Dilinizin Kemiği Olsun Artık!
Birçoğumuz; “İşte bu çıkış Sarıgül’ü daha da güçlendirir” dedi mi? Dedi.
Başbakan Erdoğan; “Sarıgül’ün yolsuzluk dosyasını açıklayacağım” diyerek, CHP’nin belgelerini açıkladı mı? Açıkladı.
Tatmin olduk mu? Olmadık.
Vay! Asıl yolsuzluk bunlardaymış yahu, dedik mi? Demedik.
Birçoğumuz; “İşte bu çıkış Sarıgül’ü daha da güçlendirir” dedi mi? Dedi.
Bu çıkış Sarıgül’ün oylarını azaltır mı? Hayır.
Bu çıkış Sarıgül’ün oylarını etkiler mi? Evet.
Sonuç itibarıyla; elde var sıfır mı? Elde var sıfır.
Hiç haz etmem Sarıgül’den... Hatta günahım kadar sevmem bu politikacıyı…
Samimiyetsiz bulurum öncesinde. Ve hiç güvenilir bulmam. Hoş, “Güven, o da ne?” dediğimiz bir yüzyıldayız ayrı mevzu.
Bakınız; Erdoğan’ın konuşma üslubuna tepkiler arttıkça artıyor. Dış basın Başbakan’ın üslubunu günbegün haber malzemesi yapıyor. Başbakan’ın ‘Van minut’ ile başlayan bu ayar verme çıkışları, milyonlarca kişi tarafından ayakta alkışlandığında, sert ve dik konuşma tarzının bu kadar gelişip, serpileceğini öngörmemişlerdi elbette.
Ey köşe yazarı, Ey AB, Ey Obama, Ey Esed, Ey falan Ey filan… diye başlayan cümlelerinden cümle alem payımızı aldık.
İnsan Hakları Derneği Başkanı Günal Kurşun; Başbakanın kullandığı dilin nefret söylemi olduğunu, halkı kin ve düşmanlığa iten, tahrik ve teşvik suçu kapsamına girebileceğini söylemiş.
İnsan Hakları Derneği Başkanına sözüm; her gün Türkiye’nin dört bir tarafından gelen kadın cinayetleri haberlerine ne diyorsunuz?
Kim teşvik ediyor, kim tahrik ediyor bu kocaları? Lütfen önce bu konuyu bi el atın, sonra Başbakanı konuşuruz…
Başbakan’ın konuşma tarzını zaman zaman eleştiriyorum, gitgide daha serleştiğini de ifade ediyorum ama bu dilin, bu tarzın genel itibarıyla Türkiye politikasına böyle yansıdığını gördüğümüzde çok şaşmamak gerekiyor diyorum. Neticede O Türkiye’nin Başbakanı, Fransa’nın Başbakanı değil…
Meclisteki kavgalara, uçan tekmelere, küfürlere, bel altı söylemlere bakmamız, tüm bu atraksiyonların, halkının gölgesi olduğunu söylesek yanlış bir tanım mı olur?
Sarıgül’ün Başbakan’ı aratmayan kürsü konuşmaları; “Sizi gidiler siziiii, hadi bakalımm…” şeklinde son derece avam, son derece sığ göndermelerine ne diyeceksiniz? Söyleyeceğim şu; İpler koptu Sayın okuyucu..!
Şu saatten sonra, en seviyesiz konuşmalara tanık olabilir, her türlü belgenin ellerde sallandığını görebilirsiniz.
Görmüyor musunuz; oy için her şey mübah!
Netice itibarıyla bugün durum bu! Konuşma tarzına takılmayalım.
Ama şuna takıldım ben… İsterseniz siz de takılın...
Sarıgül’ün aksine, eski eşi, Aylin Kotil’e saygım vardır ve çabalarını takdirle izlerim.
Reha Muhtar yazmış x tarihli bir köşe yazısı, arayın bulun tarih aklımda değil; Sarıgül’ün eski eşi Aylin Kotil Reha Muhtarı arıyor veryansın ediyor; Babası ve amcasının CHP’de politikacı olduğunu söyleyen Kotil; “Bir kadının eski eşinden dolayı, hayatına set çekilmesi, önüne duvar örülmesi, yaşamına gem vurulması hak mıdır, reva mıdır?.” diyor... Beyoğlu ilçesinde her gün 60-70 ev dolaştığını söyleyen Kotil devam ediyor.... “Seçim bölgemde; tarafsızlığıyla bilinen üç ayrı kamuoyu şirketine “Beyoğlu ilçesinde kimi CHP adayı görmek istiyorsunuz?..” sorusunu içeren anketler yaptırttım... Yüzde 70’le açık ara beni istiyor CHP’li seçmen. Fakat öğreniyorum ki parti içinde bir grup; “Eski eşi İstanbul anakent adayı olduğu için, eski karısının Beyoğlu’ndan aday olması parti için uygun olmaz.” diyormuş...”
Ve soruyor Kotil… “Kadının adı yok mudur?.. Beni hâlâ eski eşimle anarak, politik hayatımın önüne set mi çekecekler? Ayıp değil mi? Ben bir kadın olarak eski eşimden dolayı artık politika yapamayacak mıyım? Bunu söyleyenler bir de kendilerine CHP’li diyorlar... Böyle CHP’li olunabilir mi? Sosyal demokrat bir parti kadına ‘eski eşin mirası’ olarak bakabilir mi?’’
Bu açıklamalardan birkaç gün sonra Sarıgül, bir gazetecinin; “Eski eşiniz CHP Beyoğlu Belediye Başkan Aday Adayı. İkinizin kazanması durumunda bir sıkıntı yaşanır mı?” şeklindeki sorusuna; “Ben kendisinin çok gayretli çalışmalar içerisinde olduğunu görüyorum. Kendisine başarılar diliyorum. Aylin Kotil Hanımefendi ile birlikte çalışmalarımız olacak. Bu projeleri beraber bütün yurttaşlarımızla paylaşacağız” diyerek konuyu kapatıyor.
Aylin Kotil geçmiş zaman yaptığı bir röportajında aynen şöyle demişti; “Türkiye’de boşanan kadın olmak zordur. Kadın yalnızlaştırılmak ve başarısızlaştırılmak istenir. Ve kadın ayakta kalmakla beraber bir de tüm bunların mücadelesini verir.”
Reha Muhtar’la olan telefon görüşmesinde, kendine yapılan haksızlık karşısında; “Belki de kadın hakları konusunda daha fazla söz sahibi olmam ve konunun üstüne gitmem gerekiyor” diyen Kotil’in ne anlatamaya çalıştığının hepimiz farkındayız.
İkilinin nahoş bir şekilde ayrıldıklarını ve sonrasında yaşanan kirletme politikalarını gazetelerden okuduk.
Sarıgül; eski eşinin önüne set çekmeye çalışıyorsa, başarısızlaştırmak istiyorsa, bir politikacı olarak daha neler yapabileceğini tahayyül dahi edemiyorum.
https://www.facebook.com/aylaname
twitter.com/Aylaname