BIST 9.487
DOLAR 34,42
EURO 36,38
ALTIN 2.840,52
HABER /  GÜNCEL

Devlet katliamı resmen itiraf etti

1955 yılında Tunceli'ye geri dönmeye hazırlanan sürgündeki aileler için yazılan ifadeler, katliamın resmi itirafı oldu.

Abone ol

1938 harekâtında ailesini kaybeden kişiye sürgün sonrası Tunceli Valiliği'nce verilen 'Aile üyelerinin imha edildiği...' yazılı zabıt, bugün ilk Dersim davasının resmi dayanağı oldu.

Tunceli Valiliği, 27 Ağustos 1955’te toplandığında, Ali Akgün’ün, sürgün olduğu Kütahya’dan Tunceli’ye dönüşünü bu zabıtla karara bağlamıştı. O zabıtta ise şunlar yazılıydı:

"İHMA EDİLDİĞİ"
 “...Hüseyin Altıntaş’ın nüfus hane kayıtlarında adı yazan Hüseyin karısı Humar ve Hüseyin evlatları Humar’dan doğma Elif, Mehmet, Hadice, Ahmedi, Suzan, Alicemal, Hetip, Emine’nin 1938 harekâtında imha edildiği ve aile reisi Hüseyin Altıntaş’ın da 952 yılında öldüğü, haneden yalnız Ali Akgün’ün sağ kaldığı...”

O gün geri Ali Akgün, bu zaptı kanıt gösterip 10 yakınını yitirdiği kıyımı 72 yıl sonra yargıya taşıdı. Dönemin jandarma erleri ve yetkilileri hakkında ‘insanlık karşı suç işlendiği’ iddiasıyla suç duyurusu yaptı.

Radikal gazetesinden İsmail Saymaz’ın haberine göre Tunceli’de yaşayan emekli memur Hüseyin Aygün, geçen 22 Nisan’da avukatı Hüseyin Aygün aracılığıyla Nazimiye Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

KAYBETTİĞİ 10 AKRABASININ HESABINI 72 YIL SONRA SORUYOR
Nazımiyeli Nahiye Müdürü Zeynel Çavuş’un ailesi, iddiaya göre, jandarma birliklerince Çamurek Köyü Avlosen Deresi’nde kurşuna dizildi. Zeynel Çavuş ile birlikte öldürülenler arasında 36 yaşındaki gelini Humar ve Humar’ın çocukları olan; 20 yaşındaki Elif, 14 yaşındaki Mehmet, 11 yaşındaki Hadice, altı yaşındaki Ahmedi, beş yaşındaki ikizler Suzan ile Alicemal, üç yaşındaki Hetip ve iki yaşındaki Emine vardı.

Zeynel Çavuş’un oğlu ve Humar’ın eşi olan Hüseyin ile kardeşi Ali ise dağlara kaçtı. Kıyımdan sonra Kütahya’nın Altuntaş köyünde zorunlu iskâna tabi tutuldular. Bu karar 1947’de kalktı. Bakanlar Kurulu kararıyla memleketlerine döndüler. Ağabey Hüseyin 1952 yılında öldü. Geriye sadece Ali Akgün kaldı. Akgün’le ilgili kesin karar, 27 Ağustos 1955’te, Tunceli Valiliği’ndeki o toplantıda çıktı. Toplantıya vali yardımcısı, defterdar vekili, ziraat müdürü, tapu sicil muhafızı, toprak ve iskan müdürü katılmıştı.

"HALA ORADALAR"
Belgedeki Ali Akgün’ün oğlu olan Hüseyin Akgün’ün başvurusunda, “Cesetleri hâlâ orada. Mezarsız ve taşsız orada, derede yatmaktadırlar” deniyor. Başvuruda, Dersim harekâtına katılan jandarma birlikleri ve yetkililerinin insanlığa karşı suç işledikleri dile getirilerek soruşturma talep ediliyor.

ÖLÜM TARİHLERİ 0/0/1938
Dersim Katliamı’yla ilgili ikinci suç duyurusu dilekçesi de yine avukat Hüseyin Aygün tarafından 86 yaşındaki müvekkili Efo Bozkurt adına bugün Hozat Cumhuriyet Savcılığı’na veriliyor. Dilekçede yer verilen iddiaya göre Bozkurt Ailesi, ‘Dersim 38’i Hozat’ın Çaytaşı köyünde karşılamıştı.

Kıyımda Efo Bozkurt’un Kurtuluş Savaşı gazisi olan 43 yaşındaki babası Keko, annesi Kuhari, ablaları 16 yaşındaki Havi, 12 yaşındaki Eyti, altı yaşındaki Besi, erkek kardeşleri dört yaşındaki Mehmet, iki yaşındaki Niyazi jandarmalarca kurşuna dizildi. Efo Bozkurt, kıyımdan kaçarak ve yaralı halde kurtuldu. Bozkurt’un üç kardeşinin ve Altıntaş Ailesi’nin altı çocuğunun ölüm tarihi olarak, nüfus kütüklerinde, ‘0/0/1938’ yazıyor.