BIST 9.912
DOLAR 35,20
EURO 36,65
ALTIN 2.965,99
HABER /  GÜNCEL

Devletin fotoğraf baskısı tutmadı

Veda programının TRT ve AA tarafından takip edildiğini ve susturulduğunu belirten Mutlu, Milliyete övgüler yağdırdı

Abone ol

Vatan Gazetesi Yazarı Mustafa Mutlu'nun "Bir fotoğrafın düşündürdükleri" başlıklı yazısı... Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi, kızları, gelinleri tesettürlü... Dünyanın en ünlü modaevlerinden giyiniyorlar, ayakkabıları, çantaları için binlerce dolar harcıyorlar. Ama saçlarının ucunu göstermemeye de dikkat ediyorlar. Kişisel tercihleridir. Bu nedenle saygımız sonsuz. Yine de talihsizlik" bu ailenin kadınlarının peşini bırakmıyor... İlk "öpücük" vakası geçen yıl 10 Ağustos'ta evlenen Bilal Erdoğan'ın düğününde meydana geldi. Damadın nikâh şahitliğini yapan İtalya Başbakanı Berlusconi, Erdoğan ailesinin tesettürlü gelini Rcyyan Hanım'ı ellerinden öptü. Bu kez de aynı sıkıntıyı muhafazakârlığıyla bilinen Emine Erdoğan yaşadı... Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, Erdoğanlar'ı Atina'dan yolcu ederken, Emine Hanım'ı yanaklarından öptü. Veda törenini Türk basınından sadece TRT ve Anadolu Ajansı muhabirlerinin izlemesine izin verilmişti. İddialara göre bu sürpriz görüntüler, Türk heyetini rahatsız etti. Başbakanlık görevlileri hemen devreye girerek, bu iki kurumdan o sahneyi yayınlamamalarını rica etti... "Devlet memurlukları gazeteciliklerinin önünde gelen" bu iki kurum da, doğal olarak (!) ricayı kıramadı: TRT, Emine Hanım'la Karamanlis'i aynı karede ekrana getirmemeye özen gösterirken, AA da sadece el sıkışma anını yansıtan fotoğrafı servise koydu. Ama Yunan basınını kimse durduramadı. O "rahatsızlık uyandıran" sahne, Yunan televizyonlarında ve gazetelerinde bol bol yayınlandı... Bizim büyük gazetelerimizin çoğu ise "el sıkışma" fotoğrafını vermekle yetindiler. Çünkü "asıl fotoğrafa ulaşamadılar. Milliyet dışında... Bu gazete, Yunan MEGA televizyonundan aldığı fotoğrafla, bir adım öne geçti... Zaman, Yeni Şafak, Vakit gibi İslami kesime yakın gazeteler ile devlet tarafından yönetilen Star Gazetesi ise; bırakın fotoğraf kullanmayı, tüm bu olup bitenleri görmezden geldi... Dünyanın neresinde olursa olsun bu fotoğraf, tek satır yazı bile gerektirmeyen bir haberdir. Çünkü büyük bir "protokol gafı"dır. Bu nedenle yukarıda adlarını saydığım gazetelerin, sırf "iktidarla olan ilişkileri yara almasın" diye, böylesine bir haberi atlamayı tercih etmeleri, mesleğim adına utanç verici... Basın-yayın organları "haber vermek"ten başka kaygı taşımamalı, bu kaygının önüne geçebilecek ilişkilere girmemelidir... Korkunun nedeni Önceki gün yayınlanan "Devlete Güvenmenin Bedeli Kaybetmek mi?" başlıklı yazımla ilgili yüzlerce e-mail alıyorum. Birinde öyle bir soru soruluyor ki, mektuba farklılık katıyor. İşte o mektup: "43 senede biriktirdiğim dolarları bozdurup, İmar Bankası'ndan Hazine Bonosu aldım. Sonuçta da her şeyimi kaybettim. Her sabah bütün gazeteleri, Acaba bonozedeler hakkında bir şey çıkmış mı?' diye baştan sona okuyorum, ama VATAN'ın dışında kimse tek satır bile yazmaya cesaret edemiyor. Sahi Sayın Mutlu, diğer gazetelerin bu korkusunun nedeni nedir?" Soruya, yukarıdaki yazının final cümlesiyle yanıt vereyim: "Basın-yayın organları, haber vermekten başka kaygı taşımamalı, bu kaygının önüne geçebilecek ilişkilere girmemelidir..."