Sabah Gazetesi yazarı Reha Muhtar, Sabah gazetesindeki mesai arkadaşlarından özellikle Emre Aköz ve Ahmet Çakar'ın girdikleri zayıflama yarışını yazdı.
Abone olSabah Gazetesi yazarı Reha Muhtar, adlı yazısında zayıflamak isteyen gazetecilerin yaptıkları dietlere dikkat çekerek şunları anlatıyor....
Ahmet Çakar'la Emre Aköz, baharla birlikte, diete başladılar ya... Aköz, Çakar'a ilk lafını attı... O öyle birşey yemeden zayıflayamaz...
Benim gibi Montignac'la zayıflayacaksın... Yani hem yiyeceksin... Hem de zayıflayacaksın..." Bu Montignac denilen zatı muhterem, sürekli iş gezileri arasında kendi zayıflasın diye bu yöntemi bulmuş...
Dietin meali şöyle: Bir tarafta hayvansal ürünler var... Et, tavuk, balık, peynir, yumurta, süt, yoğurt vs...
Diğer yanda karbonhidratlar... Ekmek, makarna, pilav, patates vs...
Amaç efendime söyleyeyim, bu ikisini birarada yememekmiş...
Yani, oturacak 2 tencere makarnayı yiyeceksin... Ama yanında hayvansal ürün tüketmediğin için, üstüne üstlük bir de zayıflayacaksın...
Öğlen iki tencere makarnayı salatayla afiyetle yedikten sonra, akşama Emre gibi 1 tam tavuğu da mideye indirebiliyorsun...
Neymiş efendim, tavuğun yanında ekmek, pilav makarna yemediğinden yine zayıflıyormuşun...
Emre öyle diyor...
Dün Ateş Hattı tartışması için öğlen toplandığımızda, yediklerine bir bir baktım...
Et istedi... Üzerinde sos var... Bana sosta un var gibi geldi...
"O sosta un yok mu ne biçim Montignac bu?" diye sordum... Hiç oralı değil, keyifli keyifli yemeğini yiyor...
Bu Montignac denilen adam bir Fransız obez... Doktorlukla uzak yakın ilgisi yok... Siyasal Bilgiler okumuş...
Bu zatı muhteremin babası da obezmiş... Yani arkadaşta obezlik aile boyu...
Habire zayıflamayı denerken, bu yolu keşfetmiş...
Beyefendi bu yöntemle 3 ayda 15 kilo
vermiş... Anılarını kitap haline getirip, kilosu kadar da milyon dolar sahibi olmuş...
Babadan kalma obezliği, adamı dünyanın en zenginlerinden biri haline getirmiş anlayacağınız...
Bu Ahmet Çakar'ın da bu adamdan esinlendiğinden şüpheleniyorum...
"Nasıl rejim yapıyorsun?.." diyorum söylemiyor, "sır..." diyor...
Resmen saklıyor benden... Anlattığına göre, özel bir formülü varmış... Hızla zayıflatırmış...
Bu Çakar ilginç adamdır... Mutlaka, Montignac'ın hayatını okudu...
Gitti kendince bir formül geliştirdi...
Tutarsa, zayıflamaktan çok, dünya zenginleri arasına girmeyi planlıyor...
Gerçi ben kendisinin, Hint fakirlerinin beslenme tarzını, benimsediğini düşünüyorum..
Çakar, televizyonda çok fazla film seyreder... Herhalde bir Hint filmine rastgeldi...
Olsa olsa, filmdeki, Hint fakiri derinden etkiledi Çakar'ı...
Çünkü, arada bir yemeğe gittiğimizde (yani benim yemeğe gittiğim, onun eşlik ettiği zamanlarda demek istiyorum), sadece ortadaki mezelerden otlakçı gibi bir iki lokma otlaklandığını görüyorum...
Yani öyle bir full tabak durmuyor önünde..
Zaten sigarayı azaltmak için paket taşımayı bıraktı... Restoranda, arada bir garsonu çağırıp, "bana bir tek sigara getirir misiniz" diyor...
Abartmıyorum yani... Gittiğimiz restoranlarda Çakar'a garsonlar yemek servisi yerine, "tek sigara" servisi yapıyorlar...
Tek sigara küçük bir tabakta getiriliyor ve Çakar'a sunuluyor... Çakar'ın, tüketimine sunulan tek tabak bu tabak...
Bizim Barlas'da Maşallah hiç değişiklik yok... Kendi söylediğine göre 114 kiloda ve fosur fosur sigara içmeye devam ediyor...
Dün, Maci restoranda baktım, "Her zamanki pizzam'dan" dedi...
Beyefendinin pizzası beyaz peynirliymiş...
Üzeri 7 katlı düğün pastasına benziyor...
Yemeğe başladı... Yemekte dietten o kadar çok bahsetttim ki, müthiş bir suçluluk duygusu duyduğunu anladım...
Sonunda pizzanın yarısından fazlasını yemeden geri gönderdi... Gözümden kaçmadı tabii... Ama hiç oralı olmamış gibi yaptım...
Biliyorum yakında sigarayı da yarım yarım içmeye başlayacak... Kurtuluşu yok...
Elimden kim kurtuldu ki Barlas kurtulacak!..
Yazı:Reha MUHTAR
SABAH