Yazar Abdurrahman Dilipak, 28 Şubat davasında çok sayıda tutuklu sanıkların tahliye edilmesine tepki gösterdi.
Abone olYazar Abdurrahman Dilipak, derin yapının 28 Şubat davasına müdahale ettiğini ileri sürerek, yargılamada sona doğru gidilmesini şaşırtıcı buldu.
Uluslararası bağlantılara dikkat çeken Dilipak, "O kadar batık bankalar, milyarlarca doların nereye gittiği konusu, 3 tane general yargılayarak olacak iş değil. Bırakın onları da o zaman!.” dedi.
Dilipak, Bülent Arınç’ı suikast davasının hala açılmadığını belirterek şöyle konuştu:"Hani kozmik odaya girilmişti, hani iki kamyon dolusu el bombası yakalanmıştı Ankara’da ne oldu? Benim bu memlekette ne olup bittiğini bilme hakkım yok mu? Bülent Arınç başbakan yardımcısı bir şey açıklıyor mu? Ne oldu peki? Niye bir milletvekili soru önergesi vermiyor?"
28 ŞUBAT’IN SERMAYE VE BÜROKRASİ AYAĞI ÜZERİNE GİDİLMİYOR
Konya’ya sivil toplum örgütlerinin davetlisi olarak gelen Dilipak, 28 Şubat davasında sermaye ve bürokrasi ayağının üzerine gidilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“28 Şubat davasında işin yargı ayağı, siyaset ayağı, bürokrasi ayağı, hatta din ayağı, müftüler de vardı. Ama bunlara dava açılmıyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi Muhsin Yazıcıoğlu davası. Geçen yerel seçimler öncesinde Muhsin Yazıcıoğlu helikopteri –düştü diyorlar- sert iniş yaptı. Bir kayaya çarptı ve daha sonra da olan oldu. Hala dava açılmadı. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Geciken adalet adalet değildir. Şahitlerin artık ölmeye başladığı -4-5 yıllık zaman az bir zaman değil- 12 Eylül davası da toplumun beklentilerinin çok altında gerçekleşiyor.”
SERMAYENİN ÜZERİNE GİDİLMEDEN ÇÖZÜLMEZ
28 Şubat davasında sermayenin üzerine gidilmeden bu işin çözülemeyeceğini aktaran Dilipak sözlerine şu şekilde devam etti: “O kadar batık bankalar, milyarlarca dolar nereye gittiğini 3 tane generali yargılayarak olacak iş değil ki. Bırakın onları da o zaman!. Kertenkelenin kuyruğunu yakalamışsın, o da bırakmış kaçmış sen onunla oyalanıyorsun. Yok öyle bir şey. Bakın eğer ikimiz aynı suçu işlemişsek beni cezalandırır ve bunu serbest bırakırsanız bu adaletsizliktir. Yazık ediyorlar oradaki 3 tane generali içeri alıp. Gözümüzün önüne bir tane kibrit çöpü koyuyorlar arkasındaki ormanı görmemizi engelliyorlar. Bu oyun asıl Türkiye’deki derin yapının görülmesini engellemek için toplumun gözünü boyamaya yönelik ilizyona dönüşebilir. Yargılama yapılacaksa adil olması gerekir. Şimdi genel kanaat şu. Yargılamayı bir şekilde yapacaklar. Mahkumiyet olacak – olmayacak. Ondan sonra bir genel af çıkacak herkesi bırakacaklar. Peki bu arada ne olacak? Bu arada derin yapı tutuklananları dışarıdakilere gösterip ‘Bak yaramazlık yapmayın yoksa sizi de toplumun önüne atarız, linç ederiz. O zaman derin devlet dışarıdaki kadrolarını da teslim alacak. İçeriye bir takım sakallı başörtülüleri de alacaklar. Zaten bizimkilerin bir kısmı davetiye bekliyor her halde. Yani para, iktidar, kadın işlerine bulaşıyorsanız rezalet bir durum vardır.”
DAVA, DERİN YAPI İÇİN FIRSATA DÖNÜŞEBİLİR
Yazar Dilipak, 28 Şubat davasında yargılamanın adil yapılmaması halinde bu davanın derin yapı için bir fırsata dönüşebileceğini ileri sürdü. Dilipak şunları söyledi: “O zaman gerçek bir hukuk mücadelesi verilmeyecekse bu süreç derin devletin yeniden yapılanması için fırsat oluşturur. Bu da çok tehlikeli bir şey. İnşallah korktuğumuz gibi değildir. Ama toplumun vicdanın bu tür davalardan tatmin olduğundan çok emin değilim. Türkiye’de sayısı az da olsa namuslu insanlar direnecekler. Bunu göstermemiz gerekir. Ben kan davası peşinde değilim. Ama yapı deşifre edilmeden ve inadına hala ısrarını sürdürenler cezalandırılmadan hiç kimseye rahat yok. Gezi olayları birkaç gün daha devam etse nereye gideceği belli olmayan bir risk ortaya çıkmıştı.”
BÜLENT ARINÇ’A SUİKAST DAVASI NEDEN AÇILMIYOR?
Önceki yıl Ankara’da bir kamyonda yakalanan el bombalarını hatırlatan Dilipak, Bülent Arınç’a suikast davasının neden hala açılmadığını sordu. Dilipak şöyle konuştu: “Her gün bir yerlerde kamyonlarla bombalar ele geçiriliyor. Bülent Arınç’ı suikast davası hala açılmadı. Hani kozmik odaya girilmişti, hani iki kamyon dolusu el bombası yakalanmıştı Ankara’da ne oldu? Benim bu memlekette ne olup bittiğini bilme hakkım yok mu? Bülent Arınç Başbakan Yardımcısı bir şey açıklıyor mu? Ne oldu peki? Niye bir milletvekili soru önergesi vermiyor? 19 gazeteci arasında ismi geçenlerden biri de bendim. Yani benim kendi geleceğim hakkında bilgi sahibi olma, endişelerimi tatmin edecek bir cevap bulma hakkım yok mu? Bunun anlamı şu: Hala derin yapı varlığını sürdürüyor ve bir el bu süreci engellemeye devam ediyor.”