Dink cinayeti ile ilgili skandallara bir yenisi de Sabri Uzun'un mahkemedeki ifadesi ile ortaya çıktı.
Abone olEmniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire eski Başkanı Sabri Uzun'un, Hrant Dink suikastına ilişkin verdiği iki farklı ifade soru işareti yarattı. Beş gün önce mahkemede, 'Koruma kararı alınsaydı müessif olay gerçekleşmezdi' diyen Uzun'un 5 ay önce ise müfettişlere 'Trabzon Emniyeti'nden gelen Haber Raporu'nun gereği yapılmıştır' dediği ortaya çıktı.
Hrant Dink cinayetine ilişkin çelişkilere bir yenisi daha eklendi. Milliyet muhabiri Nedim Şener'in 'Hrant Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları' kitabı nedeniyle açılan davada, 5 gün önce tanık olarak ifade veren İstihbarat Daire Eski Başkanı Sabri Uzun, 'Trabzon Emniyeti'nin raporu bana gösterilse Hrant Dink ölmezdi' diyerek dönemin C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'i işaret etmişti. Ancak Uzun'un, 4 Kasım 2009'da İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdiği ifadesinde, 'Hrant Dink hakkında 17 Şubat 2006 tarihinde intikal eden Haber Raporu'nun gereği yapılmış mıdır' sorusuna 'Evet yapılmıştır' dediği ortaya çıktı.
Akşam gazetesinden Özkan Tamirak'ın haberine göre, Uzun, ifadesinin devamında ise mahkemede söylediklerinin aksine, Dink ihbarının kaydının yapılmaması ve koruma kararının alınmamasının doğru olduğunu söyledi.
'BANA BİLDİRİLMEDİ' DEDİ
15 Nisan'da İstanbul 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada Uzun, Dink'e suikast planlandığına ilişkin raporun 17 Şubat 2006'da İstihbarat Daire Başkanlığı'nın sağ şiddet örgütleriyle ilgili birimi olan C Masası'na gönderildiğini, sorumlusu Ali Fuat Yılmazer'in evrakı kendisine göstermesi gerekirken, azınlıklarla ilgili C 2 biri minin arşivine kaldırdığını öne sürdü. Sabri Uzun, 8 Şubat 2002'de, eylem yapılacak şahıslara yönelik, İstihbarat Daire Başkanlığı ve İl İstihbarat Müdürlükleri'ne tamim gönderdiğini ve hedef şahıslarla ilgili bilgilerin işlem yapılmadan ilgili merkez haber alma şube müdürlüğüne bildirilmesini istediğini belirterek, şöyle dedi: '17 Şubat 2006 tarihli rapor benim görevli olduğum süre içinde İstihbarat Daire Başkanlığı'nın C Şubesi'ne gelmişti. Vermiş olduğum tamim gereğince işlem yapılmış olsaydı, işlem sonucu bana bildirilseydi ve koruma kararı alınmış olsaydı bu müessif olay gerçekleşmezdi.'
KORUMA GEREKİRDİ
'Eylem hazırlığı içerisinde olunduğu' raporunun kendisine gelmediğini, gazetelerden öğrendiğini de belirten Uzun, 'Erhan Tuncel isimli ajan, grubu kontrol altında tutuyorken Kasım 2006'da görevden alınmış. Bunun üzerine bence yapılması gereken İstihbarat Dairesi'nin alarm durumuna geçip, tamime uygun olarak alarm durumuna geçmesi ve koruma kararı alınması gerekiyordu' dedi.
Gereği için İstanbul'a bilgi için Ankara'ya
17 Şubat 2006 günü akşam saat 17.44'te Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nden gönderilen ihbar yazısında, Yasin Hayal'in ses getirecek eylem planladığı ve hedef olarak da Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i seçtiği anlatılıyor. Söz konusu yazının, bilgi edinilmesi için İstihbarat Daire Başkanlığı'na, gereğinin yapılması için de İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü'ne gönderildiği belirtiliyor.
Hrant Dink hakkında koruma kararı alınmaması normal
ANCAK Uzun'un, beş ay önce İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdiği ifadelerin farklı olduğu ortaya çıktı. İçişleri raporlarına yansıyan ifadelere göre, 4 Kasım 2009 günü müfettişler Sabri Uzun'a, 'Hrant Dink hakkında 17.02 2006 tarihinde intikal eden Haber Raporu'nun gereği yapılmış mıdır' sorusunu yöneltiyor. Uzun, bu soruya 'Evet yapılmıştır' yanıtını veriyor. Uzun'un müfettişlere verdiği ifade şöyle: '17 Şubat 2006 tarihli Haber Raporu sonrasında, Hedef Şahıslar Programı'na Hrant Dink kaydının yapılmaması, koruma kararının alınmaması normaldir. Doğru olan budur. Hatta benim görevden ayrılmamdan sonra benzeri bir Haber Raporu'nun İstihbarat Daire Başkanlığı'na intikal ettiğini duydum. Yine, Hedef Şahıslar Programı'na kaydedilip koruma kararı alınmamış. Normaldir, yapılması gereken budur.'
Suçsuz bulundu
ALİ Fuat Yılmazer halen İstanbul'da İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapıyor. Dink soruşturması kapsamında 5 defa incelemeden geçen Yılmazer hakkında işlem yapılmasına gerek görülmedi.