Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Terörizmin farklı türlerinden en fazla acıya maruz kalan ülke olarak, geçen hafta Fransa, iki gün önce ise Viyana'da masum canları katleden barbarca terör saldırılarını kınıyoruz. Aynı zamanda, aralarında öğretmenlerin de bulunduğu binlerce sivili katleden PKK terörü için de aynı empatinin gösterilmesini bekliyoruz." dedi.
Abone olÇavuşoğlu, video konferans yöntemiyle düzenlenen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 130. Toplantısı'nda konuştu.
Komite toplantısının başkanlığını yapan Yunanistan'a teşekkür eden Çavuşoğlu, aynı zamanda geçen cuma meydana gelen deprem nedeniyle hayatını kaybedenler için başsağlığı diledi.
Depremin esasen herkesin ne kadar kırılgan ve birbirine muhtaç olduğunu bir kez daha acı bir şekilde hatırlattığını kaydeden Çavuşoğlu, Türkiye'yle dayanışma gösteren tüm ülkelere teşekkürlerini sundu.
Çavuşoğlu, "Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisi de önemli bir sınama olarak zayıflıklarımızı ortaya koydu." değerlendirmesinde bulundu.
Bazı kesimlerin Kovid-19 krizini ırkçı ve yabancı düşmanı gündemlerini geliştirmek için suistimal ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, "Krize cevap kapsayıcı politikalar olmalıyken, bazı siyasetçiler popülizm yolunu seçti. Bizim kutsal dinimizi vahşi ve geri kalmış olarak nitelendirmeye bile kalktılar." ifadelerini kullandı.
"PKK terörü için de empati bekliyoruz"
Türkiye'nin tüm bu tutumları reddettiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Terörizmin farklı türlerinden en fazla acıya maruz kalan ülke olarak, geçen hafta Fransa, iki gün önce ise Viyana'da masum canları katleden barbarca terör saldırılarını kınıyoruz. Aynı zamanda, aralarında öğretmenlerin de bulunduğu binlerce sivili katleden PKK terörü için de aynı empatinin gösterilmesini bekliyoruz."
Çavuşoğlu, bazı siyasi figürlerin daha önce olduğu gibi hatalı çıkarımlarda bulunduğuna işaret ederek, "Terörizmin din, kimlik ve ırkı yoktur. Hiçbir şey şiddet ya da bir insanın hayatına kıyılmasını meşru kılamaz." diye konuştu.
"İfade özgürlüğü sorumluluk ruhuyla icra edilmeli"
Demokrasinin temel taşlarından biri olan ifade özgürlüğüne değer verildiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Ancak, herhangi bir dinin en kutsal değerlerini karalamak ifade özgürlüğü olarak gösterilemez." dedi.
Bakan Çavuşoğlu, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın 2006'daki "İfade özgürlüğü cumhuriyetin temellerinden biri olsa da cumhuriyet aynı zamanda hoşgörü ve tüm inançlara saygı değerlerine dayalıdır. Başkalarının inançlarına, özellikle dini inanışlarına zarar verecek her şeyden kaçınmak gerekir. İfade özgürlüğü, sorumululuk ruhuyla icra edilmelidir. Öfkeleri tehlikeli bir şekilde tetikleyecek her türlü provokasyonu kınıyorum." ifadelerini hatırlattı.
Aksi yönde ısrarcı olmanın toplumlar arasındaki bölünmüşlükleri derinleştireceğine ve radikalizmi besleyeceğine işaret eden Çavuşoğlu, Fransa'da kamu binalarına Hazreti Muhammed'e yönelik karikatürlerin yansıtılması ve Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına yönelik girişimleri talihsiz örnekler olarak sıraladı.
Bakan Çavuşoğlu, "Avrupa'da birlikte yaşama kültürünü tekrar keşfetmemiz gerekiyor." diyerek, Avrupa Konseyi'nin bu alanda öncü rol oynaması gerektiği vurguladı.
Avrupa Konseyi'nin antisemitik ve Müslüman karşıtı nefret suçlarıyla mücadele etmek için Özel Temsilci atamasını memnuniyetle karşıladıklarını söyleyen Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi'nin Irkçılık ve Hoşgörüsüzlük Karşıtı Komisyonunun (ECRI) çalışmalarının da bu eğilimi geriye çevirmeye katkı sağlayacağını umduğunu kaydetti.
"Azerbaycan için sesinizi yükseltmelisiniz"
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) siyasi amaçlarla suistimal edilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açısından temel bir sınama teşkil ettiğine dikkati çeken Çavuşoğlu, siyasi saiklerin yasal kriterleri ikame etmemesi ve AİHM için "yüksek bir etik eşiğinin benimsenmesi" gerektiğini söyledi.
Çavuşoğlu, "Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü için hepinizin 'ama, eğer' demeden sesinizi çıkartmanız yönünde çağrıda bulunuyorum. Çifte standart olmamalı. Gürcistan ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini nasıl savunuyorsak, Azerbaycan'ın da haklarını savunmalıyız. Azerbaycan sadece uluslararası tanınmış toprakları üzerinde tekrar kontrol kazanmak istiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Azerbaycan'ın faaliyetlerinin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, AGİT ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) kararlarıyla uyumlu olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, özellikle AKPM'nin 2005 yılındaki 1416 nolu kararını hatırlattı.
Bakan Çavuşoğlu, "Ermenistan işgale son vermeli ve kasıtlı bir şekilde sivilleri hedef alan ve ateşkes anlaşmalarını ihlal eden saldırıları için sorumlu tutulmalı." dedi.