Çarpıca bir başka iddia daha var..."Depremle ilgili tüm bilgiler devlet tarafından önceden biliniyordu"
Abone olJeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Aydın Çelebi, Bingöl Depremi ve yaşananları gazetemize değerlendirdi. Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu, bu durumun yıllardır bilindiğini dile getiren Çelebi, “1940 yılında Prof. Dr. İhsan Çetin, ‘Kuzey Anadolu Fayı’nın birçok fayın birleşiminden oluşan bir fay olduğunu’ söyledi. Doğu Anadolu Fayı da bilinen bir fay. Bunların diri fay oldukları, deprem yaratacakları biliniyor. Yakın zamanda olan Pülümür ve Sultandağ depremleri, tahminleri doğru çıkardı” dedi. Tüm bilinenlere rağmen hâlâ deprem olunca şaşırmanın anlamsız olduğunu kaydeden Çelebi, tüyler ürpertici bir açıklamada da bulundu; “Bingöl Depremi öncesinde fay üzerindeki yapılaşma ile ilgili uyarılar yapıldı. Bunlar devlet kayıtlarına geçti.” Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde büyük depremler için 200-250 yıllık periyot belirlendiğini ifade eden Çelebi, fay üzerinde 1789 yılında, 40-50 bin kişinin ölümüne neden olan bir deprem gerçekleştiğini hatırlattı. Uzmanların, bu hat üzerinde büyük deprem periyotlarının dolduğunu hesapladıklarını vurgulayan Çelebi, Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde büyük bir depremin beklendiğine işaret etti. Depremin periyodu Bingöl Depremi’nin büyük değil, orta büyüklükte bir deprem olduğuna dikkat çeken Çelebi, beklenen depremin daha büyük olduğunu, son depremin de bunun habercisi olduğunu söyledi. Bu fay hattının uzun süren bir sessizlik yaşaması ve orta büyüklüğünde depremlerin olmaya başlamasının büyük depremlerin zamanının geldiğini ortaya koyduğunu dile getiren Çelebi şöyle konuştu: “Doğu Anadolu Fayı üzerinde Amik Ovası’na kadar giden hat uzun bir süredir sesizliğini koruyor. Bu da büyük depremin habercisi olarak görülüyor. Bu hattın kırılacağı biliniyor. Zamanı tam olarak verilemeyebilir, ama olacağı ve dönemsel olarak o periyoda girildiği açıktır.” İmar affı cinayettir Orta büyüklükteki bir depremde bu kadar ölüm ve hasar olması, siyasetin çürümüşlüğünü gösteriyor. Gerçekleşen her depremde yaşanan aynı manzaralar, siyasi iradenin, afetlerin önlenmesine ilişkin hizmetleri, insanların korunması için gerekli hizmetler olarak görmemesinden kaynaklanıyor. Tüm tedbirsizliklerle birlikte bir de imar affı gündeme getiriliyor. Konut sorunu istismar edilerek, imar affı ortaya atılıyor. Konutla, açlıkla terbiye edilen insanlar tabii ki, geleceği, depremi düşünemez. Böyle bir af tamamen cinayettir. Uygun kredilerle, zemine uygun sağlıklı yapılarla insanlara konut sağlanmalıdır. Kaynak : Evrensel