Dışişleri Bakanlığı tarafından, "Halen izinli olarak Türkiye dışında bulunan Hollanda Büyükelçisinin bir müddet görevine dönmesini arzu etmediğimiz bildirilmiştir." denildi.
Abone olDışişleri Bakanlığı bugün sabah saatlerinden itibaren yaşanan ve akşama doğru zirveye tırmanan krizle ilgili bir açıklama yayınladı ve şu ifadelere yer verdi;
"Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun Hollanda’da yaşayan Türk toplumuyla ve diplomatik temsilcilerimizle biraraya gelmek üzere bugün (11 Mart) Hollanda’ya yapacağı ziyaret Hollanda hükümetinin çeşitli engellemeleri sonucunda son anda iptal edilmiştir.
DİPLOMATİK TEAMMÜLERE UYULMADI
Hollanda Hükümeti bu süreçte en başından itibaren diplomatik teamüllere yakışmayan bir tutum izlemiş, ziyareti engellemek için her yola başvurmuştur. Hollanda makamlarının talebine uygun şekilde toplantının Rotterdam yerine Lahey Büyükelçiliğimiz konutunda yapılması tarafımızdan kabul edilmiş olmasına rağmen bu sefer de bir diplomatik misyonda toplantıya katılacakların listesini talep etmek gibi kabul edilemez isteklerini kabul etmeyince Hollanda makamları Sayın Dışişleri Bakanımıza verilen uçuş iznini bugün öğlen saatlerinde iptal etmişlerdir.
ÖNYARGILI ZİHNİYETİ KINIYORUZ
Türkiye ve Hollanda 405 yıldır diplomatik ilişkileri kesintisiz süren dost ve müttefik iki ülkedir. Bu dört asrı aşan süreçte iki ülke birbirine karşı hiçbir dönemde düşmanca tavır içinde bulunmamıştır. Köklü diplomatik ilişkilerimizde maruz kaldığımız bu kabul edilemez ve tehlikeli uygulamanın utancı ve sorumluluğu tamamen Hollanda hükümetine aittir. Bu hasmane tutumu ve önyargılı zihniyeti kınıyoruz.
HİÇBİR GÜÇ VATANDAŞLARIMIZLA BAĞIMIZI KOPARAMAZ
Demokrasi ve özgürlüklere bağlılığını her vesileyle vurgulayan Hollanda makamlarının bu tavrı, Hollanda’daki Türk toplumunun demokratik haklarına ve onuruna yönelik bir tacizdir. Hollanda hükümeti çıkardığı engellerle ülkede yaşayan yarım milyona yakın vatandaşımızı rehin almaya, en temel demokratik haklarından mahrum etmeye çalışmıştır. Hollanda Türk toplumuna sahip çıktığını her zaman tarafımıza vurgulayan Hollanda makamlarının Türk toplumu üyelerinin yapacağı barışçıl bir toplantıyı kamu düzeninin bozulabileceği gibi gerekçelerle engellemek istemeleri ne kadar aciz ve korkak bir tutum içinde olduklarının göstergesidir. Şu bilinmelidir ki hiçbir güç vatandaşlarımızla aramızdaki hukuki, insani ve gönül bağını koparamayacaktır.
Hollanda hükümeti demokratik ve diplomatik teamüllere sığmayan bu vahim tedbiri tamamen iç politika saikleriyle almıştır. İslam ve yabancı düşmanı, ırkçı ve popülist bir siyasi parti ve liderini tatmin için alınan bu baskıcı tedbirlerin ardından bahsekonu parti liderinin yaptığı açıklamalar, bu kararların arkasında kimin olduğunu açıkça göstermektedir. Türkiye ve Hollanda Türk toplumu, Hollanda'daki bazı etnik ve dini grupların sayısının azaltılmasından, camilerin bombalanmasından bahseden bir siyasi harekete Hollanda hükümeti tarafından verilen tavizlere kurban edilemeyecek kadar büyük ve güçlüdür. Bu durum, Avrupa değerlerine ve demokrasiye inanan Hollanda ve Avrupa halkları için açık bir tehdit teşkil etmektedir.
BÜYÜKELÇİ TÜRKİYE'YE DÖNMESİN
Hollanda hükümetinin bu kararını protesto etmek üzere, Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı bugün Bakanlığımıza çağrılmıştır. Halen izinli olarak Türkiye dışında bulunan Hollanda Büyükelçisinin bir müddet görevine dönmesini arzu etmediğimiz bildirilmiştir. Türkiye ve Hollanda Türk toplumuna karşı alınan bu vahim kararın, Hollanda'yla diplomatik, siyasi, ekonomik ve diğer alanlardaki ilişkilerimiz açısından ciddi sonuçlar doğuracağı Hollandalı muhataplarımıza ifade edilmiştir.
Hollanda halkıyla kadim dostluğumuza zarar vermeyecek şekilde, uygun göreceğimiz karşılıkları vereceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.