BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Devlet ilk kez Madımak'ta!

37 kişinin öldüğü Madımak yangını aradan geçen 17 yıla karşın sönmedi. Hükümet düzeyinde ilk kez anmaya katılan Bakan Çelik'ten önemli sözler var.

Abone ol

Türkiye tarihinin yakın dönem en karanlık olaylarından Madımak katliamının 17. yıldönümünde bir ilk yaşanıyor. Sivas'ta düzenlenen anma töreninde hükümet düzeyinde ilk kez bir bakan yer aldı.

Alevi açılımından sorumlu olan Bakan Faruk Çelik Madımak Oteli önüne karanfil bırakarak, ''Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır, tüm Türkiye'nin acısıdır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum" dedi.

Alevi örgütlerinin beklentisi ise Madımak Oteli'nin müze olup olmayacağıyla ilgiliydi. Ancak Bakan Çelik bu konuda bir müjde vermedi. "Önce burası kamulaştırılması gerek. Sonra değerlendireceğiz" diyen Çelik Alevi Çalıştayı raporlarının ise 10-15 gün içined açıklanacağını duyurdu.

KOL KOLA OTELE YÜRÜDÜLER

Faruk Çelik Sivas olaylarının 17. yılında gerçekleştirilecek anma etkinliğine katılmak üzere özel ''ATA'' uçağı ile Sivas'a gitti. Valiliği ziyaret eden Bakan Çelik, buradan Vali Ali Kolat, bazı milletvekilleri, sivil toplum örgütü başkanları ve kurum temsilcileri ile kol kola yürüyerek Madımak Oteli'ne geçti.

Burada yapılan saygı duruşunun ardından konuşan Bakan Çelik, 2 Temmuz 1993'ün tarihin acı günlerinden biri olduğunu belirterek, ''O gün sinsi odaklar, karanlık senaryolarını sahnelemek istediler. O gün hain mihraklar eti tırnaktan, tırnağı etten ayırmak istediler. O gün farklılıklarımızı istismar etmek suretiyle yüzlerce yıllık kardeşliğimizi kanla, gözyaşıyla sınadılar'' diye konuştu.

OTELİ SARAN ATEŞ HEPİMİZİN YÜREĞİNİ SARDI

O günden bugüne tam 17 yıl geçtiğini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
''Biz o günü unutmadık, hayatlarını kaybedenleri anmak için bugün hep birlikte buradayız. Madımak Oteli'nde yaşanan acı hepimizin acısıdır. Tüm Türkiye'nin acısıdır. Bu olayın tarafı olamaz, bu olayın tarafı olmak aslında yangını söndürmemek demektir. Bir gerçek var. O gerçek şu. Ortada birliğimizi, dirliğimizi istemeyen unsurlar var. Ve burada hayatlarını kaybedenler var. Dolayısıyla bu işin tarafı yoktur, tarafları yoktur. Herkes, 73 milyon bir taraftadır. İnsanlık adına bir taraftadır. Oteli saran ateş hepimizin yüreğini sarmıştır. Evet ateş hepimizin bağrına düşmüştür. O olayı tezgahlayanları, parmağı olanları, sinsi güçleri, şiddetle ve nefretle lanetliyorum. Hayatlarını kaybedenleri saygıyla anıyorum. Müessir olayda yakınlarını kaybedenlerin acısını yürekten paylaşıyorum.''

BİZ AŞURE GİBİYİZ

Anadolu coğrafyasının binlerce yıldır barışın, kardeşliğin, hoşgörünün havzası olduğunu kaydetti. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi gönül fatihlerinin bu topraklarda filizlediğini ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
''Bu abide şahsiyetlerin dilinden dökülenler, kaleminden damlayanlar bizi birbirimize kaynaştırmıştır. Bu sebepledir ki değişik ırklardan, inançlardan, düşüncelerden insanlar bu topraklarda huzur içinde yaşamışlardır. Bu topraklar birlikte yaşama modelinin en güzel örneklerinden biri olmuştur. Anadolu keder, kader birliğinin adıdır. Bu birlikteliğimizi bozmayı defalarca sınadılar. Maraş'ta sınadılar, Çorum'da sınadılar, Sivas'ta sınadılar. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu milletin hamurunu Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli'ler yoğurdu. Bu hamuru ayrıştırmaya hiçbir bir karanlık odağın gücü yetmez, çünkü biz millet olarak aşure gibiyiz. Aşure binlerce yıllık kardeşliğimizi bir tas içinde simgeleştiren en güzel örnek değil mi? Birbirini değiştirme kaygısı gütmeden, birçok lezzet bir araya geliyor ve yeni bir tat ortaya çıkıyor. Üzüm üzümlüğünü, nohut nohutluğunu, fasulye fasulyeliğini, buğday buğdaylığını, kayısı kayısılığını koruyor. Ama hepsi bir araya geliyor ve bu coğrafyaya özgü aşureyi oluşturuyor. İşte Anadolu'nun özeti budur, Türkiye'nin özeti budur.''

KERBELA'DA BİRLİKTE SUSUZ KALDIK

''Biz Alevi'si ile Sünni'si ile tüm unsurlarıyla bu topraklara nakış nakış işlenmiş ve rengarenk Anadolu kilimini oluşturmuşuz'' diyen Bakan Çelik, şöyle devam etti:

''Aynı dertlerle dertlenmiş, aynı mutlulukları paylaşmışız. Kerbela'da birlikte susuz kalmış, Çanakkale'de yedi düvele karşı omuz omuza birlikte mücadele etmişiz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini korumak için verdiğimiz şehitleri aynı bayrağa sarmış, aynı toprağa yan yana gömmüşüz. Ama hiçbir güç, hiçbir acı birlikteliğimizi, beraberliğimizi bozamadı. Biz müsaade etmediğimiz, hep beraber müsaade etmediğimiz sürece de birlikteliğimizi bozamayacaklardır. İşte bunun için 17 yıl önce toplumumuza yaşatılan o vahim olayı unutmayacağız ama kardeşliğimizi de hiçbir zaman unutmayacağız. O olayı hatırladıkça daima kardeşliğimizi hatırlayacağız. Ve birbirimize her zamankinden daha sıkı sarılacağız. Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'daima bir, iri ve diri olacağız' Madımak'taki vahşeti bize yaşatanlara vereceğimiz en güzel cevap budur değerli kardeşlerim.''

GEÇMİŞTEKİ KARANLIK NOKTALAR...

17 yıl önce yaşanan olayların ardındaki sır perdesinin ne yazık ki zihinlerdeki kuşkuları giderecek düzeyde aydınlatılamadığını ifade eden Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Alevi Bektaşi kardeşlerimizin sorunlarını, taleplerini ele aldığımız çalıştaylarda tüm katılımcılar bu durumu dile getirdi. Bunun üzerine yakın geçmişimizdeki karanlık kalan tüm noktaların araştırılması için TBMM'ye bir araştırma önergesi verildi. Çünkü geçmişteki karanlık noktaları aydınlattığımız oranda geleceğimiz de o kadar aydınlık olacaktır. Karanlık noktaların geleceğimizi de karartmasına müsaade etmemeliyiz. O günün hukuk ve demokrasi ortamında konuşmayanların bugün daha cesur olacağına inanıyorum. Artık Türkiye kronik sorunlarıyla yüzleşecek demokratik olgunluğa ve sorunlarını istismar eden odakların yakasına yapışacak hukuki ve siyasi kararlılığa sahiptir.''

MADIMAK OTELİ'NİN KAMULAŞTIRILMASI

Yine çalıştaylarda öne çıkan bir konunun da Madımak Oteli'nin durumu olduğunu ifade eden Çelik, ''Bunun için de gerekli adımları attık. Sayın Valimizin başkanlığında, koordinasyonunda bu süreç yürümektedir. Kamulaştırma işleminin tamamlanmasıyla birlikte 17 yıllık bir beklentiyi de gidermiş olacağız'' diye konuştu.

DERDİMİZİN ÇARESİ YİNE BİZDEDİR

Sivas'ta barış, kardeşlik ve yatırıma müsait her türlü ortam olduğunu vurgulayan Bakan Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

''Sivas ve Sivaslılar yanlış bir şekilde tanınmak ve anılmak istemiyorlar. Bu olaylar tabii ki telin edilecektir. Bunun gereği yerine getirilecektir ama Sivaslıların bu konudaki duruşları gayet net açık ve ortadır. Birlikten yanalar, dirlikten yanalar, kardeşlikten yanalar. Bizim derdimizin çaresi yine bizdedir Sivaslılar. Yaramızın ilacı da bizdedir. Birliğimizden rahatsız olanlara karşı birlik ve beraberliğimizi daha ileri taşıyacak adımları hep beraber atmalıyız diyorum. 2 Temmuz 1993'te hayatlarını kaybeden 37 vatandaşımızı bu otelin önünde saygıyla, rahmetle anıyorum. Bir daha Cenab-ı Hak'tan temenni ediyorum, niyaz ediyorum ki bu müessif olayları milletimize göstermesin. Birliğimiz, bütünlüğümüz daim olsun diyorum.''