karşı gerçekleştirilen saldırıları şiddet ve nefretle kınıyoruz. Başkonsolosluk personeli ve vatandaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır. Bu kabul edilemez gelişmeler karşısında sessiz kalmayacağımızın, gereği neyse yapılacağının herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir."
(İHA)