Bakım sigortasını ilk olarak geçen hafta, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK), 3. yıl resepsiyonunda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati ile SEDDK Başkanı Mehmet Akif Eroğlu duyurdu. Bakanlıklar ortaklaşa çalışma yürütüyor. Hürriyet yazarı Noyan Doğan 2023 yılında yürürlüğe girmesi beklenen sigortanın detaylarını yazdı...
Abone olBöyle bir sigortaya ihtiyaç var mı? Yaşam süresinin 85’lerin üzerine çıktığı, Türkiye nüfusunun hızla yaşlandığı ve son açıklanan nüfus istatistiklerine göre de ortanca yaşın bile 34’lere geldiği bir ortamda ciddi ihtiyaç var. Geç kalındığı bile söylenebilir. İşin aslı 2021-2023 dönemine ilişkin Yeni Ekonomi Programı’nda da vatandaşların uzun süreli bakımlarını garanti altına alacak, özellikle yaşlılık dönemlerinde rahat etmelerini sağlayacak, kişilerin belli oranlarda katılım yapacağı uzun dönemli bakım sigortası modelinin hayata geçirileceği yer alıyor.
Bakım sigortası nedir?
Peki, nedir bakım sigortası? En basit haliyle, kişilerin, yaşlılık döneminde ister evde ister bakımevinde, sağlık ve bakım giderlerinin karşılanmasına yönelik sigorta. Sigorta belli bir yaşta yaptırılıyor, yaşlılık döneminde de bakım giderleri sigorta tarafından karşılanıyor. Böyle anlatılınca basit bir sigorta konusu gibi anlaşılıyor ama işin sosyal boyutu daha ağır basıyor.
Şöyle anlatayım. İleri yaştakiler ya çocuklarına yük olmak istemediklerinden ya günümüz şartlarında çocuklar büyüklerine bakamadıklarından ya da eşlerden birinin ölümü nedeniyle yalnızlıktan veya da profesyonel bakım gerekliliğinden bakımevlerine ihtiyaç duyuluyor. Dikkat edin, özel sektör tarafından son yıllarda yaşlı bakımevlerine yatırımlar artıyor. Ortada bir başka gerçek daha var. Devlete ait bakımevlerinde yer bulmak neredeyse imkansız, özel bakımevlerinde de bakım ücretleri ciddi pahalı. Öyle ki, kimileri buralarda kalabilmek için mal varlıklarını bağışlamak durumunda kalıyor, yine de yer bulmakta zorlanıyor. Ne demek istediğimi yaşayanlar bilir.
Devlet desteği
Araştırmalar nüfusun yaşlanması ve demografik yapının değişmesi ile bakıma ihtiyaç duyacak kişi sayısının ciddi artacağını ve uzun dönemli bakım kavramının önemli hale geleceğini gösteriyor. Bu da uzun dönemli bakımın finansmanını gündeme getiriyor. Açık konuşalım, bu devletin tek başına altından kalkacağı bir durum değil. Emekli maaşı ödeyelim, sağlık giderlerinin tamamını karşılayalım bir de üzerine uzun süreli bakım giderlerini karşılayalım diye bir yapı olmaz, zaten sürdürülemez de.
O nedenle Amerika’dan İsveç’e, Fransa’dan İrlanda’ya kadar Avrupa’da uzun süreli bakım sigortası uzun yıllardır var ve bu özel sigorta sistemi üzerinden yürüyor; devlet de destek oluyor. Ülkelere göre modeller farklılık gösteriyor. Kimisinde bakım dönemi geldiğinde sigorta parası tazminat olarak toplu ödeniyor, kiminde aylık karşılanıyor ya da kurumda bakılıyorsa oraya ödeniyor, kiminin içinde sağlık giderleri var kiminde sağlık karşılanmıyor.
Model nasıl olacak?
Türkiye’de de benzer bir uzun dönemli bakım sigortası modeli üzerinde çalışmalar sürüyor. Bildiğim kadarıyla devlet de ya destek olacak ya katkı sağlayacak; tıpkı, bireysel emeklilik sisteminde olduğu gibi. Aslında model basit. Kişiler belli yaşta uzun dönemli bakım sigortası yaptıracak, prim ödeyecek, devlet de prime katkı sağlayacak, yaşlılık dönemi geldiğinde ister evde, ister bakımevinde oluşacak bakım giderleri sigortadan karşılanacak. Bu modelde isteyen özel sağlık sigortası ile bunu birleştirip, farklı bir sağlık hizmeti alacak; istemeyen sağlık sigortasını içine katmayacak, devletin sağlık hizmetinden yararlanacak.