BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,71
ALTIN 2.975,00
HABER /  GÜNCEL

Dicle konusunda çözüm arayışı

Bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesi konusunda tartışmalar sürerken, iktidardan çözüm işareti olarak yorumlanabilecek açıklamalar geldi.

Abone ol

Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından yaşanan tartışmalar sürerken iktidardan sağduyu çağrısı yapıldı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, YSK kararına sert tepki gösteren BDPlilere yönelik açıklamasında "parlamentoda yasama çalışmalarına katılacaklarsa şiddet dilinden uzak durmalılar dedi."

Arınç ayrıca "haklı taleplere 2002'de nasıl 'evet' dediysek, yine 'evet' deriz" dedi.

Meclis başkanı Mehmet Ali Şahin ise konuyla ilgili açılamasında "siyasetin alanıyla ilgili bir sorun varsa, bu mutlaka TBMM zeminide çözülmelidir" dedi.

İktidar kanadından yapılan bu açıklamalar, Dicle'nin meclise girebilmesi için yasal düzenleme yapılabileceğinin işareti olarak değerlendirilirken, 2002 yılında Tayyip Erdoğan için yapılan yasa değişikliği akıllara geldi.

Bağımız milletvekili adayı olarak Diyarbakır'dan 77 bin oyla seçilen Dicle'nin milletvekilliği, hakkındaki "terör örgütü propagandası" suçundan kesinleşmiş hapis cezası gerekçe gösterilerek Yüksek Seçim Kurulu'nca (YSK) düşürülmüştü

"Başbakan 'bunu benimsemiyoruz' demeli"

Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin YSK tarafından düşürülmesi başta BDP olmak üzere muhalefet tarafından ise eleştirilmeye devam ediliyor.

BDP eski genel başkanı ve Hakkari bağımsız milletvekili Selahattin Demirtaş, Dicle'nin vekilliğinin düşürülmesini, iktidarın muhalefeti susturmaya çalışması olarak yorumladı.

Demirtaş, Milliyet gazetesine verdiği demeçte "Biz altı eksikle Meclis'e gitmeyiz. Bir eksikle de gitmeyiz." dedi.

Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk'un liderliğini yaptığı Demokratik Toplum Kongresi (DTK), BDP destekli bağımsız milletvekillerine parlamentoya girmemeleri çağrısı yapmıştı.

"Helalleşme bizi kapsamıyor" diyen Demirtaş,"Diyarbakır halkının verdiği 70 bin oyun hesabını kim verecek?" sorusunu sordu.

Selahattin Demritaş yaşanan süreçte iktadarın ve başbakanın sessiz kalmaması gerektiğini söylerken "sessiz kalmak suça ortak olmaktır. Çağrı yapıp, 'Bunu benimsemiyoruz' demesi çok kritik" dedi.

Demirtaş yaşananların devam eden ateşkese zarar verebileceğini ifade ederken şöyle dedi:

"Bunun gideceği nokta, PKK'nin ateşkesi bozmasıdır. Bu kararı verecek olan biz değiliz. Ateşkesi biz ilan etmedik, biz bozmayız. Bozulmasını da istemeyiz. Ama bir adım sonrası odur."

Diğer tahliye talepleri bugün görüşülecek

Bu arada 12 haziran seçimlerinde milletvekili olma hakkını kazanan diğer tutuklu sanıkların tahliye kararları bugün karara bağlancak.

"Ergenekon" davası kapsamında tutuklu bulunan CHP milletvekili Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ile, "Balyoz" davası sanıklarından MHP milletvekili korgeneral Engin Alan'ın tahliye istekleri bugün görüşülecek.

Özel yetkili cumhuriyet savcıları her üç ismin de tahliye taleplerinin reddi yönünde görüş belirtmişlerdi.

KCK davasından tutuklu bulunan ve bağımsız olarak milletvekili seçilen Kemal Aktaş, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Gülseren Yıldırım'ın tahliye talepleri de bugün görüşülecek.

Savcılık KCK tutuklusu vekillerin tahliyesi konusunda da olumsuz görüş bilmişti.

Mahkemenin kararı bugün açıklaması bekleniyor.