Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Demirkanlı, Devlet Tiyatroları'nda yaşanan olayların AB normları çerçevesinde yapılan planın parçası olduğunu ileri sürdü.
Abone olTiyatro Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Demirkanlı, Devlet Tiyatroları'nda yaşanan olayların AB normları çerçevesinde yapılan büyük bir planın parçası olduğunu ileri sürdü. Demirkanlı, Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Devlet Tiyatroları'nda Neler Oluyor?'' konulu panelde yaptığı konuşmada, Devlet Tiyatroları'nda yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Demirkanlı, şunları söyledi: ''Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç göreve gelirken, aklında 'şunu yapacağım, şu müdürü görevden alacağım' gibi bir niyeti olmayan bir zat. Ancak, bakanlıkta oturmaması, ona bazı yanlış bilgilerin aktarılmasına, onun da bu konuda yetkisini yanlış kullanmasına yol açıyor. Sonra da bildiğiniz gibi tiyatrolarda istifalar ve görevden alınmalar yaşanıyor. AK Parti hükümetine yüklenmek yanlış. Devlet Tiyatroları'nda olan olaylar AB normları çerçevesinde yapılan büyük bir planın parçası. Zira AB normları çerçevesinde yapılması beklenen bir durum var ortada. Yani tiyatro sanatçısının tamamen devlet kadrolarından boşlatılması...'' ''Bu olaylar Japonya gibi ülkelerde olsaydı bakan istifa ederdi'' görüşünü savunan Demirkanlı, eski Kültür Bakanı İstemihan Talay zamanında da tiyatrolarda buna benzer olaylar yaşandığını kaydetti. Demirkanlı, ''İzlediğimiz senaryo aynı. Görevden alınan Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Lemi Bilgin, her koşulda siyasi müdahaleleri kuruma sokmadı, taviz vermedi. Onun için de görevden alındı'' dedi. Türkiye'nin AB'ye teslim olmuş. Haliyle bazı operasyonlar yaptığını iddia eden Demirkanlı, Devlet Tiyatroları'nda olanları bu çerçevede değerlendirmek gerektiğini ifade etti. ''80 YILLIK HINÇ'' Tiyatro, Opera Bale Çalışanları Yardımlaşma Vakfı (TOBAV) İstanbul Şube Başkanı ve basında ''kilolu balet'' tartışmasında adı geçen İstanbul Devlet Tiyatrosu oyuncu ve yönetmenlerinden Murat Karasu da, ''Türk kültür sanat kamuoyu, bu olanlardan sonra takkeyi önüne koysun ve kanalları nasıl açacağını düşünsün'' dedi. Karasu, şu görüşleri savundu: ''Tiyatroda 20 gün sonra perdeler açılacak. Bugünlerde bu toplantının yerine oyunlarımızı tartışıyor olmalıydık. Basında son günlerde çıkan bir sürü yazı seyircinin kafasını karıştırdı. Devlet Tiyatroları'na yeni atanan genel müdür 'ben Atatürkçüyüm, ben laikim ve Cumhuriyetçiyim' diyor. Ben AK Partili olsam, bundan gerçekten alınırdım. Birileri tarafından bugüne kadar Devlet Tiyatroları'nın durumu tartışıldı. Son 5 yıldır yazılmayan tiyatro konusu, son bir ay içerisinde basının birçok mevkutesinde yer buldu. Birdenbire tiyatro ideologları türedi. 'Devlet tiyatroları prototip insanlar üretiyor' diye tezvirat yaptılar. Bütün bu olanlardan sonra bizlerin kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor. Tiyatroları kapatma fikrinin altında, yapılan baskıların altında 80 yıllık bir hınç var. Ayrıca, AB'ye giriş boyutunda bu hınç endirekt yollarla meşru hale getirilip, tasfiyenin bitirilmesi gerekiyor. Muhalifler susturulmak isteniyor. Bankamatik tiyatrocular konumuna sokulduk...'' Tiyatro eleştirmeni Hasan Anamur da, tiyatro eleştirmenlerinin olayları yakından izlediklerini kaydetti.