Hakkı Devrim, CNN TURK'ün 5. yıllık serüvenine kendi serüveninide katmış. Devrim, CNN TURK'de yaşadığı güzel günlerini okurlarıyla paylaşmış...
Abone olHakkı Devrim son yazısı olan "da CNN TURK'de yaşadığı günleri anlatmış.
Ailece sağlık meselelerimiz, CNN Türk'ün beşinci yaş günü toplantısına katılmamı engelledi. Daha doğrusu televizyonda seyrederek, neşelerini, gururlarını uzaktan paylaşmakla yetinmemiz gerekti.
Ben, Son Saat'te gazeteciliğe başlamazdan az önce radyocu olmuştum. 1950'den başlayarak, beş güzel yıldır İstanbul Radyosu'nda geçirdiğim. Yaklaşık yarım asırlık bir fasıladan sonra, CNN Türk sayesinde bir beş yıl da televizyoncu oldum; bir beş güzel yıl daha... Talihli adamımdır vesselam!
Televizyon ekranları ile gazete sayfalarında görünmek arasında, sanırım önemli bir fark, ilkinin daha çabuk ve daha çok tanınmanıza yardımcı olmasıdır. Sağlıklı bir gazeteci bu farktan şikâyet edemez. Ama ben yaşta bir adam için televizyonun asıl çekici yanı, günlük hayatta kolay kolay yan yana gelemeyeceğiniz ilgi çekici insanlarla, özellikle torununuz yaşında gençlerle kısa süreler için de olsa bir araya gelebilmenizdir.
Cihannüma'da televizyonculuğumdan söz etmeyi sevmem, bilirsiniz. Ama bu yeni döneminde CNN Türk'te olmayacağımı size söylemeden de edemezdim.
Yayın Genel Müdürü Ferhat Boratav zarif adamdır.
– Ses tellerimdeki arızayı, ameliyatı da göze aldığım halde gideremiyoruz. Seyirciye ayıp oluyor. Ben bir süre boğazımı dinlendireyim, demiştim.
– Yok yok, diye güldü. Aksine sizin programınıza katılmak isteyenlerin sayısı arttı. Hazır sesi kısılmışken, biz de iki satır laf edebiliriz, diyorlarmış.
Yani gevezelik benim, birbirimizden saklamadığımız bir kusurumdur. Ama bu yeni dönemde hedef yayınları gençleştirmek olunca, ister istemez akla benim adım da geldi. Gene çok şık bir ziyaretle ve görünür bir üzüntüyle, kararı bana bildirdiler. Teşekkür ettim. Ama televizyon alanında pes ettim sanmayın. Prof. Mehmet Ömür ile Timur Selçuk Hoca benden ümitlerini kesmedikçe tehlike devam edecek, demektir.
Kaldı ki, meslek hayatımdaki en anlayışlı müdür olan Başar Başarır, ki aynı zamanda son torunum Hazan'ın babasıdır; gene torunum yaşındaki yapımcılarım –bana göre program patronlarım– Arzu Göğüş (o Kanal D'de) ve Reyhan Yılmaz ile Berna Gürsoy, haftanın bir günü beni arama alışkanlığından vazgeçmiyorlar. Ve makyaj odasındaki Elvan kızım dahil, ben de hiçbirini unutmuyorum.
Dün gazetelerde CNN Türk reklamlarını görmüşsünüzdür. On dokuz genç ve güzel televizyoncunun fotoğrafları vardı. Ve sadece programlarının adı. Ağabeyleri Uğur Dündar da ara neslin Allah için en yakışıklısı.
Program adı olarak beni en çok Her Evde Bir Haber Var çekti. Vaktiyle Sirkeci-Florya treninde, son yıllarda TEM yolunun iki yanında akşamları, ateşböcekleri gibi ev ışıklarına uzaktan bakar, bu her bir ışığın ardında bir dünya var, diye hayal kurarım. Güven İslamoğlu o dünyaları anlatacak bize.
Bir not daha: kendin de ekranda boy göstermiyorsan, diğerlerini eleştirmek daha bir kolay, değil mi efendim!
* Yazı ile bu başlık hiç de tutarlı değil, farkındayım. Ama Sinan Çetin'in bu çok sevimli reklam cümlesi aklıma gelince kullanmadan edemedim.
YAZI:Hakkı DEVRİM