BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  SPOR

Dilmen Fenere bayıldı!

Kadıköy'de saldırgan ve rakibini ısıran bir takım vardı sahada.. Rıdvan Dilmen övgüler dizdi bazıları aksini yazdı..

Abone ol

Fenerbahçe Sivas'ı 3-0'la geçti. Skordan ziyade sarı lacivertlilerin arzulu oyunu alkış aldı..  Özellikle de Rıdvan Dilmen anlata anlata bitiremedi Fenerhahçe'yi..

Çünkü Zico ve Aragones döneminde olmaya tempo geri gelmişti.. Ancak Rıdvan Dilmen'in aksine bazı spor yazarları Dilmen kadar övgü dizmedi. Aksayan yönlere dikkat çektiler. İşte spor yazarlarının dünkü maç hakkındaki görüşleri..

RIDVAN DİLMEN (MİLLİYET): KADIKÖY BÖYLE TEMPO GÖRMEDİ

Uzun bir süredir, Zico döneminden bu yana serin havalarda bile böyle yüksek tempoda bir maç izlemedi Fenerbahçeliler. Son yıllarda ver sağa, ver sola, at geri oynamaktan sıkıntı veriyordu. Bu gitmiş, sürekli öne oynamayı düşünen bir takım gelmiş. Hatta geçen haftaki Denizli maçından bu yana üstüne biraz daha koymuş Fenerbahçe. Tabii bunda dün geceki coşkulu seyircinin de etkisi mutlaka vardır.

Topu alan oyuncu buna savunmacılar da dahil hep hücumu düşünüyor. Agrasif şekilde tempoyu artırıyor. Gökhan, Bilica ve Roberto Carlos sürekli ileriyi zorluyor. Hata yapsalar da devam ediyorlar. Fenerbahçe’deki en önemli gelişme yeni sezonda bu.

Cristian dışında kafalarda savunma hiç yok. Cristian da olduğu için Emre bu sezon daha fazla öne oynuyor. 3-4 dört şut attı, biri direkten geri geldi. Sonunda vurduğu şut Kazım’a pas oldu ve Fenerbahçe öne geçti.

Alex maçın başında çıktığında kafalarda bir soru işareti oldu. Çünkü temposuzluğa alışan Fenerbahçeliler genellikle Alex’in bireysel yetenekleri ile takımın iş yapmasını bekliyordu. Ancak Alex’in yerine giren Deivid de tempoyu düşürmedi. Fenerbahçe belki de uzun süredir kazanmadığı kadar korner kullandı. Ancak goller olması gereken şekilde değil, olmayacak şekilde geldi.

Fenerbahçe takımının bu temposuna Sivas takımı bir şey yapamazdı, yapamadı da. Özellikle Kadıköy’de Fenerbahçe’nin hücum agresifliği ve bu fiziki kalitesiyle başetmek hiç de kolay değil. Belki bu yüksek tempoya oranla çok pozisyon bulamıyorlar ancak rakibi sürekli hataya zorluyorlar. Ayrıca yedek kulübesinin zenginliği de başarının başka bir anahtarı. Lugano gelince saha içinde bazı şeylerin değişme ihtimali de var.

Orta hakem Mustafa Kamil Abitoğlu iyi bir maç yönetti. İlk goldeki ofsaytta yardımcısına uydu. Yapacağı başka bir şey yoktu.

FENERBAHÇE İÇİN KİM NE DEDİ?

[PAGE]

ERMAN TOROĞLU (HÜRRİYET): FUTBOLDA TORPİL OLMAZ

Üç senedir Sivasspor takımını bu kadar aciz oynarken görmedim. Futbolu bu yıl tek kaleye döndürmüşler. Yalnızca kalelerini koruyorlar. Onu da bilinçsizce yapıyorlar.

Aldıklannı vuruyorlar. Geri geri giderek hep beraber kendi ceza alanlan içine giriyorlar. Nasıl bir anlayışsa bu! Alex'in çıkması Fenerbahçe'nin bütün oyun planını bozdu. Bu yüzden uzun süre etkisiz oynadılar. Emre biraz A!ex'in görevine soyununca hareketlendiler. Sivas da onlara yardım edince (!) skor arttı.

Fenerbahçe'nin Kazım la bulduğu ilk gol net ofsayt. Yardımcılar eğer bunları kaçınyorlarsa, neleri yakalayacaklar, doğrusu çok merak ediyorum. Sivas kötü oynuyor olabilir, top yapamıyor olabilir, ama göstere göstere böyle bir gol yedirirsen haksızlık etmiş olursun.

Dün Galatasaray'ı bugün Fenerbahçe'yi seyrediyorsun, ikisi arasında Galatasaray lehine farklar var. Çünkü Galatasaray, oyunu çok değişik yönlere taşıyabiliyor.

Kötü oynayan Sivas iki pozisyon yakaladı, ikisini de Volkan Demirel mükemmel çıkarttı. İyi oynamayan Fenerbahçe de iki pozisyon yakaladı, ikisinde de top direklerden Eğer çıkıp bastıra bastıra yenemiyorsan, böyle ufak ayrıntılarla maç kaybedip kazanabiliyorsun. Yani futbol öyle bir oyun ki, resmen bıçak sırtı. Her an bir tarafa dönebiliyor. Maalesef a Türk futbolunda bu tip maç adedi ** çok fazla. Çok az maçta takımlar rakiplerini çatır çatır yenebiliyor.

[PAGE]

DR. GÜRKAN KUBİLAY (FOTOMAÇ): HALA ALEXBAHÇE

Dakika 8, Alex'in lifi atıp kenara alınınca tüm seyircilerin morali çöküverdi. Seyircileri anlıyordum ama sahadaki Fenerli oyuncuların da Alexsizliğin etkisini ruhsal olarak bu kadar fazla hissedip, kötü oynamalarını anlayamıyordum. Alex'in olmadığı bir oyun düzeninde Fener'in yapacağı iki şey vardı. 1- Hızlı oynamak: Ancak, bırakın hızlı oynamayı 30 pas yapıp, bunların yüzde 80'ini de yana ve geriye kullanınca takım posta trenine dönüyordu. 2- Kanatları kullanmak: Sol taraftaki Carlos etkisiz, Santos da içe kat edip pozisyonunu kaybedince o kanat işlemiyor, Gökhan ile Kazım ilk yarı ritim tutturamıyordu. Fener'de ayakta kalan sadece Emre ve Cristian idi. Gelişine itiraz ettiğim Bilica, her hareketiyle "Ben bu takımın ilk 11 topçusu değilim" diyordu. İkinci yarıda bugüne kadar gördüğüm en kötü Sivas'ın da katkısıyla Fener özellikle sağ kanadını iyi kullanmaya başladı.

Her zaman Sivas olmaz

Güiza, ceza alanında hareketli ama Alex'in konumuna alınan Deivid son derece kötüydü. Buna rağmen Cristian'ın araya girerek kazandığı toplar, Emre'nin rakip tandeme ve ön liberolarına yaptığı baskı sayesinde oyunu korkak bir tarzda sahasında kabullenen Sivasspor'a baskı kuruldu. Yorulan adeleler sonunda peş peşe hatalar başladı ve Fenerbahçe ummadığı bir skora ulaştı. Maçta gözüme çarpanlar Alex'in olmadığı Fener'de gol pası adına üretimin kısırlığı, nadir gelişmesine rağmen iki tehlikeli atakta Volkan'ın dikkati ve başarısı, Cristian'ın her geçen gün artan katkısı ve Sivas'ın Saracoğlu'na sadece 50 taraftar getirebilen takımından umut kesişiydi. Emre'nin süper futbolu Fener için ışık olmakla birlikte Alex'in yokluğunda alternetif üretemeyen bir Fener'in karşısında her zaman Sivas gibi rakip bulamayacağını unutmaması gerekir.

[PAGE]

SELÇUK YULA (FOTO MAÇ): O GOL YETER

İki ayrı devrede iki ayrı F.Bahçe izledik. İkinci devredeki iyi ve baskılı futbol galibiyeti getirdi. Sivasspor, savunmasını Petkoviç'in hemen önüne kurarak oyuna başladı. Savunmanın göbeğindeki Yasin ve Sedat ikilisi defans hattını penaltı noktası üzerine kurdular. F.Bahçe'nin yanlışı ise böyle gömülü oynayan rakibin üstüne ortadan gitmeye çalışmasıydı. Tabii bu arada o sistemde derinlemesine paslar atıp arkadaşlarını pozisyona sokacak Alex'in erken sakatlanıp oyundan çıkması F.Bahçe'nin pozisyon bulamamasındaki en büyük etkendi. Sadece kanatlar kullanıldığı anlarda tehlike yaratılmasına rağmen nedense ilk 45 dakika Gökhan ve Carlos üstünden oynanmadı. Şutlarla şans denendi. Aslında Kazım'la, Carlos'la, Deivid'le etkili şutlar da kullanıldı ama bunlar ya savunmaya çarptı ya da Petkoviç'te kaldı. En önemli pozisyon Santos'la yakalandı. Burda da eski F.Bahçeli Yasin araya girerek mutlak golü önledi.

Çilingir Colin Kazım

Soyunma odasında Daum'un direktifleriyle F.Bahçe 2. yarıya orta sahayı daha ileri çıkararak ve rakibe kendi sahasında basarak başladı. Daha ilk atakta Emre'nin mükemmel şutu 2 direğe birden çarpmasa skor avantajı yakalanmış olacaktı. Böyle kapanan rakipler karşısında bu avantajı bulmak önemlidir. Dünkü maçta çilingirlik görevini yapan isim Kazım oldu. Emre'nin vuruşunda topa ayağını koyduğu anda ofsayt pozisyonundaydı. Daha önce Yasin'in eline çarpan topu ve Deivid'in itilişini göremeyip 2 penaltıyı es geçen hakem ofsaytı da es geçti. Dün Emre ve Gökhan'ı çok beğendim. Cristian her takıma lazım olan bir görev adamı. Kaleci Volkan maç 0-0 iken Kamanan ve Ersen'in gollük vuruşlarını mükemmel önleyerek takımını mağlup duruma düşmekten kurtaran adam oldu. Sivas ise çok mücadele etmesine rağmen geçen seneyi bizlere aratacak gibi görünüyor umarım düzelirler. Maçın hareketi ise hiç kuşkusuz Santos'un attığı muhteşem goldü. Sırf şu gol için bile maç, seyretmeye değer doğrusu.

[PAGE]

ALTAN TANRIKULU (HÜRRİYET): BARDAĞI DOLDURMAK

İyi başlamak önemli Mehmet Topuz, özer, Semih gibi önemli eksikler varken.

Lugano henüz alınmamışken elde edilecek sonuçlar önemliydi.

Süper Kupa'nın kazanılması, Avrupa Ligi'nde tur atlanması ve lige iyi başlanmasıyla bu zorluklan aşabileceğini gösterdi Daum..

Cristian-Emre ikilisinin uyumu takım olma yolunda atılan en önemli adım belki de..

Alex ve Carlos gibi iki "ünlü" Brezilyalı'nın olmadığı anlarda sahne alan Dos Santos'un takıma kazandırdığı estetik önemli..

Gökhan GÖnül'ün savunmadaki gayretini sürdürmesi, bunun yanında artık hücumda daha etkin olmaya çalışması da önemli.

Savunmada sorun var

Bardağın boş kısmında dün Güiza vardı.. AJex'in çıkmasıyla hücumda yalnız kalır gibi oldu.

Deivid yeterli derecede İspanyol forvete yaklaşamadı. Yine de bütün Sivasspor savunması Güiza ya boş alan bırakmamaya çalıştı..

Lugano yoktu, Fenerbahçe güçlü bir rakibini 3 golle aştı..

Lugano gelirse Bilica yedek kulübesine gidecek gibi görünüyor.

Bu Fenerbahçe'nin savunma anlayışını güçlendirebilir, ama geriden oyun kurma konusunda sıkıntılar da yaşanabilir..

[PAGE]

LEVENT TÜZEMEN (SABAH): EMRE LİDER OLUNCA 

Kapanan takımlara karşı Fenerbahçe gibi top yapma becerisi yüksek takımlar, erken gol bulamadığında keyif veren futbolunu sahaya yansıtamıyor. İşte Fenerbahçe'nin tıkandığı ve golü bulmakta zorlandığı bu durumda Daum'un devreyi girmesi gerekirdi ama girmedi..

İkinci yarı Alex'in görevini hem kaptan hem de oyun lideri olarak Emre üstlenince yani hücum ağırlıklı oynamaya başlayınca Fenerbahçe etkili, tempolu ve topa daha çok hakim olarak oynamaya başladı. Emre hırsıyla Fenerbahçe'yi ateşledi. Özellikle sağ ayağıyla attığı müthiş şutta topun iki direkle öpüştükten sonra ağlara gitmemesi şansızlıktı.

Kazım'ın golüne asist yapan, kornerden bir gole imza atan Emre mükemmel oyunuyla hocası Daum'a "Alex'in yokluğunda ben oyun lideri olarak varım" mesajını yolladı.

Not: Daum, Dos Santos'u kenara hapsetmemeli. Çünkü bu oyuncu sıfıra inmekten çok içeri girerek oynamayı seviyor ve etkili oluyor. Attığı golde de topla buluştuğu yere Daum göz atmalı.

[PAGE]

ERDOĞAN ŞENAY (MİLLİYET): ORTAK EMEK

İkinci yarıda tüm varlığıyla oyuna asılan bir Fenerbahçe bütünleşmesi sahaya hakim oluyor, Emre’nin direklerde dolaşan müthiş vuruşu belki talihsizliğin kurbanı oluyordu, ama sarı-lacivertli takımın kazanma umutları da üst çıtalara yükselmeye başlıyordu.

Fenerbahçe gol stresi içinde sıkıştıkça Sivas’ın puan umutları da devam ediyordu. Çıkmayan candan umut kesilmez düşüncesini kendine prensip seçmiş gibi görünen kırmızı-beyazlılar, Önder’in yan toptaki kafa vuruşuyla yine direklerin himayesine sığınıyordu.

Özetlersek Alex’siz zamanlar olay, 70. dakikadan sonrası kolay oldu Fenerbahçe için. Emre’nin oyun patronajında Alex’sizliğin boşluğuna sığdırdığı üstün teknik ve fizik güç ağırlığı, Gökhan’ın sağ çizgide ve sağ kanadın her karesine yığdığı görkemli futbolu başta olmak üzere bütün takımın ortaya koyduğu ortak emekler sonuç veriyor ve sarı-lacivertli takım, Sivas oyunundan beklediği üç puana, ikinci 45’te ortaya koyduğu mükemmellik ve komple oyun anlayışıyla ulaşıyordu.

[PAGE]

OGÜN ALTIPARMAK (YENİ ŞAFAK) : İKİ AYRI FENER

Bana göre dün akşam oyunun kaderini değiştiren futbolcu ikinci yarıda yaptığı iki muhteşem kurtarışla kaleci Volkan Demirel'di. Volkan'ın harika çıkardığı iki top F.Bahçe taraftarlarının büyük tezahüratlarıyla takımı canlandırınca takım da hareketlendi ve rakip kale önünde gol pozisyonları oluşturmaya başladı. Bu pozisyonların ikisi direkten döndü ama 3. pozisyonda dün akşam çok kötü bir futbol sergileyen Kazım Kazım golü attı. Kazım, golü attı da kötü futbolunu taraftarlara affettirdi. Bu golden sonra bozulan Sivasspor, adeta oyunu bıraktı, kaleci Petkoviç'in Emre'nin kornerinde topu kaçırınca sarı-lacivertliler, 3 puanı garantiledi.

F.Bahçe, perşembe akşamı oynayacağı Sion maçının da hiç kolay olmayacağını söyleyerek teknik kadroyu uyarıyoruz.

Maçın hakemi Abitoğlu'na gelince; çok kötü bir maç yöneterek son zamanlardaki iyi hakem yönetimlerine gölge düşürdü.