Sağlıklı gülüş için en az altı ayda bir diş hekimine giderek ağzımızı ve dişlerimizi kontrol ettirmemiz gerekiyor.
Abone olDiğer organlarımızın sağlığı için de gerekli olan bu durum, bazı kişiler için büyük korku ve endişeye yol açıyor. Bu korku ve endişe, değil diş hekimine gitmek, bu düşüncenin akla getirilmesiyle dahi yaşanabiliyor ve kişide panik hali doğurabiliyor. Korkunun diş hekimine gitmeyi engellemesi sebebiyle, ortaya çok daha ciddi diş sorunları çıkabiliyor. Bu sebeple, dişçi korkusu veya dişçiye gitme korkusunun mutlaka yenilmesi, özellikle diş ve ağız sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Uzmanlar, 'Dişçi korkusu (Dentofobia)'nun, psikolojik olarak dişçiye gitmekten korkma veya hoşlanmama ile dişçiye gitmeyi iğrenç bulma gibi mantık dışı korkuları içerdiğini belirtiyor. Bu korkuların, 'dişçi koltuğunda geriye doğru yatırılma, ellerin veya diğer diş aletlerinin ağzın içine sokulması, (özellikle de dişçilikte sıkça kullanılan delici aletin), iğne vurulması ve kullanılan aletlerin steril olmayacağı düşüncesiyle, HIV ve hepatit gibi bulaşıcı çeşitli hastalık ve mikropların kapılabileceği' korkularından oluşabildiğini vurgulayan uzmanlar, hemen hemen tüm diş hekimlerinin, dişçi korkusu yaşayan hastalarla çalışmak durumunda kaldıklarını veya kalacaklarını hatırlatıyor. KORKULARI KONUŞMAK Uzmanlar, böyle durumlarda atılması gereken ilk adımın, diş hekiminden randevu alınırken bu korkudan söz edilmesi olduğunu bildiriyor. Bu adımın, alınacak randevu saatinin en uygun zaman için ayarlanmasını sağlayacağını, dolayısıyla randevunun hem doktor hem de hasta için daha uygun hale getirilebileceğini ifade eden uzmanlar, ikinci olarak yapılması gerekenin, hastanın korkuları konusunda hekimiyle açık şekilde konuşması olduğunu kaydediyor. Uzmanlar, korku ve kaynakları konusunda doktorla hastanın konuşması ve bu anlamda alınacak tedbirlerin yanı sıra yapılabilecek değişiklikler konusunda ortak kararlar alınmasının, korkunun yenilmesinde önemli faydalar sağlayacağını da belirtiyor. Ayrıca, unutulmaması gereken bir başka konunun da, dişçi korkusu olan hastaların daha önceden tanıdıkları ve iyi iletişim kurdukları doktorları tercih etmeleri olduğunu hatırlatan uzmanlar, tanıdık doktorla çalışmanın, yabancı bir doktorla çalışmaya göre daha rahatlatıcı ve gerilimi azaltıcı olduğuna dikkat çekiyor. SICAK VE İÇTEN TAVIR Uzmanlar, diş hekimi veya asistanının hastaya yumuşak biçimde teması, sıcak ve içten tavrının yanı sıra sakinleştirici konuşmalarının da duyulan gerginliği gidermede yardımcı olabileceği gibi duyulacak ağrıyı hafifletmede de yardımcı olabildiğini vurguluyor. Diş hekimi tarafından hastaya tedavi sırasında yapılacak işlemlerin adım adım anlatılabileceği ve ağrı duyulduğunda hastanın elini kaldırarak haber verilmesi istenebileceğini kaydeden uzmanlar, böylece hastaya, işlemin ağrı duyulduğu anda kesilebileceği garantisi verilerek korku azaltılabileceğini bildiriyor. Uzmanlar, bazı insanların ise daha ciddi korkuları olabileceğini ifade ederek, bu durumlarda oral veya damardan sakinleştiriciler verilmesi gerekebileceği gibi bazen genel anestezi dahi gerekli olabileceğini