Erdoğan, bürokrata çağrıda bulunarak "Git gel yok. Nasıl olması gerekiyorsa öyle çözeceksiniz" dedi.
Abone olErdoğan: 'Bugün git yarın gel' anlayışını ayaklar altına almalıyız Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''siyasetin ve kamuoyunun, her resmi ve özel kuruluş güven ve istikrarı zedeleyecek davranışlardan kaçınması gerekmektedir'' dedi. Erdoğan, Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) Genişletilmiş Oda Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, tam tersine güven duygusunun daha da derinleştirilmesi ve istikrarın devamının daha da artmasına yönelik inanca katkıda bulunulması gerektiğini söyledi. Hükümetin bu konuda birinci dereceden sorumlu oldugunu anlatan Erdoğan, siyasi sorumluluğun omuzlarında olduğunu ancak tek başına hükümetin gayretinin de yeterli olmayacağını bildiklerini kaydetti. Her kesimin buna katkıda bulunması gerektiğini anlatan Erdoğan, ''çünkü olumsuz gelişmelerin faturasını ülke olarak hep beraber çekiyoruz. Hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız. Biz hükümet olarak bunun gerçekleşmesi için gereken bütün adımları atıyoruz'' diye konuştu. Erdoğan, 22 Nisan'da Hazine tarafından biri 90 günlük, biri de 300 günlük olmak üzeri iki bono ihalesi düzenlendiğini hatırlatarak, ''bunlardan birincisinde yüzde 12, ikincisinde yüzde 6.5 oranında faiz düştü. Faiz oranlarının düşmesi umarım daha da devam eder'' dedi. Küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) ilişkin de görüşlerini açıklayan Başbakan Erdoğan, KOBİ'lerle ilgili Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından bir düzenleme hazırlandığını ve Resmi Gazete'de yayımlandığını belirterek, ''KOBİ'ler piyasadan fon bulabilecek, bölgelerindeki aracı kurum vasıtasıyla hisse senetlerini halka arzedebilecek. Şirketler hisse senetlerini talep olan illerde satabilecekler'' diye konuştu. Türkiye'nin fotoğrafına bir bütün olarak bakılması gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''Herkesten ricamız şu gözünüzü bütünden ayırmayın. Eğer bütünden ayırırsak o zaman ormanı göremeyiz. Zira toplumun tamamını ilgelendiren, birbirini destekleyen dengeleyen uygulamaları mümkün olduğunca aynı anda hayata geçirmeye çalışıyoruz. Öte yandan hükümetimiz tarafından sanayicilerin önünde bulunan engellerin aşılmasına ve yatırım ortamının iyileşterilmesine yönelik mevzuatlarda değişiklik yapılması öngörülüyor.'' ''GİT GEL YOK. ÇÖZECEKSİNİZ'' Türkiye'de en önemli sorunlardan birinin de şekilcilik ve mevzuat kirliliği olduğunu söyleyen Erdoğan, toplumun önünü açmak için ''bugün git yarın gel'' anlayışını ayaklar altına almak zorunda olduklarını söyledi. Erdoğan, ''çözeceksiniz. Git gel yok. Çözeceksiniz. Nasıl olması gerekiyorsa öyle çözeceksiniz) dedi. Erdoğan, borç stokunun aşılmasında her geçen gün daha iyiye gidildiğini belirterek, daha ucuz imkanlarla borç yükünün altından kalkılacağını kaydetti. Başbakan Erdoğan, faiz denen olayın Türkiye için büyük bir yük olduğunu, geçmişte gecede yüzde 7 bin 500'lere varan faizler verildiğini ve bunun bedelinin hep birlikte ödendiğini ifade etti. Erdoğan, ''biz aynı yanlışa düşmeyeceğiz. Onun için hükümet ciddi bir koordinasyonu kendi kurumları arasında sağlıyor. Bankalarla olsun, odalarla olsun diğer kuruluşlarla olsun münasebetini sürdürmek suretiyle de bu krizi en ucuz ve kolay bir şekilde atlatmaya çalışıyor. Bunun gayreti ilede piyasaları hamdolsun ciddi bir şekilde rahatsız edici bir tablo doğmadı'' diye konuştu. Vergi barışı ile gelecek paranın 18 ayda toplanacağını ifade eden Erdoğan, ''vergi barışında ayda 360 trilyon gelecek. Bizim ödememiz aylık 10 katrilyon lira civarındadır'' dedi. Erdoğan, uygulamalarla farklı beldelerin farklı şekilde geliştiğini, bu sistemin düzeltilmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: ''Ankara... Havaalanından şehre girerken şehrin görüntüsü bu mu? Başka bir ülkenin insanı Türkiye'ye geldiğinde (öyle bir ülkeye geldim ki gelmeye değer, sen de durma git) desin. Şehirlerarası yolculuk yapıp gelen vatandaşlarımız da övünecek bir başkentleri olduğunu ifade etsinler.'' Boş geçilecek bir günlerinin dahi olmadığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Çünkü bunların bedeli ağırdır. Bu yeniden yapılandırma süreci ucu açık uzun vadeli bir süreçtir. Yıllardır sözü edilen ama bir türlü girişilemeyen bu dönüşüm süreci hükümetimizin kararlı tutumu sonucunda başlamış bulunmaktadır. Ben Türkiye'nin önünü açacak bu dönüşüm sürecine sivil toplum kuruluşlarının ve odaların katkıda bulunmalarını umuyorum.'' Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin sürdürülebilir kalkınma olduğunu anlatan Erdoğan, ''tabii ki bu hamasetle olmaz bu kararlılıkla, mücadeleyle olur. Bunun da neticelendirilmesi hep üretime bağlıdır. Bize düşen görev üretim ortamını geliştirmek ve üretim ilişkilerini kolaylaştırmaktır... Siyasetin ve kamuoyunun, her resmi ve özel kuruluşun güven ve istikrarı zedeleyecek davranışlardan kaçınması gerekmektedir.''