BIST 9.390
DOLAR 34,44
EURO 36,36
ALTIN 2.836,86
HABER /  GÜNCEL

Dilipak ve Mercan'a beraat

Irak'a yapılan müdahaleyi protesto amacıyla izinsiz gösteri yaptığı idda edilen gazeteci Dilipak beraat etti

Abone ol

ABD'nin Irak'a müdahalesini protesto amacıyla Fatih'te izinsiz gösteri yaptıkları iddiasıyla yargılanan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak ile MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ahmet Mercan, ''suçun yasal unsurları oluşmadığı'' gerekçesiyle beraat etti. Fatih 4. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Ahmet Mercan katıldı. Daha önce ifadesi alınan MAZLUMDER kurucu üyesi ve Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ise duruşmaya gelmedi. Kimlik tespitinin ardından sorgusu yapılan Mercan, olay tarihinde ''ABD'nin Irak'a askeri müdahalede bulunacağının konuşulduğunu'' belirterek, şunları söyledi: ''Ben de insan hakları savunucusu olarak her türlü saldırı ve işgale karşı olduğum için olay günü kimin tarafından düzenlendiğini bilemediğim, ancak bir konuşma yapmam istenen MAZLUMDER Fatih Şubesi önüne gittim. Burada 50-60 kişilik bir topluluk vardı. Abdurrahman Dilipak da oradaydı. Toplulukta bulunanların ellerinde meşaleler yanıyordu. Topluluğa hitaben bir basın açıklaması yaptım. Abdurrahman Dilipak da konuştu.'' ''O ana kadar herhangi bir polis önlemi olmadığını, trafiğin kesintiye uğramadığını, taşkınlık yaşanmadığını, çevreye zarar verilmediğini ve polise mukavemet edilmediğini'' söyleyen Mercan, ''meşaleleri söndürüp dağılacakları sırada polisin geldiğini, tartışma yaşanmadan dağılımın gerçekleştiğini'' kaydetti. Hakkındaki suçlamayı kabul etmediğini bildiren Mercan, beraatını istedi. -SAVCININ GÖRÜŞÜ- Esas hakkındaki görüşü sorulan cumhuriyet savcısı da, ''sanıklar hakkında her ne kadar 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçundan kamu davası açılmışsa da, demokratik hukuk devleti çerçevesinde bireyin devlet karşısında ya da örgütlü oluşumlar karşısında etkinliğinin sağlanması açısından örgütlü olarak hak arama hürriyetinin bulunduğunu, bu kapsamda yasalara aykırı olmamak kaydıyla gerekli girişimlerde bulunabilecekleri, bu şekilde oluşturacakları baskı gruplarının yürütme organı üzerinde oluşturacağı etkinlik sonucu muhtemel toplum taleplerinin dikkate alınarak yanlışlıkların engellenebileceğini'' bildirdi. ''Bu uygulamanın Avrupa Topluluğu'na dahil bütün hukuk devletlerinde olağan olduğunu, Anayasa ve yasalarla da güvence altına alındığını'' ifade eden savcı, ''Bildirimde bulunma hususunun ise gösteri yapacak kişilerin muhtemel uğrayacakları saldırılar karşısında güvenliğini temine yönelik olduğunu, bu hususa uyulmamasının yasal bir yaptırım gerektirmediğini, ancak gösteri yapan şahısların uğrayacakları bir saldırı karşısında kamu görevlilerini sorumlu tutma konumundan kurtarmaya yönelik olduğunu'' kaydetti. ''Bu somut olayda, sanıkların ülkemizi ve dünya konjonktürünü ilgilendiren bir konuda taşkınlık yapmadan, kırma, bağırma, hakaret etme gibi suçun diğer unsurlarını gerçekleştirmeden meşale yakarak yürütme organı üzerinde baskı kurma amacıyla gösteri düzenlediklerini, meşaleleri götürüp topluca imha ederek çevreye zarar vermediklerini'' belirten cumhuriyet savcısı, ''bu haliyle suç unsurları oluşmadığı'' için 2 sanığın da beraatını istedi. Davayı karara bağlayan hakim de, ''suçun yasal unsurları oluşmadığı ve cezalandırılmalarına yeter ve inandırıcı deliller elde edilemediği'' gerekçesiyle Abdurrahman Dilipak ve Ahmet Mercan'ın beraatına karar verdi.