BIST 9.420
DOLAR 34,38
EURO 36,26
ALTIN 2.840,96
HABER /  MEDYA

Devlet Birand'ı yok etmek istemiş!

Usta yazar Mehmet Ali Birand, bir dönem namlulara hedef olduğunu bakın nasıl anlatıyor...

Abone ol
Başta Kürt sorunu olmak üzere PKK terörü ve Fethullah Gülen'le ilgili yazdıklarından ötürü devlet tarafından gözden çıkarılan M.Ali Birand konuştu. Birand, geçmişte bakın nasıl birileri tarafından gözden çıkarılmış...

- 1993-1998 döneminde Devletimizin bazı kesimleri beni yok etmeye çalıştı. Özetle şöyle olaylar yaşadım:
 
Devletin hangi kurumundan emir aldığını anlayamadım, ancak birileri arkama Yeşil adındaki katili  taktı. Daha ayrıntılı bilgi isteyenler, Mehmet Ağar ile Mehmet Eymür’e sorabilirler.

- Asker kökenli olduklarını iddia eden, yasa dışı bir gurup, beni öldürme kararı aldı. Dönemin MİT müsteşarı Sönmez Köksal ve o zamanki yardımcısı Şenkal Atasagun’a sorarsanız, ayrıntılarıyla anlatırlar. Onların dikkati ve MİT’in sürekli korumasıyla hayatta kalabildiğime inanıyorum.

- TRT davasında, hem olayın hazırlanışı, hem de mahkeme sırasında Devletin parmağını da, avukatım olan değerli Prof. Köksal Bayraktar’a sorarsanız anlatabilir.

- Genelkurmay Başkanlığı yalan dolan bir Andıç hazırlattı ve beni kamuoyunun gözünde lekelemek istedi.Askerı mahkemelerde yıllarım geçti. Ancak sonunda yine kendileri yalanlarını kabul ettiler.
- Defalarca mahkemeye verildim, yıllarca yazdıklarımı savunmak zorunda kaldım.
 
Anlayacağınız, ben T.C Devletinin bazı kesimleri tarafından sistematik şekilde “yok edilmeye çalışılmış” bir insanım.
 
Neden biliyor musunuz ?
 
1. Başta Kürt sorunu olmak üzere resmi ideolojileri reddetmem ve liberal yaklaşımımı bozmamam.

2. PKK terörünün sadece silahla çözümlenemeyeceğini yazıp çizmem. (Bugün, eskiden yazdıklarım resmen uygulanıyor)

3. Fethullah Gülen hareketine karşı çıkmaman, başörtüsünün üniversitelerde serbest kalması gerektiğine inanmam.
 
Özetlemem gerekirse, bugün ortada kahraman gibi dolaşan bazı meslakdaşlarım beni Askere espiyonladıkları, televizyonlarda yalan haberlerle lekelemeye çalıştıkları, siperlerde saklandıkları dönemlerde, sesimi kısmadım, korkmadım. Bazıları gibi, Askere yaranmaya çalışmadım. Doğru bildiğimi yazdım.
           
Bütün bu yıllarda da, Hanefi Avcı , patronlarından korkmadan destek olan nice Devlet bürokratı gibi, manevi destek verdi. Hanefi Avcı ile birkaç defanın dışında temasım olmamıştır. Geçmişte neler yaptığı, kime ve neye inandığı da umurumda değil. Babamın oğlu hiç değil. Savunmasını da yüklenecek değilim, üstelik böyle birşeye de ihtiyacı yok.
Benim kafamdaki Avcı, başkaları ne düşünürse düşünsün, sağlam biridir. Yanılabilirim, ancak bu benim kendi değerlendirmemdir.
                                             
Benim asıl şikayetçi olduğum, beni dinleten, beni yok etmeye çalışan Devlet’in içindeki odaklardır.